Yüksek
Askeri
Şura (
YAŞ) kararları ile ordudan atılan 7 asker, haklarının iade edilmesi için Yüksek Askeri İdare Mahkemesi'ne iletilmek üzere
dava dilekçelerini sundu.
Dava dilekçelerini vermeden önce gazetecilere açıklama yapan askerler, milletin ordusuna sahip çıkmasını istedi. Çok sevdikleri ordunun yıpratılması karşısında ciğerlerinin yandığını belirten askerler, vatandaşın
referandum öncesi '
evet' oyları ile görevini yaptığını, görev sırasının milletvekillerinde olduğunu dile getirdi.
Askerler adına konuşan Emekli
Binbaşı Sadık Paksoy, Yüksek Askeri İdari Mahkemesi'ne gönderilmek üzere
Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi'ne dava dilekçesi verdiklerini söyledi.
Yargı denetimi olmaksızın,
savunma hakkı verilmeden gözleri gibi sevdikleri mesleklerinden
ihraç edildiklerini hatırlatan Paksoy, şöyle konuştu: "Biz 12
Eylül 2010 referandum öncesi de açıklamalarımızda hep şunu söylemiştik; biz niçin atıldık, mesleğimizden niçin edildik, silahlı kuvvetlerden neden ihraç edildik bunu merak ediyoruz. Bunun için referandumda 'evet' diyeceğimizi açıklamıştık. Çok
şükür milletimiz çok duyarlı davranarak bu yolu açtı. Yeni ana
yasada değişiklikle
YAŞ kararları yargı denetimine açılmış oldu. Biz de bu açılan kapıdan girerek haklarımızı dava etmek için buraya geldik. Dilekçelerimizi hazırladık. Hep beraber dilekçelerimizi vereceğiz. Buradan dilekçelerimiz, Askeri İdare Yüksek Mahkemesi'ne gönderilecek. Oradan davalarımıza devam edeceğiz. Herkes biliyor ki, YAŞ kararları maalesef idarenin eylemlerini yargı denetiminden kaçırarak tamamen bu kapalı kapıların arkasında ne olduğunu bilmediğimiz bilgi ve belgelerle hakkımızda işlem yapılmış. Bütün ailelerimizle birlikte çevremizle birlikte
mağdur edilmiş durumdayız. Kısmet olursa bu mağduriyetimizin giderilmesi için dava açıyoruz.
Millet vazifesini yaptı. Şimdi vazife milletvekillerindedir. Milletvekilleri uyum yasalarını çalışıp çıkarmalıdır."
"ASKERİ YÜKSEK İDARİ MAHKEMESİ'NİN HALİ HAZIRDAKİ YAPISI İLE DAVA KAZANAMAYIZ"
Askeri Yüksek İdari Mahkemesi'nin hali hazırdaki yapısı ile dava kazanacaklarını beklemenin safderunluk olacağını kaydeden Paksoy, "Çünkü Askeri Yüksek İdari Mahkemeleri silahlı kuvvetlerin emir komuta zinciri içerisinde bulunan çeşitli dairelerdir. Oradan çıkan kararların çok da adil olacağını düşünmüyoruz. Aslında bütün idarenin eylemleri yargıya açılmalı, yargı denetimi içerisinde olmalı. Bu memleketin gelişmesi hürriyet ve
demokrasi ile mümkündür. Bu da memleketimizde artık kökleri ile yerleşmeye başlıyor. Bundan çok ümitliyiz." dedi.
"SİLAHLI KUVVETLERİN YIPRATILMASI BİZİ ÜZÜYOR"
Silahlı kuvvetleri milletin omurgası olarak değerlendiren Paksoy, silahlı kuvvetlerin mutlaka milleti ile barışması gerektiğini, millete arkasını değil, önünü dönmesi gerektiğini vurguladı. Askerin, milletine
hizmet etmesi gerektiğine dikkat çeken Paksoy, "Aksi takdirde silahlı kuvvetler içerisine yuvalanan bir
takım yanlış, yasa dışı oluşumlar, maalesef silahlı kuvvetlerin şahsi manevisini de rencide ediyor. Silahlı kuvvetleri yıpratıyor. Biz gözümüz gibi baktığımız silahlı kuvvetlerin yıpratılmasını asla istemiyoruz. O yıpratıldıkça bizlerin ciğeri kanıyor. Onun için silahlı kuvvetlerin yıpratılmaması gerekiyor, silahlı kuvvetlerin çok güçlü olması gerekiyor. Bunun için biz silahlı kuvvetleri çok seviyoruz, ordumuzu çok seviyoruz, milletimizi çok seviyoruz." ifadelerini kullandı.
