Yargıdaki, ’zamanaşımı
depreminin’ perde arkasında, yaşanan suç
patlaması ve buna paralel artan
iş yükü ile yeni Türk
Ceza Kanunu’nun yürürlüğe girmesi nedeniyle
davaların silbaştan ele alınması olduğu savunuluyor.
Yargıtay’da, geçen yıl 7 bin 618 ceza davası bu şekilde zamanaşımı nedeniyle ortadan kalktı. 2007 yılında ise zamanaşımına uğrayan deprem,
hırsızlık,
gasp,
kapkaç dosyalarının sayısında patlama yaşanacağı belirtiliyor. Yargıtay’ın geçen yıllardan devreden, yeni gelen ve başsavcılıkta bekleyen dosyalarla birlikte 1 yıllık iş yükü, tarihinde ilk kez 1 milyonu aşmış durumda. Yargıtay’ın, 2007 yılı iş yükü 1 milyon 91 bin 392’ye ulaştı.
Yargıtay Başkanı Osman
Arslan, Yargıtay’ın bu yük altında ezildiğine dikkat çekerek, "Dünyada hiçbir yüksek mahkemenin bu kadar iş yükü yok. Arkadaşlarımız cumartesi,
pazar,
mesai, bayram demeden insan üstü çabayla çalışarak, dosyalara yetişmeye çalışıyorlar" dedi.
Bu arada Yeni TCK’nın mimarlarından
İstanbul Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adem Sözüer, iş yükünün zamanaşımı yaşanmasında birinci neden olduğunu kabul ederken, olayı yeni TCK’ya bağlamanın yanlış olacağını savundu. Sözüer, şöyle konuştu:
"
Deprem 1999’da oldu ve davalar açıldı. Yeni TCK ise 2005 Haziran’da yürürlüğe girdi. 6 yılda ne yapılmış, neden bu davalar bitmemiş. O zaman yeni
kanun ortada yoktu. Burada asıl sorun 6 yılda davaların sonuçlandırılmamış olmasıdır. Asıl skandal budur."
HÜRRİYET