"Bir gece ansızın gelebilirim" demeye çalışan "27
Nisan Sanal Açıklaması"ndan kâbus topu gibi bir rejim krizi çıkarmak isteyenlerin zerre kadar şansları yok...
İnternette zuhur eden "
muhtıra" metninden yola çıkarak
askeri müdahale falı tutanlar, kamuoyunu böyle bir ihtimal varmış gibi güdülemeye çalışanlar artık raptiye rap rap/ zaptiye zap zap günlerine dönüşün olmayacağını bilmek zorundalar...
Türkiye'de muhtıralar, darbeler, askeri müdahaleler dönemi kapanmış bulunuyor. ***
Hükümet "
sanal bildiri"ye karşı esaslı bir "dik duruş" sergileyerek bir ezberin daha bozulmasına vesile oldu...
"Karşı Açıklama"da geçen "Hükümetle TSK'nın arasını bozmaya çalışanlar var" cümlesini tersyüz edenlere rastlıyoruz...
Burada kastedilenler gösterilmeye çalışıldığı gibi AKP'nin içinden birileri midir?
Mesela,
Meclis Başkanı mıdır?
Hiç sanmıyorum. Ya? Türkiye'nin içeride ve dışarıda iyiye gitmesinden rahatsız olan Ankara'daki "Kaybedenler Cephesi"nin üyeleridir!
"Fredi'nin Kâbusları"na oynayan bu cephe ile kader ortaklığı yapan simalar ise fazlasıyla tanıdık...
"Gene Hackman'ın Güniz Sokak Şubesi
Demirel" artı "Gidişattan Mesut Olmayan Yılmaz" bu bağlamda öne çıkan iki portre...
DYP ile Anavatan'ın
Çankaya oylamasının ilk turundan uzak tutulması projesinde en büyük siyasi katkı onlara aitti...
Kısa bir süre önce bu iki partinin birleştirilme çabalarını hep birlikte izledik. Destek verenlerin başında Egemen Medya'nın Amiral Gemisi geliyordu...
Böyle bir birleşmenin olmayacağını kısa sürede gördüler. Hemen ardından, iki sağ partinin "Çankaya Projesi"ndeki belirleyici katkısını bu defa onların "muhtemel siyasi tükenişi" üzerinden yeniden kurguladılar...
DYP ve Anavatan liderleri sandıkta partilerine büyük zarar verecek olan bu kumpası ne yazık ki kıramadılar. Hem siyaseten, hem de "adam adama markaj" yoluyla
baskı altında kalarak Çankaya oylamasından uzak durdular...
Bir taşla iki kuş, hesabı...
İkincisi? DYP ve Anavatan'ın gerilemesi "genel
seçim sonrasında AKP'siz bir hükümet" tasarlayan malum cephe için elverişli bir sonuç anlamına gelir. O cephe, "
CHP-MHP
Koalisyonu" hayal ediyor. "Mahşerin Kanaltürk'teki Atlısı" her fırsatta "Solda CHP'ye; sağda MHP'ye oy atın!" demiyor mu?
Ce-Ha-Pes lideri
Baykal, Çankaya sürecinde birbiri peşine "Yangınlardayım"ı söylüyor: Tandoğan ve
Çağlayan mitinglerinden oy devşirmek maksadıyla sık sık "Kor kor alevler!" diyor...
Gül'ün adaylığı açıklandığı gün grup konuşmasında tek kelime aleyhte söz sarf etmeyen Baykal "367 Hurafesi"nin üreticisi ulusalcı takımla kol kola yürüyor. "Gerilimde pişer/sandıkta bana düşer" nemalanması kovalıyor...
Kutuplaştırma siyaseti Ce-Ha-Pes'in boyunu iki üç puan daha uzatır, tamam; ancak AKP'ye daha fazla oy getirir!
Dün
Anayasa Mahkemesi'nden onay alan "367 Hurafesi" nihai neticeyi elde ederse hemen
erken seçime gidilecek -ki zaten her halükarda erken seçime doğru doludizgin gidiyoruz: "Sanal Açıklama"ya karşı oluşan geniş demokratik tepkinin çarpan etkisi doğuracağını da hesaba katarak söyleyelim. AKP bir kez daha tek başına iktidara gelir!
O
vakit ne mi olur? Artık internetten "sanal muhtıra" siparişi de verilemeyeceği için;
Sabih Kanadoğlu bir kez daha Habertürk'e çıkar ve Çankaya seçimi için toplantı yeter sayısının 550 olması gerektiğini iddia eder. Bu 550 talebi ise siyasi literatüre "Artık Yeter" Sayısı olarak geçer!
TAMER KORKMAZ- ZAMAN GAZETESİ