Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım, Ana
yasa Mahkemesi'nin, “
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın başına getirilecek kişiyi Baş
bakan'ın atama ve dinleme faaliyetlerini
denetleme yetkisini” iptalinin ardından, bundan sonraki başkan atamalarının üçlü kararnameyle yapılacağını, Başkanlığın faaliyetlerinin denetiminin de uygun bir denetleme mekanizması kurularak sağlanacağını bildirdi.
Yıldırım, NTV'de katıldığı programda,
Anayasa Mahkemesi'nin
telefon dinlemenin denetimine ilişkin iptal ettiği yasa hükümlerini değerlendirdi.
Anayasa'nın
haberleşme hürriyetini teminat altına aldığını belirten Yıldırım, getirdiği istisnaların ise suç işlenmesinin önlenmesi, genel ahlakın korunması, başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması olduğunu anlattı. Devletin istihbarat toplama,
terör örgütleriyle mücadele, suç işlenmesini önleme gibi bütün
ülkelerde olduğu gibi başka imkanı yoksa bunu
iletişim altyapısını kullanarak elde etmesinin meşru ve yasalar çerçevesinde olduğunu ifade eden Yıldırım, “
Türkiye üç tane kurum var. Jandarma, MİT ve polis teşkilatı. Bu teşkilatlar eskiden beri istihbarat amacıyla, koruyucu
tedbir ve adli vakalarda
delil temin etmek amacıyla sinyal takibi, dinleme ve diğer araçları kullanıyorlar” diye konuştu.
Yasadışı dinlemenin hiçbir zaman mazur görülemeyeceğini dile getiren Yıldırım, “Bu suçtur. Yasadışı dinlenen kişi veya kurum hakkında elde edilen bilgiler de delil olarak kullanılamaz” dedi.
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın bir dinleme merkezi olmadığını belirten Yıldırım, Başkanlığın,
emniyet teşkilatlarının
mahkeme kararıyla yapacakları dinlemelerin usule ve hukuka uygun olup olmadığını
kontrol edip, izin verilmesini sağladığını kaydetti.
Bakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yasaya uygun olmayan dinleme yapanlar olabilir. Bunu dünyada önleyebilen bir ülke de yok. Teknolojinin geliştiği bir dönemde ortam dinlemesi diye bir şey var.
Dinlemeyi hoyratça kullanmak asla kabul edilemez. Onun için yaptığımız düzenlemede 'Bu delil olamaz ve bunu yapanlar da bir yıldan üç yıla kadar
hapis cezasına çarptırılır' hükmü var. Bu olabilecek en caydırıcı önlemlerden bir tanesidir.
Benim söylediğim söz, yasadışı bir işiniz yoksa konuşun konuşabildiğiniz kadar. Konuşmaktan insanlar korkmasın. İnsanlar konuşacak, iletişim kuracak. 'Dinleneceğiz' diye konuşmayalım korkusu veya algılamayı asla kastetmedim. Eğer sizi yasadışı dinleyen bile olsa bu suçtur. Bunu işleyen varsa, bu ülkenin savcıları, hakimleri tarafından cezalandırılacaktır ve bunların dinlediği içerik de asla bir mahkemede delil olarak kullanılamaz. Haberleşmede kişisel bilgilerin gizliliği esastır. Herkesin uyması gereken bir kuraldır. Ülkenin güvenliği söz konusuysa, bu yine hakim kararıyla yapılacak. Vatandaşlarımızın 'dinleniyorum' korkusuyla yaşaması bizim asla düşündüğümüz bir şey değil. Yasadışı iş yapan varsa, bunun da hesabını verir. Türkiye'de 105 milyar dakika konuşma oluyor, bir yılda. Bütün bu trafiği dinlemeye imkan yok. Böyle bir şey
teknik ve fiziki olarak da mümkün değil.”
ANAYASA MAHKEMESİ'NİN KARARI
Anayasa Mahkemesi'nin, “Kurumun başına getirilecek kişiyi Başbakan'ın atama ve dinleme faaliyetlerini denetleme yetkisinin” iptaline ilişkin olarak da
Ulaştırma Bakanı Yıldırım, şunları söyledi:
“Verilen karar, bu kuruluşun yapacağı iş ve işlemlerle ilgili bir karar değil. Kurum, kuruluş kanununda öngörülen işleri yapmaya devam edecek.
İstihbarat kuruluşlarına, polise, MİT'e,
jandarmaya, takip, sinyal
izleme, gereğinde dinlemeyle ilgili taleplerine yasaların kendisine verdiği yetki çerçevesinde izin verecek veya vermeyecek. Yani esasa ilişkin bir şey yok. Kurum'un başındaki arkadaşın atamasıyla ilgili hükmü iptal etti. Demek ki bundan sonraki atamalar artık üçlü kararnameyle olacak, tekrar orada bir atama söz konusu olursa.
İkincisi denetleme. Buranın hesapları, kitapları, personelle ilgili işlerini zaten
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu denetliyor. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, acaba kendisine verilen işleri kanunlara uygun yapıyor mu yapmıyor mu? Onun denetlenmesi lazım. Orada öngörülen Başbakanlığın icap ettiği hallerde bu denetlemeyi yapmasıydı. Bunu da Anayasa Mahkemesi uygun görmedi. Ona uygun bir denetleme mekanizması kurulur. Oradaki taleplerin değerlendirilmesinin bir başka göz tarafından doğru olup olmadığının denetlenmesi aslında emniyet açısından yapılmış bir şey. Kendi başlarına hareket etmesinler yönünde bir düzenlemeydi. O iptal değerlendirilir, Meclisimiz gerek bunun için gerek atama şekliyle ilgili
gerekçeli karar yayınlandıktan sonra buna paralel düzenlemeleri yapar ve çalışmalar devam eder.”
AA