Belli bir kesim tarafından ötekileştirilmek adına bazı iddialara maruz kaldığını söyleyen Semerci, 'etkili ve büyük bir camiaya terörist yaftası asacak kadar gözü dönenlerden olmamak beni Gülenist yapıyorsa eyvallah!' diyor. Demokrasi, insan hakları, hak ve haklar mücadelesinde sesi kısılanların yanında olmayı kamusal bir görev saydığını vurgulayan Semerci, toplumsal kaosun asıl nedenini ise 'başkalarına teslim edilmeyen akıl ve demokrasi'nin ülkeye hâkim kılınmamış olmasından kaynaklandığını ifade ediyor. Semerci bir de kamuoyuna önemli bir tavsiyede bulunuyor: 'Yolsuzlukları göz ardı etmeyin. Ve suçlanan insanlar için delil isteyin. Kanaate, hislere göre adam asmak bu yüzyılın kafası değil.'
En güldüğüm eleştiri şuydu: "Gülenist gazeteci..." Çok havalı duruyor.
Beni tanımadıkları, yazılarımı okumadıkları belli. Bir kanaat üzerine, bir iktidar hırsı üzerine, etkili ve büyük bir camiaya terörist yaftası asacak kadar gözü dönenlerden olmamak beni Gülenist yapıyorsa eyvallah! Aldım, cebime koydum.
Ama yine de uyarayım... Hiçbiriniz, kayıtsız şartsız bir ideolojinin, bir siyasal görüşün, bir dini yaklaşımın neferi olabileceğim hissine kapılmasın.
Demokrasi, insan hakları, hak ve haklar mücadelesinde sesi kısılanların yanında olmayı kamusal bir görev sayanlardanım. O kadar!
*
Hizmet Hareketi'nin parlak günlerinde, onlara güç vehmedildiğinde, kapılarında dolaşıldığında ben yoktum. Hayatımın hiçbir döneminde Gülen'den bir randevu talebim olmadı. Özel uçak tutan ya da eşini yanına alıp hayır duası istemeye Pennsylvania'ya giden bakanlar ve diğerleriyle beni karıştırdı birçoğunuz... Hizmet Hareketi'nin okullarına, açılışlarına koşanlar arasında hiç yer almadım. Ama bu okulları hep takdir ettim. Yurtiçi ve yurtdışı tek bir organizasyonlarına katılmadım. Beni de çağırmadılar zaten! Eğer bundan sonra çağırırlarsa büyük bir mutlulukla orada olacağım. Ne zamana kadar? Bu linç bitene kadar!
*
Galiba başımı derde sokacak nitelikte, haksızlığa uğrayanların sesini duymaya ayarlı bir kimyam var.
Küfür dolu mesajlar yazanların kime saygı duyup duymayacaklarını söylemek benim haddim değil. Tek bir tavsiyem var: Yolsuzlukları göz ardı etmeyin. Ve suçlanan insanlar için delil isteyin. Kanaate, hislere göre adam asmak bu yüzyılın kafası değil.
Katılır mısınız bilmem, benim şöyle bir tezim var:
Bu ülkede yaşayanları alın 500 yıl öncesine götürün azımsanmayacak bir kitlenin uyum sağladığını görürsünüz. Aynı kitleyi bu kez 500 yıl sonra oluşacak dünyaya götürü; yine azımsanmayacak bir kitle uyum sağlayacaktır. Birbirini anlamaktan yoksun insanlar olarak hep bir arada yaşıyoruz ve bizi birbirimize yaklaştıracak tek şey, başkalarına teslim edilmeyen akıl... Ve bir arada yaşatacak tek şey de demokrasi. Tahammül etme rejimi. İkisini de ülkeye hâkim kılamadığımız için birbirimizi yediğimizi düşünüyorum...
*
Eleştirenlere bir tavsiyem de şu: Tankıyla, yargıcıyla, savcısıyla, yasa çıkarma gücüyle, polisiyle, emir eri haline gelmiş gazetecisiyle, iri medyalarıyla donanmış bir iktidarın karşısında duranlara, düşman bile deseniz, bir parça saygı gösterin. Kabullenin.
Kendi adıma, ben bilmez miyim güçlünün yanında olmayı?
Bilmez miyim paranın nereden geleceğini?
Bilmez miyim 20 kanalda program yapıp aylık yüz binlerce lira kazanmayı?
İtiraf edeyim ki, iktidarı kızdırmak pahasına bu mesleği yapmanın (takdir beklemeden) hazzı, üzerime doğru gelen (veya gelecek) tsunamiye rağmen öylesine huzur verici ki anlatamam...
Bir yalanın peşinden ömür boyu gidemezsiniz. Bir gün savrulursunuz. Ama gerçeği ömür boyu savunursunuz. Yolsuzlukları göz ardı ederek gazetecilik yapanların, bir vakfa yurtdışından gelen 100 milyon doları sorgulamayanların, bakanların rüşvet suçlamalarını okurlarına duyurmayanların, her gün gazetelerinden, televizyonlarından birilerine saldırması ve olayları örtme çabası bir yere kadar sürer. Sonra gerçek tüm çıplaklığıyla halka gülümser.
Yine koca sütunu gevezelikle işgal ettim. Söz, yarın Gülen ile görüşmenin detaylarını aktaracağım. Yaşadığı yer, atmosfer, komşuları ve Amerika'yı bir parça bilen birisi olarak o çiftliğe değer biçeceğim. Bakalım isabetli olacak mı?