Mühimmatın Silahlı Kuvvetler'e ait olduğu ve rutin bir sevkiyat yapıldığı belirtilirken,
taşıma işlemi bazı soruları beraberinde getirdi. Bu çapta bir
mühimmatın Emniyet'e bildirilmeden,
sivil araçla ve korumasız taşınması ikmal ve
lojistik uzmanlarının da tepkisini çekti.
Kamyon kasasındaki
bombaların A-4 kâğıt kutularına konulması ise güvenlik endişelerine yol açtı. Uluslararası Tehlikeli Madde Taşımacılığı (ADR) ile ilgili
Avrupa anlaşması
yönetim danışmanı Ümit Seçkin'in verdiği bilgilere göre, sürücünün özel sertifikası olmalı, aracın üzerinde uyarıcı levha bulunmalı,
patlayıcılar özel ambalajlarda muhafaza edilmeli, nakil için özel güzergâhlar seçilmeli ve her noktada ilgili birimlere bilgi verilmeli. Emekli Tabip
Albay Nevzat Tarhan yaşanan
tehlikeyi şu sözlerle dile getiriyor: "
Ankara şehir trafiğinde
karpuz taşır gibi mühimmat taşımanın açıklanabilir bir sebebi olamaz."
Uzmanlar, tonlarca bombanın
Muğla'dan Ankara'ya naklinin sivil bir araçla yapılmasının mevzuata uygun olmadığını anlatıyor.
İşte görüşler:
Emekli
Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi: "Sivil araçla mühimmat taşıma işlemi sadece şehir içerisinde yapılabilir. Araçta görevli
muvazzaf askerler de bulunmalıdır. Ancak şehirlerarası taşıma yapılacaksa mutlaka askerî araçla ve eskortla olmalı."
Lojistik uzmanı
İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat
Erdal: "
Nakil yapan araç sivil olduğu için tehlikeli madde yönetmeliğine uymak zorunda. Yönetmelikte tehlikeli madde taşıyan araçların da özel olma zorunluluğu vardır. Tehlikeli madde taşıdığına dair işaret ve levhalar olmalıdır. Bu aracı kullanan sürücünün tehlikeli madde eğitimi almış, tehlikeli madde taşımacılığı sertifikası (SRC-5) almış olması gerekli. Ayrıca bu araca refakat eden bir eskort olmak sorunda. Riskli olan bütün taşımalarda çevre ve canlı ikamet koşulları göz önünde bulundurulmak zorundadır. Bunun için güzergâhı riski en asgari seviyede olacak şekilde belirlemek gerekir."
Tehlikeli Madde Lojistiği ve Uluslararası Tehlikeli Madde Taşımacılığı (ADR) hakkındaki Avrupa anlaşması yönetim danışmanı Ümit Seçkin: "Bomba gibi tehlikeli
patlayıcı madde taşınan araçlara başka bir araç refakat etmeli. Bu araçların geçeceği noktaların çevresinde yerleşim yeri,
hastane ve okul olmaması gerekiyor. Geçeceği yol, gerekiyorsa kapatılmalıdır."
İkmal ve lojistik uzmanı
emekli Jandarma Astsubay Ömer Akçınar: "Olay askerî sevkiyat mevzuatına uygun değil. Mühimmat sevkiyatında da askerî araçlar kullanılır. Eğer askerî araç yetersizse o zaman sivil araç
tercih edilebilir. Diğer bir husus da mühimmat sevkiyatında geçiş güzergâhındaki
emniyet güçlerinden eskortluk edilmesi istenir. Fakat burada önemli bir husus sevkiyatta mutlaka eskort bulundurulmasıdır. Kamyonetteki 900 adet mühimmat için en az 15 kişilik güvenlik timinin oluşturulması gerekir. Sivil
kamyonet ile yapılan askerî mühimmat sevkiyatı en zor durumda yani savaş halinde görebileceğimiz bir durumdur. Şehir içerisinde sevkiyat yapılsa bile mutlaka eskort eşliğinde yapılır. Ayrıca, Muğla'dan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin mühimmat deposu olan Ankara'ya sevkiyat olması düşündürücü. Ankara'daki mühimmat depolarında
el bombası bitti mi ki, Muğla'dan getiriliyor? Genelde Ankara'dan diğer şehirlere sevkiyat yapılır. Onun için bu sevkiyat normal dışıdır. Ayrıca el bombalarının A4 kâğıtlarına sarılması da garip. Çünkü el bombaları güvenlik nedeniyle hiçbir sevkiyatta özel korunaklı sandıklarından çıkartılmaz. Taşıma ve depolama işlemlerinde ise el bombaları
fünyelerinden ayrı muhafaza edilir, yoksa fünye ile birlikte yapılan sevkiyat ciddi tehlike içerir."
ASDER Genel Başkanı emekli Tabip Albay
Nevzat Tarhan: "Ankara şehir trafiğinde karpuz taşır gibi mühimmat taşımanın açıklanabilir bir sebebi olamaz. Malzemelerin PKK'nın veya El Kaide'nin eline geçmemesi için önlem neden alınmadı,
jandarmanın böyle bir sevkiyata yetkisi var mı? İçişleri Bakanlığı'na bağlı Muğla Jandarma Bölge Komutanlığı neden
Özel Kuvvetler Komutanlığı'na
silah ve mühimmat sevk ediyor? Cuntacıların 'ümidin tükendiği anda işlenen suçlar veya çılgın eylemleri' ile karşı karşıya olabiliriz. Eğer böyle bir durum yoksa TSK kontrolsüz, sorumsuz ve disiplinsiz subaylarca yönetilen bir güç olarak iyi durumda değildir. Genelkurmay'ımız kendi ameliyatını kendisi yapsın; çünkü artık bu terazi bu sıkleti taşıyamıyor." ZAMAN