Vatan, Mehtap TV'de yayınlanan
İslam ve
Hayat programında Prof. Dr.
Faruk Beşer'in sorulara verdiği
cevapları çarpıtarak okuyucusuna iletti.
Önce Vatan'ın haberi:
Ekranda ilginç fetva: Namaz kılmayanı boşa, aldatanı boşama. Fetullah Gülen'e yakınlığı ile bilinen Mehtap TV'de şok eden yorumlar...
Sakarya İlahiyat Fakültesi
öğretim üyesi Faruk Beşer'in canlı yayında gelen sorulara verdiği yanıtlar şaşkınlık yaratıyor. Beşer, "Namaz kılınmayan ev şeytanın hakimiyetindedir. Aldatan kocaya dayanmak da ibadettir" diyor
ANKARA - Fetullah Gülen'e yakınlığı ile bilinen Samanyolu Yayıncılık A.Ş. Grubu'na bağlı Mehtap TV'de hafta içi her gün, "İslam ve Hayat" adlı program yapan
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Profesörü Faruk Beşer'in yorumları dinleyenleri şaşkına çeviriyor.
Programda vatandaşlardan gelen soruları yanıtlayan Prof. Beşer, kadın-erkek ilişkilerinden, çalışma hayatına kadar birçok konuda "fetva" veriyor. Prof. Beşer benzer yorumları internet sitesinde de yapıyor. Beşer'in bazı vatandaşlara verdiği cevaplar, dinleyenleri hayrete düşürüyor. İşte bunlardan bazıları:
Eşim namaz kılmıyor
Eşi namaz kılmayan kocanın ahrette maruz kalacağı duruma ilişkin sorusuna Prof. Beşer'in yanıtı şöyle: "Bu bir problem elbette. Namaz, İslam'ın ana direği... Namazsız bir evin bereketsiz olduğunu biliyoruz. Şeytanın hakimiyetinde olan bir ev olduğunu biliyoruz. Namaz kılmayan bir kadın ve namaz kılan bir erkek veya namaz kılmayan bir erkek ve namaz kılan bir kadının olduğu bir ev, huzursuz bir evdir. Ya kadına ya erkeğe haksızlık yapılmaktadır. Böyle bir evin olmasından, böyle olmaktan
Allah'a sığınırız. Hukuki izahları bir tarafa bırakırsak, Kuran'da veya sünnette yani İslam'ın temel kaynaklarında namaz kılmayana şöyle ceza verilir diye bir emir bilmiyoruz. Elbette benim hanımım namaz kılmıyorsa bu huzuru kaçırır. Ona bu işi anlatırım, yalvarırım, yakarırım. Kılmıyorsa, darılırım, giderim, başka şeyler yaparım... Düşünün ki namaz kılmıyor ve namaz kılmanın da gerekli olduğuna inanmıyorsa bir erkek ya da bir kadın Allah korusun bu insanı dinden çıkarır. Namaz kılmıyor ve gereğine inanmıyorsa böyle bir durumda zaten o insan mümin sayılmaz. Mümin sayılmazsa namaz kılan bir bayanın, namaz kılmayan bir erkeğin nikahında bulunması ve aksi olması evli olması mümkün olmaz zaten. O zaman bu bir ayrılma sebebi olur hatta ayrılma zorunluluğu olur. O zaman ayrılmak gerekir."
Kocam aldatıyor
Prof. Beşer'in, "Aldatılan kadın ne yapmalı?" diye soran bir vatandaşa yanıtı ise şöyle oldu: "Şimdi siz iki kötü durumla karşı karşıyasınız, bunlardan birisini seçmek zorundasınız: Ya boşanır ve bunun zorluklarını göze alır, bunlara katlanırsınız ki, bu çok zordur ve hangi kötülüklere sebep olacağını bilemezsiniz. Ya da bu ızdırabı içinizde sürekli taşır ve beraberliğe katlanırsınız. Şahsen ben size bunu
tavsiye ederim. Çünkü böylece kocanızı da kurtarmış olursunuz. Tahammül için ve onun düzelmesi için Allah'a sürekli dua edersiniz. Bu da sizin ibadetiniz olmuş olur. Ama her iki durumda da bu acıların mükafatını Allah'tan alırsınız."
'İslam'a dair sağlıklı bilgiler' anonsuyla yayımlanıyor
Prof. Faruk Beşer'in vatandaşlardan gelen dini konulardaki soruları cevaplandırdığı program, Mehtap TV'de hafta için her gün, "İslam'ın özüne dair sağlıklı bilgileri nasıl edinebiliriz? Modern hayat şartlarında hangi zorluklarla karşılaşıyoruz? İslamiyet'in gündelik hayata
Müslümanlara sağladığı kolaylıklar ve imkanlar nelerdir? Prof. Dr. Faruk Beşer, İslam ve Hayat programında İslam anlayışımıza dair
seyirci sorularına sahih kaynaklar ışığında cevap veriyor" anonsuyla yayımlanıyor.
