Son günlerde ilginç bir söz düellosu yaşanıyor. Önce, eski
Genelkurmay Başkanı
Hüseyin Kıvrıkoğlu, ‘
İrticayla mücadele edemez diye
Hilmi Özkök'ü istemedim’ dedi. Ardından da
Mesut Yılmaz, ‘Kıvrıkoğlu'nun görev süresinin uzatılmasını ben engelledim’ açıklaması yaptı. Ardı ardına yapılan bu ilginç açıklamalar, yakın tarihin perde arkası olaylarını gün yüzüne çıkardı.
İlginç
tartışma Hürriyet gazetesinde yer alan, Ecevit'in başkanlığındaki
koalisyon hükümetinin eski
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun görev süresini uzatmak istediği haberiyle başladı. Devrin siyasi iktidarının bir kanadı bu konuda girişimlerde bulunulmuş, ancak ortaklarından Mesut Yılmaz ikna edilemediği için süreç akim kalmıştı.
Yakın tarihte yaşanan bu konu hakkında gazeteye açıklamalarda bulunan Kıvrıkoğlu, anlatılanları ve Yılmaz'la arasının bozuk olduğunu teyit etti. Kırgınlığın sebebi ise Kıvrıkoğlu'nun Yılmaz'ın Cumhurbaşkanı olmasını istemeyişinden kaynaklanıyordu.
“Mesut Yılmaz Cumhurbaşkanı olmak istiyordu. Kendisinin Cumhurbaşkanı olmaması için mektup yağmuruna tutuldum. Ziyaretçi akınına uğradım ve bu konudaki görüşlerimi zamanın Başbakan’ına da açıkladım.”
Mesut Yılmaz'ın da bu çıkışa karşı tavrı Kıvrıkoğlu'nun görev süresinin uzatılmasını reddetmek şeklinde oldu. Görev süresinin uzatılması ihtimali kalmayan Kıvrıkoğlu da durumun netleşmesinin artından karşı atağa geçti. Kıvrıkoğlu 2002 yılı
Ağustos Şurası'nda en yakın
mesai arkadaşı olan
Hilmi Özkök'ü emekliye ayırıp, dönemin
Jandarma Genel Komutanı Aytaç Yalman'ı iki basamak birden tırmandırarak Genelkurmay Başkanı yapmak istedi. Gerekçe ise hazırdı:
“Hilmi Özkök'ün Genelkurmay Başkanı olmasını istemedim. Çünkü irtica ile mücadelede daha iyisi gelmeliydi.”
TÜRKİYE'NİN IRAK STRATEJİSİ
Oysa askere yakınlığıyla bilinen dönemin
Meclis Başkanı Ömer İzgi olayın irtica ile ilgisi olmadığını, TSK içinde Türkiye'nin
Irak stratejisi konusunda var olan farklı görüşlerden kaynaklandığını ileri sürüyordu. İzgi'ye göre Hilmi Özkök Irak'a girmeyi
ülke için "bataklığa saplanmak" şeklinde görüyor, Kıvrıkoğlu ABD ile birlikte hareket etmek gerektiğini savunuyordu.
Tartışmanın diğer ucundaki isim Hilmi Özkök ise tüm bu tartışmalardan Silahlı Kuvvetler’in manevi şahsiyetinin zarar görebileceği endişesiyle uzak kalmaya çalıştı.
“Polemiğe girmek istemem. TSK'yı incitmek istemem. Tarih gösterecektir.”
Gelişen bu süreç Türkiye'nin son 10 yılda ne denli büyük dalgalanmalar ve hararetli tartışmalar yaşadığını göstermesi açısından önemliydi.