Türkiye'de milleti sindirmek isteyen grupların, 1980 ihtilalinden sonra kullana kullana bitiremediği en önemli icatlardan biriydi "irtica"
Türkiye Cumhuriyeti Savcılarının,
hedefi
darbe yapmak olan Silahlı Terör Örgütü
Ergenekon'un irtica paranoyasını haklı göstermek için camileri, mescitleri, cemaati, memuru, işçiyi, öğrenciyi kısacası il il Türkiye'yi fişlediği de ikinci iddianameyle ortaya çıktı.
Asrın Davası'na ait ek klasörlerde özellikle Ergenekon sanığı Şener
Eruygur'un, komutanlığını yaptığı dönemde Jandarma Teşkilatını da alet ederek,
fişlemeler yaptırdığı ve irtica paranoyasını
topluma yaymaya çalıştığı anlaşılıyor.
Üzerinde gizli, kişiye özel ve ivedi kaşeleri bulunan bu
belge,
İstanbul,
Edirne, Kırklareli,
Balıkesir,
Bursa,
İzmir, Aydın,
Antalya ve daha bir çok ilde camilere yönelik fişleme yapılmasını emrediyor. Emir yazısının tarihi Ak Parti'nin iktidara gelişinden 6 ay sonrasına denk geliyor.
Bu tarih, darbe yapmak için çalıştığı iddia edilen Ergenekon'un, millet iradesiyle seçilen hükümetin daha ülkenin yönetimini bile tam anlamıyla devralmadan, harekete geçtiğini ve irtica kartını oynamaya başladığını gösteriyor.
Nitekim "gizli ve gözetleme usulüyle fişleme yapın" emrinin sebebi de Emekli Generaller
Şener Eruygur, Hurşit
Tolon, Emekli
Albay Hasan
Atilla Uğur ve
sanık Ergün Poyraz'dan ele geçirilen bu belgelerle anlaşılıyor.
Ergenekon sanıkları, bu emirlere
cevap olarak gelen fişleme kartlarına göre camilere giden kişi sayısına bakarak Türkiye'deki illeri "irtica" sıralamasına sokuyor. Kısacası
örgüt, cami cemaatini
tehlike olarak gösterip, "darbe" için kendine zemin hazırlıyor.
Ergenekon sanıklarının bu listeleri Türk Silahlı Kuvvetlerine "irtica" başlığı altında istihbarat bilgisi olarak sunulduğu anlaşılıyor. Bu listeler darbede hedef olan siyasetçilere yönelik fişlemelerle destekleniyor. Yine Şener Eruygur,
Hurşit Tolon ve Atilla Uğur'dan ele geçirilen "ARŞİV" belgeleri, 3
Kasım 2002'de meclise giren milletvekillerinin tek tek kaydının tutulduğunu gösteriyor.
Özellikle Ak Parti'ye yönelik
arşiv çalışmasında her milletvekilinin biyografisi yer alıyor. Asıl fişleme bölümü ise Açıklama ya da "Özellik arz eden durumları" başlığı altında görünüyor. İşte bu bölüm irtica paranoyasını desteklemek için yazılmış sözde bilgilerle dolu.
Belgelerde başörtüsünü savunmaktan, okuduğu kitaplara, sevdiği
şair ve yazarlara, gittiği toplantılara göre milletvekillerine bazı yakıştırma ve yaftalamaların yapıldığı görülüyor. Bu değerlendirmelere göre bir milletvekili bir çok farklı grup ya da cemaate bağlı olmakla fişleniyor.
Kısacası Ergenekon ordu içindeki uzantılarıyla hem vatandaşı hem Meclise giren milletvekillerini potansiyel tehlike olarak gösteriyor. 28
Şubat sürecinde olduğu gibi arkasına aldığı
sivil toplum kuruluşları ve medya ile de bu paranoyayı toplumun bazı kesimlerine kabul ettiriyor. Yani darbe ya da muhtırayı hayali bir korku üzerinden temize çıkarıyor.