Şimdi de Mehtap TV'de yayınlanan Vatan'ın çarpıttığı İslam ve Hayat programının bant çözümü:
Soru soran: Serkan ...
Soru: Evin reisi olan erkeğin namaz kılmayan eşine davranışı nasıl olmalıdır? Kocanın bütün anlatmalarına rağmen eşi kılmamakta diretiyorsa ne yapmalıdır? Ayrıca elinden geldiğince yardımcı olmasına rağmen koca, karısının bu durumundan dolayı ahirette azaba maruz kalır mı?
Prof. Dr. Faruk Beşer (Cevap): Yani bu bir problem elbette. Daha önce de anlattık namaz İslam'ın ana direği. Bunu biliyoruz biz, namaz eşittir İslam bunu biliyoruz. Bunun yanında "Lâ ikrahe fid dîn" Dinde zorlama yoktur. Zorla bir şey yaptırılmaz insana. Bunu da biliyoruz. Dinde zorlama yoktur deyince, başkalarını dine zorlayamayacağımız gibi, akil baliğ olmuş insanları da dini kabule dini yaşamaya zorlayamayız demektir. Bunu da biliyoruz. Ama bunun ötesinde namazsız bir evin bereketsiz olduğunu biliyoruz. Şeytanların hakimiyetinde olan bir ev olduğunu biliyoruz. Namaz kılan bir erkek ve namaz kılmayan bir kadın. Ya da namaz kılan bir kadın, namaz kılmayan bir erkek, böyle bir ev huzursuz bir evdir. Hoş bir ev değildir. Bir tarafa gadredilen bir evdir. Ya erkeğe gadrolmaktadır, ya kadına gadrolmaktadır. Haksızlık yapılmaktadır. Dolayısıyla böyle bir evin olmasından Allah'a sığınırız. Böyle olmaktan Allah'a sığınırız. Ama doğrusunu söylemek gerekirse, bir
takım fıkhi izahları bir tarafa bırakırsak, zamansal anlamaları bir tarafa bırakırsak, Kur'an-ı Kerim'de ya da Sünnet'te yani İslam'ın temel kaynaklarında iste hanımı namaz kılmazsa onu döver, atar, kırar falan, şöyle ceza verir, veya koca namaz kılmazsa şöyle yapar filan diye bir nas, bir emir bilmiyoruz. Velakin elbette, aslında bütün insanların İslam'ı kabul etmeleri ile bir bakıma
mükellef olan, yani davet ile tebliğle mükellef olan her insan elbette öncelikle ailesine karşı, evine karşı, hanımına karşı, bigane kalamaz. Onlara da bir şeyler anlatır. Elbette bu huzuru kaçırır.
Elbette benim hanımım namaz kılmıyorsa ben ona anlatır, yalvarır yakarır ederim, efendim bu işi anlatırım, o kılmıyorsa, üzülürüm, darılırım, kızarım giderim, başka şeyler yaparım. Yani doğrudan doğruya ona bir baskı yapamasam da, dolaylı bir takım manevi etkileme yolları ararım. her şeye rağmen yapmıyorsa, ve kabul ederek yapmıyorsa, böyle bir durumda onunla ayrılma yoluna belki gitmemek gerekir. Yani aileyi yıkmamak gerekir, velakin düşünün namaz kılmıyorsa, namaz kılmanın gerekliliğine de inanmıyorsa, bir erkek yada bir kadın, Allah korusun bu insanı doğrudan doğruya dinden çıkarır.
Namaz kılmıyor ve namazın gereğine inanmıyorsa. O zaman böyle bir durumda o insan zaten mümin sayılmaz. Mümin sayılmazsa namaz kılan bir bayanın, namaz kılmayan bir erkeğin nikahında bulunması veya aksi olması, namaz kılan bir erkeğin, namaz kılmayan, namazı reddeden bir kadınla, namazı kabul etmeyen bir kadınla evli olması mümkün olmaz zaten. O zaman bu bir ayrılma sebebi olur. Hatta ayrılma zorunluluğu olur. O zaman ayrılmak gerekir. Ama tekrar etmek gerekirse, namazı inkar etmediği halde kılmayan, tembellikten dolayı kılmayan, bilgi eksikliğinden dolayı kılmayanlarla ayrılmak gerekir demek kolay değildir, böyle bir şey söylemek mümkün değildir. Eğer erkek de elbette, namazı anlatma, namazın önemini kavratma bakımından yapması gerekenleri yapmıyorsa, efendim. İcabında namaz kılmadığından dolayı hanımından böyle kırılma yoluyla olsun, onu uyarmıyorsa, ikaz etmiyorsa, bütün bunlardan dolayı kıyamette hesaba çekilir tabi. Bunu da bilmemiz lazım.
