Tahsil edemediği 3 bin liralık çek için
dava açan
işadamına 2012 ye
duruşma günü verildi.
Yargı sisteminde reform yapılmasının şart olduğunu belirten hukukçular, geciken
adalet yüzünden
mağdurların
mafyaya yöneldiğini söyledi.
Yargıdaki
iş yükü nedeniyle yaşanan gecikmeler vatandaşları mağdur ediyor. Özellikle çek-
senet tahsilatı gibi konularda açılan davalarda verilen uzun duruşma süreleri işadamlarının sıkıntı yaşamasına sebep oluyor. Bunun son örneği
İstanbul'da yaşandı. Müşterisinden aldığı 3 bin TL'lik çekin ödenmemesi üzerine yargıya giden işadamı Ahmet Şen'e duruşma için 13 ay sonrasına gün verildi.
Duruşma için boş gün yok
Mağdur işadamı dava sonuçlanınca 3 bin liralık çekin hiçbir kıymetinin kalmayacağını dile getirdi.
Hukukçular ise iki yıl sonrasına ilk duruşma tarihi verilen davanın 4 -5 yıldan önce bitmeyeceği görüşünde. İstanbul'da
tekstil ticareti yapan işadamı Şen geçtiğimiz yıl sürekli mal sattığı İsa D'ye bir parti daha mal verdi. Karşılığında ise 31.12.2009 tarihli 3 bin liralık çek aldı. Çekin vadesi dolduğunda bankaya giden Şen, karşılığı çıkmayınca müşterisine borcunu ödemesi yolunda ikazda bulunarak, yasal süre olan 6 ayın dolmasını bekledi. Bir gelişme olmayınca 29 Haziranda
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına "
karşılıksız çek veren
sanık hakkında ge- rekli soruşturmanın açılması ve kamu davası açılması" talebiyle İsa D. hakkında suç duyurusunda bulundu. Cumhuriyet savcısı, 24 Ey-lül'de hazırlayarak İstanbul Şişli Sulh
Ceza Mahkemesine gönderdiği iddianamede İsa D'nin Şen'e verdiği çeki ödemediğinin belirlendiğine dikkat çekerek, cezalandırılmasını istedi. Şişli 3. Sulh Ceza Mahkemesi, savcı tarafından gönderilen iddianameyi kabul etti. Mahkeme 15
Aralık günü yapılan duruşmada, aradaki günlerin dolu olması nedeni ile duruşmanın 16/02/2012 günü saat 09.30'a bırakılmasına tensiben karar verdi.
'Paramın bir değeri kalmaz'
Müşterisinden aldığı çekin ödenmemesi sebebiyle mağdur olan Ahmet Şen,
mahkemenin 13 ay sonrası için duruşma günü vermesinin kendisini hayal kırıklığına uğrattığını dile getirdi. 2012'nin ikinci ayında görüşülecek davada karar süresinin daha fazla uzayacağına inandığına vurgulayan Şen, 4 -5 yıl sonra ödenecek 3 bin liranın kendisine hiçbir fayda sağlamayacağını dile getirdi. Şen, yargıda yaşanan bu tür gecikmelerin ticaret yapanları bu tür durumlarda dava açmamaya ittiğini, bunun da mağduriyetlere yol açtığını bildirdi.
Yeni yıla 50 bin
dosya devredildi
Yargıtay'ın dosya yükü nedeniyle geciken adalet, işadamlarını bir bir iflasa sürüklüyor. Karşılıksız çekler için açılan davalar zamanaşımına uğradığından birçok işadamı, şirketinin kapısına
kilit vurdu. Sadece 2009'da Yargıtay'da tam 14 bin 809 davanın zamanaşımına uğradığı bildirildi. Alacaklı davalarının görüldüğü Yargıtay 10. Ceza Dairesi ise 2010'da bakamadığı yaklaşık 50 bin dosyayı yeni yıla devretmek zorunda kaldı. Hukukçular, bu davaların 3 seneden önce sonuçlanmasının mümkün olmadığını ifade etti.
Yargı işlemeyince mafya türüyor
Hukutçular 2 yıl sonraya duruşma tarihi verilmesini "sistemin çökmesi" olarak yorumladı. İşte, yargının ağır işlemesi nedeniyle vatandaşların 'çek-senet mafyasına' yöneldiğine dikkat çeken hukukçuların konuya ilişkin görüşleri:
Çek senet mafyası devrede
* Adalet eski Bakanı Hikmet
Sami Türk:
Türkiye'de yargı, çok ağır bir iş yükü altında. Mahkemelerimiz ve hakim savcı kadromuz bu iş yükünü taşımakta zorlanıyor. Bir de tabi bu çek dolayısıyla ciddi sorunlar var. Çekler aslında bir ödeme aracıdır. Ama uygulamada vadeli senet olarak bir
kredi aracı haline dönüştürülmüş. Çekler karşılıksız çıktığında çek hamilinin icra yoluna başvurması gerekir. Fakat, mahkemelerin ve icra dairelerinin aşırı iş yükü altında olması nedeniyle ortada 'çek senet mafyası' olarak adlandırılan ve çekleri tahsil etmeyi hedefleyen bir
görünüm çıkarmıştır. Bu görünümü önlemek için mahkeme ve hakim sayısı ile bu davalara
bakan icra dairelerinin tetkik mercileri artırılmalı.
Avukat
Sinan Emiralioğlu: 2010'da düzenlenen çek mevzuatı Türkiye gerçekleriyle örtüşmüyor. Piyasadaki çekler güvenilir değil. Yargı sistemimizde aksaklıklar var. Türkiye'nin hiçbir yerinde iş gücünü karşılayan
personel ve hakim yok. Ticari anlaşmazlıkların sayısı artıyor, ama ihtiyaçlara
cevap verecek mekanizma yok. 2 yıl sonrasına duruşma günü veriliyor. Böyle olunca da suçun zaman aşımına uğraması söz konusu. Adalet gecikince hak sahipleri hakkını alamıyor. Bu da insanların yargı eliyle haklarına ulaşamaması sonucunu doğuruyor. Haliyle insanların, yargı dışında bireysel mafyavari yöntemle alacaklarını tahsil yoluna gitmesine sebep oluyor. Mafya yoluyla alacağını tahsil edemeyecekler ise ticareti sınırlandırma veya portföyünü küçültme yoluna gidiyor. Bu da ekonomimiz açısından çok zararlı.
Avukat Akyan Şeker: Basit bir çek davası için 2 yıl sonrasına gün verilmesi adliyenin tıkanmasıdır. Her iki taraf için de yargılamanın bir an evvel bitirilip ortadaki suçlunun cezalandırılması gerekir. Biz bunu
Avrupa Birliği'ne anlatamayız. Yargıda köklü bir reforma ihtiyaç var. Borçlular açısından ülkemiz imtiyaz ülkesine dönüştü. İnsanlar kendi haklarını kendileri alma yoluna gider diye korkuyoruz.
YIĞILMALAR SİSTEMİ ÇÖKERTTİ
Adalet ve Hukuk Derneği Başkanı Ayhan Gültekin: Bu kanayan yara.
Çek Kanunu ile ilgili değişiklik yapılıyor ama köklü bir çözüm getirilemedi. Mahkemelerin bu davalara yetişmesi mümkün değil. Çok ciddi yığılmalar oldu. Zaten kadro yetersiz bir de Türkiye'de en çok açılan davaların mahkemelerde yığılması sistemi çökertti. Yeni hakim ve yargıçlar atanarak acilen İstinaf Mahkemeleri kurulmalı.