Anayasa Mahkemesi Raportörü
Osman Can, tartışmaların odağındaki
Yargıçlar ve Savcılar Birliği (
YARSAV) üyeliğinden
istifa etti. Dilekçesinde, Birliğin yargı
örgütlenmesinden çıkıp siyasî bir
iktidar aracına dönüştüğünü belirten Can, YARSAV'ın
özgürlükleri savunmak yerine, askerî müdahaleleri
desteklemekten geri durmadığına dikkat çekti.
YARSAV'ın ideolojik tartışmalarda 12
Eylül döneminin dost-düşman ayrımını eksen aldığını vurgulayan Can, şu tespitte bulundu: "
Avrupa Birliği 2009 ilerleme raporunda da 'kritik davalarda yargıyı etkilemeye teşebbüs eden' bir örgüt olarak tanımlanan Birlik'in bu misyonu kararlılıkla ve açıklıkla üstlendi."
Can, dilekçesiyle ilgili olarak, "Başkan Ömer Faruk
Eminağaoğlu, vicdanî retçiliği savunan makaleler bile yazmıştı. O zaman bu örgütlenmeye dahil oldum. Ama yargı bağımsızlığından anladıkları tek şeyin, demokratik ilkelerden
bağımsızlık olduğu ortaya çıktı." diye konuştu.
YARSAV'ın ideolojik tartışmalarda
12 Eylül döneminin dost-düşman ayrımını eksen aldığını ifade eden Can, "Yargıda ortaya çıkan bir örgütlenme, Türkiye'de 'özgürlük ve
demokrasi' savunusunu asli görevi bilmeliydi. Ancak YARSAV, 'özgürlüğü' genelde "demokrasi dışı" tutum,
algı, örgütlenme ve söylemler için bir kalkan, usul güvenceleri ise esası geçersiz kılmanın bir aracı gördüğüne yönelik bir kanaatin oluşmasına imkân sağladı. Bu bağlamda demokrasi karşıtlarını kendi bünyesine almaktan veya kamuoyuna etkin bir şekilde sunmaktan kaçınmadı. Daha da ileri giderek TV'lerde askerî müdahaleleri gerekli ve 'direnme hakkı' kapsamında görmekten geri durmadı." ifadelerini kullandı.
Dilekçede çarpıcı değerlendirmelerde bulunan Can, Türkiye'nin daha demokratik ve özgürlükçü bir yapıya doğru yol aldığı bir dönemde YARSAV'ın ideolojik bir görüntü verdiğini belirtti. Demokrasi yolunda atılan adımlara istifa dilekçesinde yer veren Can, "Süreç Cumhuriyet'in seçkinci bir iktidar aracı olmaktan çıkıp demokratik ve özgürlükçü bir içerikle halkın bizatihi ve bilfiil iktidarı aracına dönüşmesi, kısacası Cumhuriyet'in olgunlaşması sürecidir." dedi.
Böyle bir süreçte yargıdaki bir örgütlenmenin demokrasi bilincinin ve toplumsal sorumluluğun pekişmesine katkı sağlayacağı düşüncesiyle YARSAV'a üye olduğunu ve destek verdiğini belirten Can, dernekte özgürlüklere karşı duyarlılık gösteren üyelere teşekkür etti.
Anayasa Mahkemesi Raportörü, YARSAV'ın kuruluşundan kısa süre içinde medya ilişkileriyle, üye profiliyle, savunduğu felsefeyle, anayasal tartışmalarda ve demokrasiye yönelik müdahalelerdeki rolüyle, 'yargı' örgütlenmesi olmaktan çıkıp, hızla yargı yoluyla siyasî bir iktidar aracına dönüştüğünü kaydetti.
yarsav, kritik davalarda yargıyı etkiledi
Osman Can istifa dilekçesinde şunları vurguladı: "YARSAV'a ilişkin genel görünümü şu şekilde özetlemek mümkün: YARSAV ideolojik tartışmalarda 30'lu yılların dost-düşman ayrımını eksen aldı. Her bir tartışmada geleneksel militarist-vesayetçi bir iktidar pratiğini muarızı olarak bellediği toplumsal
siyaset alanına dayatmaya çalıştı veya dayatma girişimlerine tartışmasız ve koşulsuz 'hukuksal' destek sağlama misyonunu yerine getirdi. Bu girişimlere rağmen demokrasi ve özgürlük ekseninde hukuksal duruşunu bozmayan
yargıç veya savcılara karşı yürütülen
linç kampanyalarına ise destek verdi veya sessiz kaldı.
Avrupa Birliği 2009 ilerleme raporunda da "kritik davalarda yargıyı etkilemeye teşebbüs eden" bir örgüt olarak tanımlanan YARSAV bu misyonu kararlılıkla ve açıklıkla üstlendi; üzüntüyle belirtmek gerekirse, demokrasi ve özgürlüğü eksen alan yargıçlar ve savcılar için savunulabilecek bir yapı olmaktan uzaklaştı. Yazmaktan ve duyurmaktan hiçbir şekilde hazzetmediğim bu gerekçelerle derneğinizden istifa ediyorum." ZAMAN