Soru soran: Zeynep ...
Soru: Aldatılan kadın eğer boşanmayı düşünmüyorsa ne yapmalıdır? Eşim yanlış olduğunun farkında; çok pişman olmuş. Ama ben bunu nasıl hazmedeceğim bilemiyorum. Bu bana çok acı veriyor. Ne yapmalıyım?
Cevap: Zor bir şey yani. Aldatmaktan da aldatılmaktan da Allah'a sığınırız. Böyle bir şey olmaz. Bizi aldatan bizden değildir diyor
Efendimiz (s.a.s.). Mümin aldatmaz. Mümin her hatayı yapabilir ancak aldatmaz. Yalan söylemez, yalan söylemez. Tabi burada aldatmak yalan söylemekten biraz da farklı bir şey. Bu çok kötü bir şey. Bugün
modern hayat insanları buna alıştırmaya çalışıyor. Zaman zaman söylemiştim, isim vermemde de bir sakıncası yok ama herkesin tanıdığı bir isim, isim vermeyeyim. Koskocaman programlar yapan, aktris, sanatkar,
sanatçı diye geçinen bir kadın. Soruyorlar işte eşiniz sizi aldatmış falanca bir kadınla, Bodrum'da olmuş, ne dersiniz? Vallaha diyor, benim eşim beni aldatmaz diyecek kadar ahmak değilim diyor. Herkes bir nebze aldatır. Bir miktar aldatır. Ama bu çok ileri giderse, sabretmem anlamında bir şeyler söylüyor. Böyle şey olur mu? Böyle bir şey olabilir mi?
Müslüman aldatır mı, aldatan Müslüman olur mu? Böyle bir şey olmaz. Dolayısıyla aldatmakla, yani eşinin başka bir kadınla, veya erkekse başka bir kadınla zina ettiğini kastediyorsa bu bir boşanma sebebidir. Yani bunu bilen insan tutup eşini öldürecek hali yok.
Boşanma sebebi olarak bunu ortaya koyabilir. Ben artık böyle bir insanla olmak istemiyorum der onun tabii hakkıdır. Çünkü Kur'an-ı Kerim'de Allah (c.c.) Temiz insanlar
temiz insanlar içindir. Temiz kadınlar temiz erkekler içindir. Pis erkekler pis kadınlar içindir der. Herkesin temiz ve pis ölçüsü farklıdır. Müslümanların bu noktadaki temiz ve pis ölçüsü
haramdan cinselliğini pazarlamamaktır. Cinselliğini haram yollarla pazarlayanlara
prim vermemektir, onlara gitmemektir, kendisi de pazarlamamaktır. Bizim ölçümüz bu. Başkalarının ölçüsü başka türlüyse onlar bildikleri gibi yapsınlar. Şimdi bir insan Allah korusun böyle bir yola giriyorsa bu pis bir erkektir, zina ediyorsa.
Kadın yapıyorsa o da Kur'an ifadesiyle pis bir kadındır. Böyle bir kadınla, böyle bir erkekle, öbür taraf temizse yaşamama hakkına sahiptir. Bunu bahane eder, bunu gerekçe gösterir, eğer hukuki altyapısını da hazırlayabilirse hemen boşanabilir. Hakkıdır bu. Fakat bu bir boşanma zorunluluğu da oluşturmaz. Onu da bilmek lazım. Yani insanlar bakarlar, ederler, ölçerler, biçerler, bu şartlarda, yani bir İslam ülkesinde değilsiniz ki siz, bu şartlarda boşansa ne olacak. Daha kötü durumlar ortaya çıkabilir. O zaman sineye çekerse ne olur? Sineye çekerse çekmiş olur. Yani nikahsız olmazlar. Devam ederler ve diyelim ki böyle bir hata veya böyle büyük bir aldatma varsa onun olmaması için imkanlar hazırlar, dualar eder,
tevbe ettirir ve artık bundan sonraki hayatlarının temiz olmasına çalışır ama hiçbir zaman saplanan o hançer yarası oradan çıkmaz. Hiçbir zaman o unutulmaz, o ayrı bir şey. Temizliğe bir leke sürülmüştür ve o lekenin bütün bütün yani günah olarak silinmesi mümkün ama, Allah'ın defterinden silinmesi mümkün ama, insan zayıf bir varlıktır.
İnsanın vicdanından, kalbinden bunun silinmesi mümkün değildir. Bunu ya böyle kabul eder sineye çeker; bununla devam eder veyahut ta boşanma sebebi sayar anında boşanır. Yani diyelim bunu bugünkü hukuk sistemi, zinayı suç saymıyor, boşamıyorsa bunun bir başka yolunu bulur; isterse boşanır istemezse boşanmaz.
İŞTE VATAN'A TOKAT GİBİ YALANLAMANIN GÖRÜNTÜLERİ...