Ana
yasa Mahkemesi, son zamanlarda yürütülen tartışmalara ışık tutacak nitelikte tarihi bir karara
imza attı.
Anayasa Mahkemesi, yasama ve yürütmenin
mahkeme kararı bulunan bir konuda değişiklik yapamayacağı yönündeki
Danıştay görüşünü kabul etmedi. Yüksek Mahkeme,
TBMM'nin anayasaya aykırı olmamak koşuluyla,
mahkeme kararına konu olsa bile her türlü
düzenlemeyi yapma
yetkisi olduğunu vurguladı.
Anayasa Mahkemesi, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun ilk
öğretim 5'inci sınıfı bitiren çocukların
Kuran kursuna devam etmesini düzenleyen
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun ilgili maddesinin iptaliçin 30
Aralık 2004'te yaptığı başvurusuna verdiği ret gerekçesini açıkladı. Yüksek Mahkemenin Resmi Gazete'de yayımlanan gerekçesinde, son zamanlardaki tartışmalara açıklık getirecek değerlendirmeler de yer aldı.
DÜZENLEME LAİK EĞİTİMİ ZEDELER
Danıştay başvurusunda sözkonusu düzenlemenin 8 yıllık eğitim kanununa ve anayasaya aykırı olduğunu iddia etmişti. Başvuruda ayrıca Danıştay 8. Daire'nin konu hakkında daha önce aldığı kararlara atıfta bulunularak “Yasama Organının yapacağı düzenlemelerde daha önce aynı konuda verilen yargı kararlarını etkisiz kılacak biçimde yasa çıkarmama yükümlülüğünün bulunduğu açıktır.
Yargı'nın verdiği kararlara uyulması gerekirken, Danıştay'ın hukuka aykırı bulduğu kurallar, bu defa yasa ile düzenlenerek Anayasanın 138. maddesi ihlal edilmiştir” denildi. Anayasa Mahkemesi, 8
Ekim 2009'da yaptığı görüşmede, iptal başvurusunu oy çokluğu ile reddetti.
DİYANET ANAYASAL KURULUŞ
Dün Resmi Gazete'de yayımlanan ret gerekçesinde, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın anayasal bir kurum olduğunu vurgulayan Yüksek Mahkeme, Kuran kurslarının laik eğitimi zedeleyeceği yönündeki Danıştay görüşüne karşı çıktı. Gerekçeli kararda din eğitiminin çocuklar için önemine değinilerek söz konusu düzenlemede kursların 5'inci sınıfı bitirenler için kişilerin kendi isteği ve velilerin izniyle
Milli Eğitim bakanlığı gözetiminde Diyanet İşleri Başkanlığınca yaz döneminde açılacak Kuran kurslarının, ‘sekiz yıllık zorunlu ve kesintisiz laik eğitim ve öğretim faaliyetini engellemesinin söz konusu olmadığı' vurgulandı.
HER DURUMDA YASA YAPILABİLİR
Anayasa Mahkemesi, Danıştay'ın yargı kararı bulunan bir konuda yasama ve yürütmenin yeni bir düzenleme yapamayacağı yönündeki görüşüne de katılmadı. Yüksek Mahkeme, “Yasa koyucunun Anayasa'ya aykırı olmamak koşuluyla düzenleme yapması yasama yetkisi içinde bulunduğundan, mahkeme kararlarına konu olmuş alanlarda da bu yetki geçerlidir” dedi. Bu gerekçe, özellikle son dönemlerde sık sık gündeme gelen yeni
katsayı belirlemede mahkeme kararına rağmen farklı düzenleme yapılamayacağı konusundaki tartışmalara da ışık tutacak. Ayrıca, AK Parti'ye açılacak olası
kapatma davası sırasında parti kapatmaları ile ilgili yeni düzenleme yapılamayacağı yönündeki tartışmalara açıklık getirilmiş oldu.
Anayasa paketine
ikiz tepki
Anayasa'da yapılacak 12 maddelik değişiklik paketine
CHP ve MHP'den
destek gelmedi. İki partiden ayrı ayrı yapılan açıklamalarda paketin
Meclis'e gelmesi halinde red oyu verecekleri belirtildi. Pakete karşı ilk açıklama CHP'den geldi. CHP Grup
Başkanvekili Hakkı
Suha Okay, “Anayasa değişiklik paketine olumlu oy vermelerinin söz konusu olmadığını'' söyledi. Okay, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, teklifin, çağdaş bir
seçim yasası yapılmasına katkı sağlamadığını savunan Okay, teklifi, “uygulamada yeni sorun kaynağı olacak, yeni belirsizlikler yaratacak'' düzenleme şeklinde nitelendirdi.
MHP Genel Sekreteri
Cihan Paçacı da, ‘'
Anayasa değişikliği için bugün TBMM'de uzlaşma zemini ve
siyasi istikrar oluşmamıştır'' dedi. Paçacı,
demokrasi kültürünün vazgeçilmez göstergelerinin uzlaşma,
işbirliği ve farklı görüşlere saygı olduğunu belirterek burada bu kurala uyulmadığını söyledi.
Meclis'in 15. madde iradesi çok önemli
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, Anayasa değişiklik paketinde, 12
Eylül askeri darbesini yapanlara yargılama yolunu açan düzenlemenin kaldırılmasını başından beri istediklerini söyledi. Üskül, “Tabii ki geçici 15. madde yürürlükten kaldırılmalı. Bu,
yargılanma sonucunu doğurur mu doğurmaz mı? Bunun çok da fazla önemi yok artık, aradan 30 yıl geçtikten sonra. Zaman aşımı meselesi var. Ama en azından Meclisin bu iradeyi göstermiş olması önemli'' diye konuştu. Darbelerin
insan haklarına aykırı olduğunu belirten Üskül, bunun aksini düşünmenin mümkün olmadığını ifade etti.
STAR GAZETESİ