T24'ün haberine göre, Van Gevaş Cumhuriyet Savcısı Ersin Kuşku, otomobiliyle izinden görev yerine dönerken PKK'nın yol kontrolüne takıldığını açıkladı. Kuşku, silahlarıyla yol kesen örgüt üyelerinin kimlik kontrolü ile propaganda anını cep telefonuyla kaydettiklerini belirterek, "Onların nerede yayınlayacaklarını bilmiyorum, onlardan önce ben yayınlayayım dedim" açıklamasını yaptı.
Savcı Ersin Kuşku, olayı hukukçuların paylaşım sitesi adalet.org’da yazdı. Kuşku “Yolumu kestiler bu memlekette” başlıklı yazısında yaşadıklarını şöyle anlattı:
"İzinden dönmem nedeniyle dün Adana-Antep-Urfa-Diyarbakır istikametinden Van'a doğru aracımla seyir halinde bulunuyordum. Diyarbakır'a kadar her şey normaldi. Diyarbakır'a yaklaştığımda 3-4 yerden koyu dumanlar yükseldiğini ve şehrin üstünde bir helikopterin hareket halinde olduğunu görünce olay çıkmış olabileceğini düşündüm.
Şehrin içine girip Ninova alışveriş merkezinin yanında bulunan Shell'den aracıma yakıt aldım. 100 m kadar ilerleyip önümdeki rampayı aştığımda ortalık savaş alanı gibiydi.
Lastikler ateşe verilmiş, kaldırım taşları sökülmüş, yüzü maskeli PKK sempatizanları yollara taş atıp trafik ışıklarına zarar veriyor, araçları durdurup zafer işareti yapıyorlardı. Yüzlerce kişi Silvan'a devam eden yolu kapatmış araçların geçişine müsaade etmiyorlardı. Güç bela taşla dolmuş yollardan ve kalabalıktan çıkabildim. Elazığ yolunun açık ve daha güvenli olabileceğini düşünerek bu yöne devam ettim. Elazığ'dan Bingöl'e geçtim.
Bingöl'de askerlik yaptığımdan şehri bildiğim için burada yemek molası verdim. Yemek yediğim yerdeki esnaf olaylardan dolayı gün boyu iş yapamadığını söyledi. Ben oradayken ortalık sakindi ancak yukarı mahalle dedikleri yerde hala olayların devam ettiğini söylediler. Karnımı doyurduktan sonra Bingöl'ün Solhan ilçesinden geçerek Muş yönüne doğru yoluma devam ettim.
Dağlık alanı aşıp yavaş yavaş Muş'a doğru inmeye başladım. Ortalık zifiri karanlık olduğundan Muş'un ışıkları uzaktan seçilmeye başlamıştı. Saat 21:30 gibiydi. Muş merkeze tahmini 20-25 km. kala yolun ortasında birkaç kişi el fenerleriyle durmam için işaret etmeye başladı. Karanlık olduğundan sadece ışıkları gördüğümden jandarma ya da polisin yol kontrolü yaptığını sandım. Biraz daha yaklaştığımda durmam için işaret edenlerin peşmerge kıyafetli, yüzleri sarılı, bir ellerinde tabanca diğer ellerinde keleş olan teröristler olduğunu gördüm. Biri yanıma yanaşıp silahı bana doğrulttu ve kimlik kontrolü yaptıklarını söyleyerek kimliğimi istedi. Diğeri bu arada elindeki cep telefonunun flaşını açmış kamera kaydı yapıyordu. Telsizlede başka birileriyle haberleşiyorlardı.
Nüfus cüzdanımı verdim. Nüfusa kayıtlı olduğum yeri görerek Tekirdağlı mısın diye sordu bende Bulgaristan'lıyım dedim. Sonra Kobani'deki kardeşlerimiz ölüyor bize yardım edeceksiniz dedi bende nasıl yardım edeceğiz dedim. Sessiz kalmayacaksınız Kobani'deki kanın durması için yardım edeceksiniz dedi ve bir süre bu yönde propaganda yaptı. Toplam 4 kişiydiler. Arkadan gelen birkaç aracı daha durdurdular. 10-15 dk bizi beklettiler. Sonra tamam gidin dediler.
Onların nerede yayınlayacaklarını bilmiyorum, onlardan önce ben yayınlayayım dedim... "