Sabah koşusu için Turgut
Özal Parkı'na giden vatandaşlar, çimlerin üzerine atılmış bir bebekle karşılaştı.
Soğuktan vücudu moraran bir aylık masum bebek, polisler tarafından
hastaneye kaldırıldı; ama bütün çabalara rağmen kurtarılamadı. Benzer hadiseler hemen her gün farklı illerde tekrarlanıyor. Aile değerlerinin zayıflaması, evlilik dışı ilişkilerin artması ve geçim korkusu
toplum yapısını zedeleyen gelişmelere yol açıyor. Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu (
SHÇEK) verilerine göre, Türkiye'de her sene ortalama 500 bebek sokağa bırakılıyor. Son 8 yılın bilançosu korkunç.
İstanbul,
İzmir,
Ankara ve
Adana başta olmak üzere
ülke genelinde tam 4 bin bebek, adeta ölüme terk edildi.
Sosyolog Prof. Dr. Ercan Tatlıdil, bu trajediyi 'hızlı kentleşmeyle birlikte gençlerin anne-
baba sevgisinden uzak kalması'na bağlıyor. Sosyal
kontrol mekanizmasının yoğun olduğu vilayetlerde evlilik dışı çocuk oranının düştüğünü vurgulayan Tatlıdil, büyük şehirlerde yalnızlığa düşen gençlerin, örf, âdet ve geleneklerin dışına daha kolay çıktığını belirtiyor. Ancak gayri meşru ilişkiden dünyaya gelen çocuğu kimse sahiplenmek istemiyor.
Bebekler, bizzat onu dünyaya getiren anneleri tarafından parka veya
apartman kapısına atılıyor. SHÇEK Müdürü İsmail Barış ise zor durumda kalan annelerin bebekleriyle birlikte kendilerine sığınabileceğini kaydediyor.
Masum bebeklerin hikayeleri,
gazete sayfalarında sık sık yer alır.
Cami avlusuna, hastane bahçesine, kamyon kasasına, çöp kutusuna terk edilen bebekleri, kimi zaman devriye görevi yapan polis ekipleri kimi zaman da sabah namazına giden cemaat bulur. Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) verilerine göre, 2007 yılının
ilk 11 ayında 188'i kız, toplam 499 bebek sokağa bırakıldı. 2006 yılında bu rakam 613 olarak gerçekleşti. Son 8 yılda terk edilen bebek sayısı 3 bin 949'a ulaştı. Bunlardan bin 723'ü kız. Terk edilen bebek sayısı illerin nüfus oranıyla da orantılı. En çok bebek terk edilen şehirler sırasıyla İstanbul, İzmir, Ankara ve Adana.
Prof. Dr. Ercan Tatlıdil, suçlu aramak yerine ana-baba sevgisinin eksilmediği ortamlar oluşturulmasını öneriyor. İstenmeyen hamilelikler sonucunda anne olanlara sahip çıkacak merkezlerin hayata geçirilmesini istiyor. Tatlı dil, "Bu anneler daha çok
küçük yaştaki gençler arasından çıkıyor. Kimse 5 dakikalık zevk için bile bile bu acıyı çekmez." diyor. Çocuk psikiyatristi İsmail Yavaş da, kimsenin kimseye değer vermediği toplumlarda ahlak dışı hareketler görülebildiğini ifade ederken bebeğini terk edenler hakkında şu yorumda bulunuyor: "Burada 'iyi ben' ve 'kötü ben'in savaşı var. Hangisi diğerini yenerse o taraf galip gelir. Kişinin davranışlarını bu belirler. İnanç sahibi, 'iyi ben' tarafı galip gelen insan, bebeğini öldürmez ya da sokağa terk etmez. En kötü ihtimalle çocuğuna bakamadığı gerekçesiyle Sosyal Hizmetler'e ait çocuk yuvasına götürür. Devlet bu çocuklara anında sahip çıkıyor. İnsan insanlıktan çıkınca çocuğunu terk edebilir. Vahşi hayvanlar bile yavrularına bakıp besliyorlar."
Zorda kalan anneler bize sığınsın
SHÇEK Genel Müdürü İsmail Barış, hangi sebeple olursa olsun zorda kalan annelerin bebekleriyle birlikte kendilerine sığınabileceğini belirtiyor. Dünyaya gelen her çocuğun en iyi şekilde yaşatılması gerektiğini anlatan Barış, şunları söylüyor: "Yeryüzünde bebeğin sokağa terk edilmesi kadar kötü bir davranış olamaz. Bizim kadın sığınma evlerimiz var, her türlü imkanı veriyoruz. Bize gelen bebekler kısa sürede
aile sıcaklığına kavuşuyor. Terk edilmiş bebekler bize geldiğinde, bebek isteyen ailelerin oluşturduğu listeden aileleri çağırıyoruz, bebeği gösteriyoruz.
Polis ailesini ararken biz de uygun aile bulmaya çalışıyoruz. Yaklaşık 1 ay içinde bebek, yeni evine gidiyor. Bir yıl içinde de yakınları bulunamayan bebek, yanına verilen ailenin nüfusuna geçiriliyor."
Yüzde 99'u evlat ediniliyor
Terk edilen bebeklerin çokluğu yürekleri sızlatsa da işin sevindirici tarafı da var; bu bebeklerin yüzde 99'u evlatlık olarak sıcak bir yuvaya kavuşuyor. Evlat edinmek isteyen ailelerin özellikle 0-1 yaş aralığındaki kız bebekleri
tercih ettiğini vurgulayan SÇEK İzmir İl Müdürü
Zekeriya Ertaş, şu bilgileri verdi: "Evlat edinilirken en önemli unsur yaş,
cinsiyet ve anne babanın belli olmaması. Ayrıca evlat edinilen bebeğin sima olarak anne ve babayı çağrıştırması isteniyor. Özürlü bebekler pek istenmiyor." Ertaş, çocuğunu terk eden ailelerin nadiren de olsa bu kararından vazgeçebildiğini, bunun için ailenin araştırılmasında 6 haftalık
kanuni süresi bulunuyor.
Aileleri tarafından terk edilen bebekler bazen de şiddet kurbanı oluyor. 26
Eylül 2007'de İstanbul'da uyuşturucu bağımlısı 18 yaşındaki anne Pelin S., gayrimeşru ilişki sonucu dünyaya getirdiği 10 günlük bebeğini, arkadaşlarıyla birlikte tekmeleyerek ve başına sopayla vurarak öldürmüştü. Bebeğin cesedi ise çöp poşeti içinde boş bir araziye atılmış halde bulunmuştu.