Daha önceden ben Cumhurbaşkanlığı makamında Süleyman Demirel Beyefendi bulunduğunda kendisine bizzat bu konudaki kanaatimi açıklamıştım.
Orada demiştim ki: ‘Azerbaycan’dan Çin Seddi’ne kadar bütün Türk cumhuriyetlerini dolaştım ve gördüm ki devletimizin bayrağını o topraklarda şerefle dalgalandıran bir tek adam var; o da Fethullah Gülen Hocaefendi. Açmış olduğu okullarla bizim tarihimize anlatılmaz ölçülerde yardımcı oluyor.’ Cumhurbaşkanımız herhalde kendisine daha önce başka menfi bilgiler verilmiş olsa gerek şaşırdı. ‘Gerçekten mi?’ dedi. Ben de ‘Bütün samimiyetimle söylüyorum efendim.’ dedim. Cumhurbaşkanımız o zaman ‘Sevindim buna, teşekkür ederim.’ dedi. Sonra Süleyman Demirel Beyefendi kendisi Türk cumhuriyetlerine gitti ve döndükten sonra bir basın toplantısı yaptı ve dedi ki: ‘Gitmiş olduğum Türk cumhuriyetlerinde, o ülkelerin cumhurbaşkanları ve başbakanları bana açmış olduğunuz okulların sayılarının artırılması için rica ettiler. Ben de sizden rica ediyorum, bu okulların sayısını artırın.’ O bakımdan dünden bugüne kanaatim katiyen değişmemiştir. Bu okullardan Rusya büyük ölçüde endişe duymaktadır. Başta ABD olmak üzere İngiltere, Fransa, Arap devletleri büyük rahatsızlıklar duymaktadır. Ben bu okullara karşı dün hangi duygularla doluysam bugün de o duygularla doluyum. Huzurumuz, istiklalimiz, kültürümüz bakımından bu okullara büyük ihtiyacımız var. Bir de Türk okulları bizim oralardaki büyükelçilerimizdir. Büyükelçiliklerimizin yapamadıklarını bu okullarda okuyan çocuklar yapmaktadırlar. Ben televizyon programlarında bu okullardan ‘Işığın Gülleri’ diye bahsettim. Işık, müspet ilimlerdir. Müspet ilimlerin o topraklarda açan gülleri de açılmasına vesile olduğumuz okullardır. Kim ne derse desin, bütün dünya milletleri karşıma dikilse bile kanaatimden uzaklaştıramaz.
ZAMAN