''
İrtica ile Mücadele
Eylem Planı''
davasının
tutuklu sanığı
Dursun Çiçek,
Yargıtay
Ceza Genel Kurulu'nun,
Erzurum 2.
Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ''
Ergenekon terör örgütüne üye olma'' suçu kapsamında görülen davanın
İlhan Cihaner'in
Yargıtay 11. Ceza Dairesindeki davasıyla birleştirilmesine ilişkin kararını hatırlatarak, bu
dosyanın da Yargıtay'daki dosya ile birleştirilmesini istedi.
İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki
duruşmada konuşan Çiçek,
mahkemenin talebi üzerine dosyaya gönderilen
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından alınan iletişimin dinlenmesine ilişkin karara değindi.
Bu kararın 9
Mart 2009 tarihinde alındığını, dinlenmesine karar verilen 6 kişiden 4'ünün
kurmay albay, birinin adının da Dursun Çiçek olduğunu ifade eden Sanık Çiçek, ''Ancak
Erzincan'da olduğu gibi bu da başka Dursun Çiçek. 3 aylık bir dinleme kararı var, suçlamalar da o kadar ağır ki. Cumhuriyet'in bombalanması, Ümraniye'deki patlayıcılar, Eskişehir'deki patlayıcılar. Nereden çıktı bunlar? 9 Martta Dursun Çiçek görevinin başında.
Genelkurmay Askeri Savcılığı soruşturmaya başlayınca 16 Haziranda gerçek Dursun Çiçek hakkında dinleme kararı veriliyor. Bu
komplo, tertip değil de nedir?'' dedi.
Tutuklu
sanık Çiçek, 2002-2003 yıllarında İskenderun'da Er Eğitim
Alay Komutanı olarak 6 bin kişinin eğitiminden sorumlu olduğunu anlatarak, dava konusu belgedeki
imzanın İskenderun'da görevli olduğu dönemde attığı bayram
kutlama kartlarından kopyalandığı kanaatinde olduğunu söyledi.
20 Nisandan bu yana 28 dilekçe verdiğini, 140 talepte bulunduğunu ifade eden Çiçek, dilekçelerinden 11'inin işleme konulduğunu dile getirdi.
''Askeri Savcılık Genelkurmay kayıtlarında böyle bir evrak olmadığı için bu sahte plana 'kağıt parçası' diyor. O zaman biz niye burada tutukluyuz?'' diyen Çiçek, iddia makamı ve mahkeme heyetinin bu komployu aydınlatmak zorunda olduğunu belirtti.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ''Ergenekon terör örgütüne üye olma'' suçu kapsamında görülen davanın
İlhan Cihaner'in Yargıtay 11. Ceza Dairesi'ndeki davasıyla birleştirilmesine ilişkin kararına değinen Çiçek, bu davanın da Yargıtay 11. Ceza Dairesindeki dava ile birleştirilmesini talep etti.
Sanık Çiçek, şunları söyledi:
''Bu karar artık en
yüksek yargı makamının aldığı mahkemeyi bağlayıcı bir karardır. Davanın devamının görüleceği adres gösterilmiştir. Askeri mahkeme de, siz de oraya gönderirsiniz. Kaçacak bir yerim yok. Ama lütfen siz de kaçmayın. Kararınızı verin dosyayı Yargıtay'a gönderin. Orada hesabımızı verelim. Sayın Özese ve Sayın Haşıloğlu'nu 25 Haziranda aldıkları kararın arkasında durmaya davet ediyorum. Mahkemenin daha önce bağlantılı davaların birleştirilmesi yönünde aldığı kararı değiştiren veya inkar eden bir karar almasını beklemek, hukukun yasaların, aklın ve vicdanların gereğini inkar etmek olacaktır.''
AVUKAT İREM ÇİÇEK
Çiçek'in
avukatı olan kızı
İrem Çiçek de, Erzincan dosyasındaki gizli
tanık ''Munzur''un müvekkilini teşhis ettiğini söylediği resmin renkli halinin kendilerine verilmesini, imza incelemesiyle ilgili raporlarda imzaları olan
Adli Tıp Kurumu, Emniyet ve Jandarma Kriminal Dairesi'nin bilirkişilerinin de duruşmada hazır edilmesini istedi.
İhbar mektubunda eski 1.
Ordu Komutanı
emekli Orgeneral Hasan Iğsız'ın verdiği emir üzerine dava konusu belgeyi babası Çiçek'in hazırladığının ileri sürüldüğünü ifade eden İrem Çiçek, Iğsız'ın tanık olarak dinlenmesini de talep etti.
''
İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' belgesindeki
mürekkep yazışının analizinin de
yurt dışındaki bağımsız bir kuruluşa, imza ile ilgili de gerçek grafologlardan oluşan
Ankara ve
Çukurova üniversiteleri gibi akredite bir kuruluşa yaptırılmasını talep eden İrem Çiçek, belgedeki 9 adet
parmak izinin de kimlere ait olduğunun tespitini istedi.
Duruşma, sanıkların taleplerinin alınmasıyla devam ediyor.