Herkes kendi sınırına çekilsin
Taraf gazetesinde çıkan “
Genelkurmay’ın
Türkiye’yi biçimlendirme planı” başlıklı haber geçmiş hatalardan hiç
ders almadığımızı tekrar gösterdi. Haber elbette ki Genelkurmay tarafından “yalanlandı.”
Ancak, “Komuta katı tarafından onaylanmış böyle bir
resmi evrak veya plan bulunmamaktadır” şeklinde. Yani “Bilgi Destek Faaliyeti Eylem
Planı” var ama resmi değil. Askeri yetkililerimiz kızmasınlar ama açıklamalarından bu çıkıyor.
Daha önce de yaşadık. Andıçlar hazırlandı. Gazeteciler hakkında özel bilgi notları derlendi.
İnternet yoluyla e-muhtıraları yayımlandı. Hepsi ters tepti. Ayrıca ülkenin itibarını sarsmakla kalmadı,
demokrasimizin geleceği hakkındaki belirsizliği derinleştirdi.
Hesap sorma mekanizması yok
“Postmodern iç savaşımız” öyle bir noktaya geldi ki herkes, demokrasiyi bir yana bırakıp kendi anayasal sınırını zorlamaya, kendi karasularının dışına çıkıp oradan siyasi ortamı el altından veya alenen etkilemeye çalışıyor.
Demokratik yoldan “seçilmiş” kişilerin
Meclis çatısı altında siyasi etkilerini hissettirmeye çalışmaları normaldir. Demokratik toplumlar ancak bu yoldan kendi iç dengelerini bulurlar. Cumhuriyetimizin de
TBMM’nin içinden doğduğunu unutmayalım.
Fakat bugün cumhuriyetimizin temel kurumları TBMM dışında birbirleriyle çatışıyorlar. TSK’nın içinde de bu çerçevede ayrıntılı ve demokrasiye aykırı sosyal projeler üretiliyor. Bunu durdurabilecek bir “
hesap sorma” mekanizması da yok.
Cesur basının hayati önemi
Bu tür demokratik mekanizmaları henüz oluşturamadığımıza, oluşturulmasını engellemek için de güçlü çevreler devrede olduğuna göre, demokrasi ile özgürlüklerin bekçiliğini yapan cesur bir basının hayati önemi kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Fakat, “Bilgi Destek Faaliyeti
Eylem Planı”nı hazırlayanlar elbette ki boşlukta hareket etmiyorlar. Kendi camiamızda bile “Bu kadar demokrasi bu cahil halka yaramıyor” diyenleri hayretle dinliyoruz. Bir gözleri de tabii ki kışlada.
Aynı kişilerin Batı düşmanlığını ve AB aleyhtarlığını körüklemeleri de
doğal. Türkiye’nin uyması istenen ve çağdaş medeniyeti yansıtan “
Avrupa Müktese
batı”nı da zaten, aynen demokrasi gibi, Türk halkı için fazla görüyorlar.
Ülkeyi biçimlendirme projesi
Fakat son iki genel seçimin ortaya çıkardığı gerçekler de yadsınacak gibi değil. Bunların gösterdiği gibi, “Bilgi Destek Faaliyeti Eylem Planı” ve benzeri “Türkiye’yi biçimlendirme projeleri” ters tepiyor.
AKP’nin kapatılması durumunda, yapılacak ilk genel seçimlerden benzeri bir sonucun çıkması kimseyi şaşırtmamalı. Tabii, demokratik düzen işleyecekse. Fakat diyelim ki, “Demokrasi bu cahil halka fazla” diyenler sonunda kazandı.
Türkiye’ye ne sunacaklar? Bir “seçkinler demokrasisi” mi? Yoksa,
Baas türü yarı askeri bir
baskı düzeni mi?
İşler o raddeye gelmeden, herkesin kendi sınırına çekilip demokratik ve laik cumhuriyetimizin çağdaş gelişmişlik düzeyine ulaşması için yapıcı katkıda bulunması, ülkemizin selameti açısından çok daha yararlı olacaktır.
SEMİH EDİZ/MİLLİYET