Son günlerde bazı illlerde ve özellikle de Şırnak'ın Cizre ilçesinde meydana gelen olaylar, görenleri endişelendiren boyutlara vardı. Terör örgütü yandaşlarının bölgede 'özerklik' ilan ettiğini açıklaması ise tepkiyle karşılandı. Gültekin Avcı yazdı: Cizre ve Silopi Türkiye’nin mi?
Terör örgütü yandaşlarının aldıkları talimat üzerine belli bölgelerde kendi sözde denetimlerini sağlama çabalarının en somut örneği Şırnak'ın Cizre ilçesinde görülüyor. Terör örgütü sempatizanlarının sözde 'özerklik' ilan ettikleri ilçede, bazı sokaklara kazılan hendeklerle güvenlik güçlerinin bu bölgelere girmesi engellenilmeye çalışılıyor.
Söz konusu hendeklere müdahale dahi edilmemesi ise bu ilçenin Türkiye sınırları içinde bulunmasına rağmen sanki başka bir ülkeye aitmiş izlenimi oluşturmasına neden oluyor. BugünGazetesi yazarı Gültekin Avcı da son yazısında Cizre özelinde yaşanan bu olayı çarpıcı ifadelerle değerlendirdi.
İşte Avcı'nın 'Cizre ve Silopi Türkiye’nin mi?' başlıklı o yazısı:
"Yüzü maskeli terör örgütü mensuplarının basın açıklamasıyla Cizre’de özerklik ilan eden PKK, 2 mahalleyi polis ve askere kapattı.
Sur ve Nur mahallelerine güvenlik güçlerinin girmemesi için hendek kazdılar.
Ne demişlerdi yaptıkları basın açıklamasında?
"Bu mahalleler kendini yönetecek. Güvenlik güçlerinin buralara girmesine izin verilmeyecek."
Arkasından Silopi.
Silahlı ve yüzü maskeli PKK-YDGH teröristleri, 2 saat süren yürüyüşten sonra havai fişeklerle kutlama yaptı.
Çok sayıda kişinin katılımıyla törenle özerklik ilan etti.
Özerklik ve mahalle ablukası talimatları Kandil’den.
Zora, şiddete ve hukuksuzluğa dayanan tüm bu gelişmeler, demokratik hukuk devletlerinde derhal müdahale edilmesi gereken terör suçlarıdır.
Terör örgütünün bu eylemleri demokrasiye aykırı, Anayasa’ya aykırı, hukuka aykırı, kanunlara aykırı.
AİHS’e de aykırı.
Ceza Kanunu’nun 302. ve 314. maddelerine göre ağır hapis cezalarını gerektiren suçları.
Hukuk ve kanunları uygulamakla görevli hükumet ve İçişleri Bakanlığı ne yaptı?
Hiçbir müdahalede bulunmadı.
Bu ülkede geçerli hukuk ve kanun hükümlerini uygulamadı.
Onlarca ilde hiçbir somut delile dayanmadan polisleri hukuksuzca derdest etmeye devam ederlerken, PKK’nın müebbet gerektiren suçlarını görmezden gelmeye devam ettiler.
Seyrettiler Cizre’yi ve Silopi’yi.
Oysa Cizre ve Silopi bildiğim kadarıyla hâlâ (henüz) Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilçeleri.
Peki, bu hukuk ve kanun hükümleri sadece eline silah almayan vatandaşlar için mi geçerli?
Veya bu ülkenin Güneydoğu’sunda Anayasa ve kanunlar geçerli değil mi?
Çözüm süreci, PKK’nın bölgede hukuk ve demokrasiyi Türkiye kamuoyunun gözleri önünde linç etmesiyle mi sürecek?
Dünyada hiçbir çözüm süreci, bir “terör özgürlüğü süreci” olmadı.
Bunun emsali yoktur.
Silahlı unsurların özerklik ilanı ve mahalleleri kapatması ağır suçlar.
Özerklik ilan etmek hâlihazırda Anayasa’ya zaten aykırı.
Bu ülkenin tüm topraklarında egemen bir devlet olduğunuzu iddia ediyorsanız neden hukuk sisteminin gereğini yapmıyorsunuz?
İstanbul’da, Ankara’da veya İzmir’de birileri silahlı gösterilerle mahalle kapatsa, hendek kazsa izin verilir mi?
Peki, Cizre ve Silopi’de bu ülkenin normları geçerli değil mi?
Yoksa herkesten hatta TSK’dan bile gizlenen çözüm süreci, PKK’ya özerklik ilan etme ve mahalleleri silahla zaptetme hakkı veren gizli bir bölge anayasası mı oldu?
Devlet, terör örgütünün suçlarına refleks göstermediği ve hukuku uygulamadığı sürece, PKK bölgede egemen bir otorite olmaya devam ediyor.
Oysa özerklik ilanlarının kamuoyuna açıklanması esnasında operasyonla o YDGH timlerine müdahale edilmesi gerekirdi.
Hal böyleyken hükumet yetkililerinin “alan hâkimiyetini kaybettik”, “şehirlerde kamu düzenine hâkim oldular” kabilinden serzenişlerde bulunması ya bir akıl tutulması veya gizli bir mutabakatı kamufle etmektir.
Silahlı ve maskeli PKK-YDGH timlerinin özerklik ilanlarına ve mahalle ablukalarına müdahale edilmeyen her an, hükumet ve güvenlik kuvvetleri suç işliyor.
Devletin kendilerine karşı hukuku uygulamadığını gören PKK, özerklik ilanlarına ve mahalle ablukalarına, dilediği infaz ve eylemleri yürütmeye devam edecektir.
Ya o bölge Türkiye’ye aittir ve güvenlik kuvvetleri demokrasi ve hukukun gereğini yapmak zorunda.
Veya o bölgede otorite PKK’ya devredilmiştir, o halde devlet unsurlarınızın ve kurumlarınızın o bölgede bulunmasına gerek yoktur.
Siyasetin gri tonlarının hukukta karşılığı yoktur.
Bir eylem veya fiili konum ya suçtur veya değildir.
Hukuka ve kanuna dayanan devletler suç işlenirken seyretmez.
Veya “Suç işleseniz de seyredeceğim” diye sözler vermez."