"İHRAÇ EDİLEN ASKERLERİN HEPSİ BAŞARILI VE SİCİLİ TEMİZ"
İhraç edilen askerlerin sicillerinin son derece yüksek, son derece disiplinli, son derece çalışkan ve başarılı olduğunun altını çizen Paksoy, "Maalesef silahlı kuvvetlerin kaymağı diyebileceğimiz bu grup, ne olduğu belirsiz anlayışlarla, kaygılarla bertaraf edilmişler. 1980 İhtilâl'inden sonra 28
Şubat sürecinde daha da artarak yaklaşık doğrudan ve dolaylı en az 5 bin tane
subay ve
astsubay ihraç edilmiştir. Bu ise bir ordu demektir. Bir ordunun, en güçlü bir ordunun yok edilmesi demektir. Milletin buna dikkatini çekmek istiyorum. Milletin ordusuna sahip çıkması gerekiyor. Sahip çıkmalı, aksi takdirde milletin ordusu başka amaçlara yönlendirilebilir. Başka amaçlarla kullanılabilir. Biz bundan çok üzüntü duyuyoruz. Onun için biz yeniden açılmış olan yargı kapılarının sonuna kadar açılmasını, özellikle de uyum yasalarının bir an evvel çıkarılmasını istiyoruz." diye kaydetti.
Davayı bireysel olarak açacaklarını anlatan Paksoy, "Tabii ki Yüksek Askeri İdare Mahkemesi'nde bunlar toplanıyor. Tahmin ediyorum ki en az 2 bin kadar
dosya ile karşı karşıya kalacaklar." dedi.
"HAKLARIMIZIN İADE EDİLMESİNİ İSTİYORUZ"
İhraç edilen Hava Üstçavuş Gafur Özbak da ordudan atılan askerlerinin haklarının iade edilmesini istedi. Özbak, şunları aktardı: "Ben buradan Cumhurbaşkanı'mıza, Başbakan'ımıza bütün bakanlarımıza, TBMM'de bulunan bütün milletvekillerine seslenmek istiyorum. Bin 800'e yakın YAŞ kararı ile ordudan ihraç edilen astsubayların ortak bir yapısı var. Çoğunun eşleri başörtülü,
dindar, namazlı, inançlı insanlar bir. İkincisi çoğu arkadaşın şahsen kendimin de bir ihtar cezası almamış görev sürem var. Üçüncüsü de biz eğer
mahkeme kararı ile atılsaydık hakkımızı mahkemede arayabilirdik. Mahkemeye çıkarılmadan 10-20 yıllık arkadaşlar ordudan ihraç edildi. Bu, Askeri Yüksek İdari Mahkemesi'ne kalırsa bu işin çözümlenmemesi demektir. Bununla birlikte uyum yasası Askeri Yüksek İdari Mahkemesi'ne bırakılmadan hazırlanarak mağdur insanların mağduriyetinin giderilmesi gerekiyor. Bu mertebeden sonra
tazminat davası açacağız. 28 gün Etimesgut'ta işkence gördüm, orada her türlü
hakaret gördüm. Etimesgut'ta bu kadar arkadaşa işkence yapanların da sorgulanması ve onların da haklarında dava açılmasını talep ediyorum. Bunu Meclis'teki bütün
komisyon başkanlarından rica ediyorum. Bundan önce birçok insanın hakları iade edildi, itibarları iade edildiyse, mesleklerinden ihraç edilerek gerek ailevi gerek şahsi birçok sıkıntıya katlanan arkadaşların da iadei itibar olarak görevlerine iadesi, haklarının verilmesini vekillerden rica ediyoruz."
Eski askerler basın açıklamasının ardından Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi'ne dava dilekçelerini sundu.