[ANALİZ] ALİ AKKUŞ - ZAMAN
Uzun tutukluluk süresine
itiraz eden bu isimler, yine 'bizim sanığımız iyi, onlar kötü' diyerek
savunma yapıyor. Kanunlar herkese eşit uygulanır. Eleştiri oklarını,
tahliye olanlara değil, on yıl geçmesine rağmen hâlâ yargılamayı bitiremeyenlere yöneltmek lazım. Bırakın on yılı, bu ülkede otuz yıl geçtiği halde bitirilemeyip zamanaşımından düşen
davalar var.
Tartışmayı anlamak için tahliye edilenlerle ilgili rakamlara iyi bakmamız lazım. Adalet Bakanlığı'nın ilk verilerine göre, yeni düzenlemeden 953 kişi yararlanıyor. Bu sayı zaman geçtikçe artacağa benziyor. (Bakan dün bu sayıyı 1236 olarak açıkladı.) Tahliye sayısı değişse de, değişmeyen bir şey var. O da yargılamaların uzamasının nedenindeki gerçek. Uzun süre bitmeyen dosyaların üçte ikisi
Yargıtay'da bekliyor. Şu veriye dikkat: Ağır ceza
mahkemelerinde, davası 5 yılda bitirilmesi gereken 867 kişi var. Yerel mahkeme bunlardan 679'unun kararını vermiş ama dosyası temyiz için
Yargıtay'da. Bir dosyanın Yargıtay savcılığında bekleme süresi 1 yıl 4 ay.
Savcılıktan sonra ilgili dairedeki karar süresi ise 2 yıl üç ay. Ortalama hesapla bir davanın Yargıtay'da kaldığı süre 4 yıl.
Meclis,
Avrupa Birliği'ne uyum için 2005 yılında tutukluluk süresine bir sınırlama getirdi. Çağdaş hukuk sisteminde
kural böyle. Yargının kendini yeni duruma göre şekillendirmesi için ilgili
yasa tam iki kez ertelendi. Fakat aradan geçen 5 yıla rağmen dönemin
HSYK'sı ve
yüksek yargı, gereğini yapmadı. Yargıdaki karar mekanizmaları tahliyelerle gelen sorunun
adalet duygusunu rencide edeceğini bilmiyorlar mıydı? Buna hayır demek mümkün değil. Çünkü son dönemde yüksek yargıda uzun tutuklama konusunda itiraz vardı. Ama bu itiraz sadece
Ergenekon davasında yargılananlarla ilgiliydi. Yargıtay'da yıllarca bekleyen onlarca davaya rağmen Ergenekon sanığı Mehmet Haberal'a
tutuklama kararı veren Ağır
Ceza hakimlerinin davası kısa sürede görüşüldü ve ceza verildi. Yüksek yargı, istediği davayı kısa sürede görüşmeye alabiliyor. Bir başka örneği
İlhan Cihaner davası mesela. Cihaner'i hapisten kurtarmak için fotokopi üzerinden
duruşma yaptılar. Yargıtay üyesi
Hamdi Yaver Aktan'a ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarında davayı bitirmek için neler yapılacağını bütün
Türkiye duymadı mı? Yüksek yargıda istenen kararı çıkartmak için rüşvet çarkına başvuranlarla ilgili dava hâlâ görülüyor. Emekli olanlar anında tutuklanırken Yargıtay'da görevli olanlarla ilgili soruşturmanın ne aşamada olduğu bilinmiyor. Yargıtay başkanları her
adli yıl açılışında dosyaların yığılmasından söz etti. Ama bu konuda yetkili olan HSYK geçen beş yılda neler yaptı? İşte bazı icraatları: Ergenekon davasının savcı ve hakimlerini değiştirme girişimi,
İlhan Cihaner'i soruşturan savcıları bir gecede
görevden alma,
Seyfi Oktay'ın taleplerini yerine getirme çalışmaları. Yargı kulislerinde konuşulanlara göre, dosyaların tıkanmasında siyasallaşan yargıçların da rolü var. Siyasetçi gibi mitinglere katılan, televizyon televizyon gezen yargıçlar, davalara bakmak için zaman bulabiliyorlar mı acaba?