BBP lideri
Muhsin Yazıcıoğlu,
Genelkurmay Başkanlığı'nın gece yarısı internetten yaptığı açıklamayı eleştirdi. Bildirideki gerekçeleri inandırıcı bulmadığını kaydeden Yazıcıoğlu, MHP'nin de yeterli tepki vermediği görüşünde.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 367 şartının aranması Türk
siyasetini sıkıntılı bir sürece soktu. Seçimleri
Anayasa Mahkemesi'ne taşıyan CHP'ye DYP ve Anavatan'ın
destek vermesi
Meclis'i kilitledi. Genelkurmay'ın gece yarısı
bildirisiyle siyaset iyice karıştı. BBP Genel Başkanı
Muhsin Yazıcıoğlu, bu gelişmeler karşısında tavrını en net ortaya koyan liderlerden biri. Yazıcıoğlu, "Meclis
vesayet altına sokulmuştur. Meclis'te olsaydım adayımı gösterir, oyumu verir, denklemi çözerdim." diyor. Ara rejim hesabı yapanlara, "Meclis'i devre dışı bırakacak her türlü
iktidar formülünü gayri meşru ve hukuk dışı ilan ediyorum." uyarısında bulunuyor. Gece yarısı bildirisinde yer alan gerekçeleri ise inandırıcı bulmuyor: "Kur'an-ı Kerim
okuma yarışmalarını, kız çocuklarının
ilahi okumasını, okul müdürlerinin
Kutlu Doğum kutlamalarına katılmalarını rejim
tehlikesi görmek, gerçekte en büyük milli tehlikelerden biridir."
Zaman'a konuşan Yazıcıoğlu, sıcak gelişmelerin yaşanacağının çok önceden bilindiğini ifade ediyor. CHP'nin aylardır yürüttüğü kampanyaya dikkat çekerken bir kısım çevrelerin sürekli
komplo teorileri ortaya attığını hatırlatıyor. BBP lideri, iktidarın da süreci iyi yönetemediği görüşünde. Siyasi arenadaki partilerin çözüme yönelik hiçbir etkisi bulunmadığını savunuyor. Yazıcıoğlu'na göre Genelkurmay'ın bildirisi de
sürpriz oldu: "Konu
Anayasa Mahkemesi'ne gitmiş ve süreç işliyor. Bildiri hem Anayasa Mahkemesi kararlarına hem de Meclis'in maneviyatına gölge düşürmüştür."
AK Parti hükümetinin Genelkurmay'ın çıkışını ve Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararını daha önceden bildiğini iddia eden Yazıcıoğlu, hangi amaçla olursa olsun askerin siyasete karışmasına karşı durduğunu belirtiyor. Bildirinin askerî hiyerarşi içinde yayınlanıp yayınlanmadığının meçhul olduğuna işaret ederken "İster hiyerarşi içinde olsun ister olmasın
soruşturma açılmalıdır." diyor. 28
Şubat 'postmodern darbesi'nin emir komuta zinciri içinde yapılmış' gibi gösterildiğini; ancak zamanla hiyerarşiye rağmen etkin bir ekibin heveslerinden kaynaklandığının anlaşıldığını hatırlatıyor. Bütün askerî darbeler gibi bildirinin de
Türk Silahlı Kuvvetleri'ne zarar verdiğini kaydeden BBP lideri şu değerlendirmeyi yapıyor: "Askerin
sivil siyasete müdahalesi
halkın sandıkta tepkisiyle karşılaşıyor. Halk, ordusunu çok seviyor; ama siyasete girmesini istemiyor."
Cumhurbaşkanını halkın seçmesine karşı çıkan CHP'yi sert bir dille eleştiren BBP Genel Başkanı, "Hem halkçıyım diyeceksin hem de halk yaparsa yanlış yapar tavrı sergileyeceksin. Bunlar tutarlı şeyler değil." ifadesini kullanıyor. MHP'nin 27
Nisan bildirisine yeterince tepki veremediğini ileri süren Yazıcıoğlu, "Türk milliyetçisi, devletin bütünlüğünü koruduğu kadar ordunun yıpranmasına da izin vermemelidir. Kendi siyasî hedeflerini elde edemediği için ordu vasıtasıyla emellerine ulaşmaya çalışmamalıdır." diye konuşuyor. Türkiye'de CHP'nin yıllardır muhtıraları kullanarak siyaset yaptığının altını çizen Yazıcıoğlu'na göre, MHP de askerî müdahaleleri eleştiremeyerek Türk milliyetçiliğini geri planda bıraktı. Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nun çeşitli dönemlerde
demokrasi dışı müdahaleler için dayanak teşkil ettiğini vurgulayan Yazıcıoğlu, "Çağdaş hukuk devletinde böyle bir
kanun da başka bir kanun da Anayasa'nın üzerine çıkamaz. Anayasa ortada dururken demokrasi ve hukuk nizamına karşı yapılacak hiçbir müdahale meşru değildir." diyor.
Meclis bloke edildi
BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu, Anayasa Mahkemesi'nin 367 kararının Meclis'i bloke ettiğini belirterek, "TBMM'nin
cumhurbaşkanı seçme şansı bitmiştir. Bundan böyle 6-7 milletvekili çıkaran bir parti iktidardan bile güçlü hale gelir." diye konuştu.
Zaman