Vergi borcunun bilinmeyen gerçeği

826 milyon TL’lik olayın ortaya çıkmasına gelince, bunun Erdoğan ile uzaktan-yakında bir ilgisi yok desek yeridir. Peki, bu olayın gerçeği nedir?

Vergi borcunun bilinmeyen gerçeği

Aydın Doğan Gerçeği ve Gerçek Borç Eylül ayının başlarında Güngören’de Başbakan Erdoğan, Doğan grubuna meydan okumuştu. Ortada meydan okunacak kadar önemli bir durumda gözükmüyordu ama Başbakan Erdoğan birden bire Doğan grubuna karşı çok sert eleştiriler yapmaya başladı. Yaklaşık iki hafta süren karşılıklı bu restleşmeler sonucunda iki tarafta kısa bir süre sessizliğe büründü. Bazıları Erdoğanın sert eleştirilere başlamasının, Doğan grubunun Deniz Feneri haberleriden dolayı kaynaklandığını yazmıştı. Erdoğan’ın Deniz Fenerinden dolayı Doğan Grubuna yüklenmediğini, AK Parti teşkilatlarında ki birçok kişi bildiği için bu tezin tutarlı olduğunu söylemek zor. Çünkü Deniz Feneriyle alakalı negatif haberlerin D-Tipi medyada iki yıldır zulalandığını hem AK Parti kanadından hem de medyada bilmeyen yoktu. Deniz Feneri üzerinden amacına ulaşamayan D-tipi bundan sonra kasadaki hangi haberi çıkaracak bilemiyorum ama sıkışınca sürekli ortaya bir şeyler atan grubun şu günlerde ortaya yeni birşeyler çıkaracak durumu varmı orasını kestirmek çok zor. Peki, neden durduk yere Başbakan çıkıp birden bire Doğan grubuna saldırmaya başladı. Cevaptan önce isterseniz biraz daha devam edelim. *** Doğan’ın son 826 milyon TL’lik vergi borcuna da AK Partinin Doğan grubunu susturmaya yönelik olduğunu yazıp çizenler var. Ancak durum hiçte öyle göründüğü gibi değil. Siz iktidar olsanız ve hedefinize de yüzde 50’yi koysanız. Seçime de bir buçuk aydan az bir süre kala; ‘’Karşınıza Kanal D, Star ve CNN Türk gibi izlenme oranları günlük ortalama yüzde 20’leri bulan ve Posta, Hürriyet, Milliyet, Radikal, Referans, Fanatik ve Gözcü’nün de içinde bulunduğu toplam tirajı da 1 milyon 200 bini aşan yedi gazeteyi karşınıza almayı düşünürmüsünüz.’’ Medyanın yüzde 40’ına hükmeden bir düşmanı seçime çok az bir süre karşına alıp, aleyhinde TV ve gazetelerinden sürekli olumsuz haber yapmasını hiçbir siyasi lider ve siyasetçi cesaret etmez. Hele ki yolsuzluk dosyalarının havada uçuştuğu, fırsat geçtiğinde vurmayı kollayan bir medyayı kendilerine saldırtmanın AK Parti’ye çok büyük zarar vereceğini Başbakan Erdoğan’dan daha iyi herhalde hiç kimse bilemez. Yani hükümetin seçim zamanında ve buzların az da olsa erimeye başladığı bir dönemde böyle büyük bir risk alıp Doğan medya grubunu sıkıştırma girişiminde bulunmasının akli ve mantiki bir izahı yoktur. Eylül ayında durduk yere başlayan sert eleştirilerin de, 826 milyon TL’lik borcun da Doğan medyaya karşı başlatılmış bir savaş olduğunu düşünmek tamamen yanıltmadan ibarettir. Aslında Doğan grubu burada tamamen sessiz olması gerekirken hala daha Başbakan’a sert eleştirilerde bulunmaya devam etmesi büyük bir gafletlik göstergesidir. Evet, gelelim ilk sorumuzun cevabına. Neden, Erdoğan Eylül ayında Doğan Grubuna karşı böyle bir girişimde bulundu? Bu sorunun cevabını şuan vermenin Ergenekon soruşturmasını zarar vereceğini düşünerek, şimdilik şu kadar söyleyip geçelim; ‘’Erdoğan, Doğan medyasına sert eleştiriler yaparak farkında olmadan Doğan grubuna aslında iyilik yaptı diyebilirim. Ancak bu durumun ne Er-ne de Doğan- farkında… *** 826 milyon TL’lik olayın ortaya çıkmasına gelince, bunun Erdoğan ile uzaktan-yakında bir ilgisi yok desek yeridir. Peki, bu olayın gerçeği nedir? Bu olayın gerçeğini F.Altaylıyı arayan iki maliye uzmanı hafif yakalar gibi oldu ama sonuca gitmediler. Olayın gerçeğini aslında dün ortaya çıkan kaset açık ediyor. Doğan Yayın Holding Başkan Yardımcısı Soner Gedik ile Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Akif Ulusoy’a ait olduğu iddia edilen "vergi cezası" üzerine yaptıkları sohbetin içerisinde geçen konuşmalarda; ‘’ Ulusoy, kendi personeline baskı yapacağını denetlemenin 2003 ve 2004 yılı dışında taşmamasını sağlayacağını ve en önemlisi ise "uzlaşmada" rakamı "çekirdek parasına indireceğini söylüyor. Buna karşılık Gedik’te ‘’ Ulusoy’a "bugüne kadar olan oldu deyip, bundan sonrası için makul bir rakam çıkartılmasını, devamının getirilmemesini" söylüyor. Ulusoy, Soner Gedik’e "merak etmeyin onu temin etmeye çalışıyorum" diyerek konuşmayı sürdürüyorlar.’’ Şimdi buradan Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Akif Ulusoy’a bazı sorular soralım. ‘’Kasette geçen konuşmada kendi personeline baskı yapacağını söylediğine göre; -Grubun vergilerini inceleyen müfettişlere baskı yaptın mı, yapmadın mı? -Baskı yaparak, grubun vergi borcunu ortaya çıkaran müfettişlerden biri görevden alındı mı, alınmadı mı? - Ya da görevli müfettişlerden herhangi biri görev değişikliğine uğradı mı? -Doğan grubunun vergi denetlemesini 2003, 2004 yılları dışına taşmamasını sağladın mı sağlamadın mı? -Eğer, denetleme 2003-2004 yıllarından taştı ise Doğan grubunun borcu 826 milyon TL’mi, yoksa 4.5 milyar TL’mi?’’ Zannediyorum, Sayın Ulusoy bu sorunların cevabını kasetin savunmasını yaparken açıklayacaktır. Açıklamalar yapılırken, orada bulunan muhabirlerden biri, son sorunun cevabını muhakkak öğrenmeye çalışmalı. Zira, bütün dengeler o son soruda saklı. Rauf Atilla Polat - HABERX
<< Önceki Haber Vergi borcunun bilinmeyen gerçeği Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER