Şeffaf ve sorgulanabilir bir yapının oluşturulmasının önemine değinen uzmanlar, önemli bir uyarıda bulunuyor: "Kontrol
sivil iradede olmalı.
Özel Harekât timleri sivil iradenin
kontrolünde olmazsa sonuç alınamaz."
13 askerin şehit olduğu
Silvan saldırısının ardından
terörle mücadele yöntemi yeniden tartışmaya açıldı.
Hükümetin üzerinde çalışmaya başladığı yeni konseptte polisin etkinliği artırılıyor. Bu kapsamda Özel Harekât timlerinin sayısının artırılacağı ifade ediliyor. Ayrıca 90'lı yılların sonlarında
Genelkurmay envanterine aktarılan Özel Harekât Dairesi'ne ait ağır silahların tekrar iade edileceği belirtiliyor. Terörle mücadelede Özel Harekât'ın etkin kullanımına yönelik gelişmeleri değerlendiren uzmanlar, "geç kalınmış olumlu bir adım" görüşünde. Ancak Özel Harekât timlerinin kırsal alanda
jandarma kontrolüne girdiğine dikkat çeken terör uzmanları, "Özel Harekât timleri sivil iradenin kontrolünde olmazsa sonuç alınamaz." uyarısında bulunuyor. Bu isimlerden Doç. Dr.
Süleyman Özeren, valilerin
yetkilerinin artırılarak
teröristle mücadeledeki uygulamaların somut adımlara dönüştürülmesi gerektiğinin altını çiziyor. Doç. Dr.
Önder Aytaç da, sorgulanabilir şeffaf bir yapının oluşturulmasının önemine dikkat çekiyor. Görüşler özetle şöyle:
Yeni
düzenleme, geçmişten
ders alınarak yapılmalı
Doç. Dr. Süleyman Özeren: Karar yerinde ve gecikmiş bir gelişme. 90'lı yıllarda
Polis Özel Harekât ve Jandarma Özel Harekât timlerinin sayıları artırılarak
terörle mücadelede önemli kazanımlar elde edildi. 28
Şubat sürecinde yersiz kaygılarla dağıtıldı.
Diyarbakır Silvan'daki
hain saldırı, bir kırılma noktası oldu. Bugüne kadar teröristle mücadelede profesyonel ordu gündeme getirildi. Fakat dağdaki terörist gruplar düzenli bir yapıya sahip değil. Bu nedenle bu iş için tamamen nokta operasyonlar yapan, gerilla gibi çatışabilecek özel timlere ihtiyaç var. Bölgede görev alacak unsurların tamamen sivil inisiyatifin kontrolünde olması gerekiyor. Kontrol
Kara Kuvvetleri Komutanlığı veya Jandarma Genel Komutanlığı'na verilirse hiçbir sonuç alınamaz. Çünkü yeni düzenleme yapılıyorsa geçmişten ders alınmalı.
Şeffaf ve sorgulanabilir bir yapı oluşturulmalı
Doç. Dr.
Önder Aytaç:
Avrupa Birliği müktesebatı gereğince hükümet tarafından alınan karar, geç kalınmış fakat yerinde bir gelişme. AB kriterlerine göre, kır polisi kurulması, ordunun sınır koruma görevinden çekilmesi ve terörle mücadelede polisin etkin kullanılması gerekiyor. Terörle mücadelede oluşturulacak timler
hesap verebilen, şeffaf, sivil
toplum kuruluşları tarafından kontrol edilebilen bir yapıya dönüştürülmeli. Avrupa'da birçok
ülke bu değişimi 3 ile 5 yıl arasında çok rahat bir şekilde yaptı. Bugüne kadar yaşanan acı terör olaylarında birçok
ihmal ve
ihanet iddiaları gündeme geldi. Terörle mücadelede yetki askerde olduğu için bu iddialarla ilgili soruşturmaların akıbeti bilinmiyor. Bu nedenle yaşanan bu tarz olumsuzlukların önüne geçmek ve sorgulanabilir bir yapı oluşturmak için polisin daha etkin olduğu bir yapının kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.