Yaşar Nuri
Öztürk, 3
Kasım 2002 genel seçimlerinde
CHP’nin vitrinindeki isimlerden biriydi.
Milletvekili seçildikten 1,5 yıl sonra Öztürk’ün partisiyle ipleri koptu. Şimdi Halkın Yükselişi Partisi’yle
siyaset kulvarındaki yarışa ’devam’eden
Yaşar Nuri Öztürk, partilerin vitrin yarışını şöyle yorumluyor:
“Bugüne kadar
Allah’ın adını duyunca küfredenler dincilerle kol kola. Sosyal
adalet deyince kusmamak için kendini zor tutanlar ise sol partilerde.” “Siz de bir zamanlar CHP’nin vitrinindeydiniz,
Baykal’a toz kondurmuyordunuz” sorusuna yanıtı ise şöyle:
“Benim geçmişim, düşüncelerim CHP’yle tezat oluşturmuyordu ki. CHP’nin yeni vitrin ismi.
İlhan Kesici... Nam-ı diğer
Kemal Derviş. CHP niçin bu ismi kadrosuna kattı? ABD’yi ürkütmemek için. ’Benden çekinmeyin, sizin ve IMF’nin suyundan gideceğim mesajı vermek için.’ Evet
Deniz Baykal temiz ve dürüst bir siyasetçi. Talana, soyguna adı karışmamış bir lider. Birikimi yüksek, zeki... Ama siyaset üslubu zayıf. İnsan tanımada zaafları var. Ayrıca tembel.”
Türban dedikleri rahibe giysisi
Yaşar Nuri Hoca’nın AKP’ye de söyleyecekleri var elbette: “AKP
Türkiye’yi hıristiyanlaştırıyor. Bunun günahını kıldıkları namazla da ödeyemezler. Türban
türban diye Türkiye’yi geriyorlar. Türban dediğin ne? St. Paul’ün kiliseye soktuğu rahibe kıyafeti.
Müslüman Türk kadının giydiği başörtüsü ise başka bir şey. İşte biz sapla samanı ayırmak için iktidara talibiz.”