Ergenekon soruşturmasında ifade veren gizli
tanıklardan biri, 1996’da
Veli Küçük’ün elinde 120
şantaj kasedi olduğunu iddia etti. Gizli tanık 15, Küçük’le iş yapan Sedat Tatar isimli
astsubayın kendisine Küçük’ün elinde 150 mikro
kaset olduğunu söylediğini iddia etti. Gizli tanık “
Veli Küçük’ün bu kasetleri kullanarak nüfuz elde ettiğini duymuştum” dedi.
Kasetleri bilmiyor
Gizli tanığın bu ifadelerinin sorulduğu
emekli Astsubay Sedat Tatar ise şantaj kasetleriyle ilgili bir bilgisinin olmadığını söyledi. Tatar, “Veli Küçük’ün o dönem elinde bulundurduğu söylenilen şantaj kasetleriyle ilgili bir bilgim yoktur, kendisinde de görmedim. Yalnızca özel
telefon görüşmelerini dahi kasete kaydettirdiğini duydum” diye ifade verdi.
Milis oluşturma planı
Ergenekon dosyalarında yer alan bir belgede milis oluşturulmasına ilişkin bir plan da yer aldı. Emekli
Binbaşı Fikret Emek’in evinde çıkan belgede, milisleşmeye gidilmesinin amaçlandığı ortaya çıktı.
“Raporun Özeti” başlıklı belgede, milisleşmenin klasik ve klişe metodolijilerden uzak, yeni ve yapıcı dinamikler üzerinden inşa edilmesi gerektiği belirtildikten sonra, “bilgi milisi, sosyal milis,
sermaye milisi, teknoloji milisi ve tetikçilerin yer alacağı operatif milis” olmak üzere 5 tür milis gücü kurulması gerektiği belirtiliyor. Belgede, “operatif milis” için şunlar yazılmış: “Mücadele piramidinin en tehlikeli kısmını oluşturmaktadır. Bu alandaki faaliyetlerin ülkenin
legal yapısı gözetildiğinde
hedefi ’mazlum’, hedefleyeni ’suçlu’ konumuna düşürmeden çok ince bir çizgide inşa edilmesi gerekmektedir. Operatif unsurlar, bütün diğer katmanların çalışmaları sonucunda, gerektiği takdirde haraket edecek ve sonuç alacak unsurlar olmalıdır. Hedef bu katmanı mümkün olduğu kadar seçici kullanmak vce mücadalenin ana zemini haline getirmemek olmalıdır” deniliyor.
Selçuk’suz
Cumhuriyet!
Ergenekon’un önemli isimlerinden
Tuncay Güney’in evinde çıkan “
Ulusal Medya 2001” başlıklı belgede ise
Cumhuriyet Gazetesi’nin ’Ulusal Medya’nın yazılı yayın kanadını oluşturmaya uygun olduğu ancak
İlhan Selçuk’la bu işin olmayacağı savunuluyor. Belgede “
İlhan Selçuk, donanımlı geniş bir kültürel birikimine sahip, son derece mütevazı görünümlü bir portre olmakla birlikte, bencilliğe sarmalanmış büyük bir ihtiras olarak karşımıza çıkar. Cumhuriyet Gazetesi’nin bugünlere ulaşmasında büyük ve değerli katkıları olduğu gibi, bugün içinde bulunduğu koşulların da sorumlusu olarak öne çıkan bir isimdir. Selçuk’un ellerinde can çekişme noktasında, bitkisel yaşama giren Cumhuriyet Gazetesi’ne Selçuk’un, can verebileceği görüşünün öne sürülmesi
akıl dışıdır” deniliyor.
Derin devlet: Doğu Bey
Behiç Gürcihan’ın bir notunda ise Derin Devlet ve MİT yazısının altında
derin devletten çıkarılan okta “Basri Beyle Doğu Bey” yazılması da dikkat çekti. Ergenekon soruşturmasında örgütün başında olduğu iddia edilen ’Bir Numara’nın isminin ’Doğu’ olduğu iddia edilmişti.
VATAN