İddianamende sanıkların
PKK içine sızarak
örgütü ele geçirmeyi plandıkları belirtildi. Sanıklar
Öcalan’ın dışarıya
mesajlarını da güvenilir kuryeler aracılığıyla vermesi için çalışmışlar.
Emekli Tuğ
general Veli Küçük ile Ümit Oğuztan’dan ele geçirilen PANZEHİR isimli örgütsel dökümanın içeriğinde PKK’yı
tasfiye etmek yerine
Abdullah Öcalan ile
işbirliği yapılması örgürülüyor.
Ergenekon terör örgütü İddianamesi’nde yer alan bilgilere göre sözkonusu dökümanın içeriğinde PKK’nın tamamen tasfiye edilmesi yerine, Abdullah Öcalan’la işbirliği yapılıp bizzat Ergenekon içerisinde bulunan, ‘
genç subaylar’ olarak tabir ettikleri, çeşitli askeri kurumlara sızmış örgüt üyelerinin PKK yöneticilerinin yerine getirilmesi öngürülüyor.
APO’DAN KÜÇÜK’E MEKTUP
PANZEHİR isimli dökümanda yargı süreci reci devam ederken Öcalan’ın medya aracılığı ile mesaj iletmesine imkan verilmesi yerine, yazılı mesajlarının güvenilir kuryeler aracılığı ile iletiminin sağlanmasının daha
akılcı olacağı belirtiliyor. Dökümanda ‘Öcalan’ın
İmralı’daki
tutukluluk ve yargı sürecinden yararlanılarak, PKK
başkanlık konseyi içinde yer alması sağlanacak kadrolar ile PKK’nın ABD ve AB
kontrolünden kurtarılarak doğrudan
Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlanmasının sağlanabilmesi gerektiği...’ ‘Öcalan
emekli olmamıştır, ve emekliliğe de kendisini hazır hissetmemektedir’ denilen
belgede ayrıca, Ocalan’ın
Suriye’den ayrılmadan önce Küçük’e haber ve
mektup göndererek ‘Teslim olmak için muhatap arıyorum’ dediği vurgulandı. Öte yandan belgelerde PKK ile kurulan ilişkinin DHKP/C ve
Hizbullah ile de kurulduğu, Küçük’ün DHKP/C lideri
Karataş’la görüştüğü belirlendi.
İşçi Partisi’nin bürosundan elde edilen bir başka belgeden ise, Ergenekon’un bazı üyelerinin PKK’ya
silah sattığı uyuşturucu trafiğini beraber yürüttüğü bilgisine ulaşıldı.
Savcı beni de dinlesin
İmralı’DAKİ PKK
elebaşı Öcalan, PKK-Ergenekon iddialarıyla ilgili savcı
Zekeriya Öz’e konuşmak istediğini bildirdi. Öcalan’ın avukatı Hatice Korkut star’a yaptığı açıklamada, müvekkilinin bildiklerini anlatmak istediğini söyledi. Korkut şunları söyledi: ‘’Şu an
Ergenekon soruşturması kapsamında yargılanacak olan paşalar, bir dönem
Güneydoğu’da görev yaptı. Müvekkilim Ergenekon soruşturması kapsamında PKK’ya yöneltilen iddialar ile ilgili konuşmak istiyor. Bazı şaibeli olayların aydınlatılmasını istiyor’’ Öcalan’ın ‘’Ergenekoncular bize
eylem yaptırmak istedi ancak biz bunu kabul etmedik’’ dediğini belirten Korkut, ‘Savcı isterse görüşme isteğini değerlendirebilir. Biz , görüşme için henüz bir başvuru hazırlığı yapmadık’’ dedi.
Küçük’ün evindeki MİT raporu
Ergenekon operasyonunda tutuklanan emekli
Tuğgeneral Küçük’ün evinde bulunan bir belgede Uğur
Mumcu cinayeti ile ilgili şok bilgiler yer alıyor. Belgeye göre Mumcu’yu Mossad ajanları vurdu.
ERGENEKON soruşturması çerçevesinde tutuklu bulunan Tuğgeneral
Veli Küçük’ün evinde bulunan bir belge gazeteci
Uğur Mumcu cinayetine ilişkin önemli bir detayı ortaya koyuyor. Dokümanlar arasında en ilgi çekeni MİT tarafından yazılan ve dönemin Başbakanı’na gönderilen 2
Şubat 1993 tarihli rapor. İddianamede, rapora ilişkin bilgi aynen şöyle yer aldı: ‘Bu ajanda içerisinde bulunan doküman; 02 Şubat 1993 tarihli ve 01.789.0879/435 sayılı Milli
İstihbarat Teşkilatı’dan, Sönmez Köksal müsteşar imzası ile ‘Çok gizli’ ibaresi ile
Başbakanlık Makamına hitaben yazılmış, imzalı, Uğur Mumcu konulu resmi belgede; ABD’nin
Ortadoğu’yu kontrol altına alıp Türkiye’nin dine dayalı bir
yönetim altına girmesini önlemek amacıyla, ABD Haberalma Servisi CIA denetiminde,
İsrail Kabine görevlisi HAİM BAR-LEV kontrolünde, İsrail ‘OADNA’ birliklerinde eğitim gören altı kişilik özel tim ‘Hayre’
deniz üssünden botla Türkiye’ye giriş yaptıkları, bahse konu timin hedefinin
Gazeteci Uğur Mumcu ve Mehmet Ali
Birand’ı öldürtmek olduğu, gazeteci Mumcu’yu öldüren tim elemanları ikinci görevleri Birand’ı öldürmek için ülkemizden çıkış yapmadıkları, Tim elemanlarının İsrail Hükümetinin
Ankara temsilciliğinde kaldıklarının tespit edildiğine dair istihbarat raporu olduğu..’ İddianamede yeralan MİT ile ilgili bu belgenin yazıldığı raporun gazeteci Uğur Mumcu’nun öldürülmesinden 10 gün sonra yazıldığı anlaşılıyor.
Muvazzaflarla ilişiki
İDDİANAMEDE Ergenekon’un askeri geçmişi olan üyelerinin halen askeri görevlilerle irtibatlarını üst düzeyde sürdürdükleri, bazı kişilerin askerlik işlerini takip ettikleri belirtildi. Ergenekon içinde örgütsel olarak kullanılacak kişilerin askerlik işlemlerini halledip askerlik yaptırmadıkları,
Tuncay Güney ve
Sedat Peker’in işlerini Veli Küçük’ün takip edip
çürük raporu aldırdığını
Tuncay Güney’in anlatımıyla yer alıyor.
KOLORDUM YOK!
VELİ Küçük, emekli bir general olarak halen
Türk Silahlı Kuvvetleri içersindeki irtibatlan sayesinde istediği her türlü
tayin atama ve dağıtım işlemlerini yaptırdı. Mehmet Fikri
Karadağ kamuoyuna yansıyan ‘Ölme-öldürme’
yemin merasimlerinden sonra, halen görevde olan bir komutanla yaptığı görüşmede, karşısındaki şahsın ‘ben ve kolordum emrinde diyemiyorum komutanım, kolordum yok ama arkadaşlarımın hepsi emrinizde’ diyerek bağlılığını ve ilişkisini ortaya koydu.
EMREDERSİNİZ KOMUTANIM
VELİ Küçük ile Jandarma Bölge Komutanlığı Lojmanları Bacaksız Apartmanı B Blok No:16-34000
Beşiktaş adresinden görüşen ve halen aktif görevde bir subay olan H.A.’ın, Küçük’ün bir askerin yerinin değiştirilmesini isteği üzerine ‘Emredersiniz emredersiniz komutanım tamam komutanım’ dediği tespit edildi.