Tüysüz,
Elazığ'da meydana gelen depreme ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, burada biri
Kuzey Anadolu biri de
Güney Anadolu Fayı olmak üzere iki tane çok önemli fay hattının bulunduğunu belirterek, bu iki fayın birbiriyle kesiştiği yerin
Bingöl Karlıova olduğunu söyledi.
Karlıova'dan itibaren batıya doğru bir üçgen olduğunu ve bu üçgen içinde çok sayıda fayın bulunduğunu dile getiren Tüysüz, 2003 yılında Bingöl'deki 6.4 şiddetindeki depremin de benzeri bir fay üzerinde gerçekleştiğini bildirdi. Tüysüz, söz konusu faylardan birinin Elazığ'ın Karakoçan ilçesinin kuzeyinden geçen ve Bingöl'e doğru uzanan ve 30-40 kilometre uzunluğunda olan bir fayın varlığından söz edildiğini anlatarak, bugünkü depremin bu fay üzerinde meydana geldiğini söyledi.
2007 yılında yine aynı fay üzerinde 4.7 büyüklüğünde bir depremin olduğunu hatırlatan Tüysüz, ''Bu yöre çok sık deprem üreten bir
bölge, bu bölgenin jeolojik yapısı bu tür depremler üretmeye son derece müsait. Olan deprem de bu
sistem içinde oluşmuştur'' dedi.
Tüysüz, 6.0 büyüklüğündeki bir depremin 40'ın üzerinde ölüme yol açmasıyla ilgili ise ''Yapı kalitesiyle doğrudan alakalı bir şey.
Türkiye ne yazık ki yapı kalitesi anlamında depreme
hazırlık bir
ülke değildir. Hazırlıkları olmayan bir ülke. Bırakın tamamlamayı, olmayan bir ülke maalesef. 6.0 büyüklüğü gelişmiş ülke standartlarına bakıldığı zaman
hasara yer açmaması gereken, normal çalışma hayatına devam edilmesi gereken bir deprem'' diye konuştu.
-''5 BÜYÜKLÜĞÜNDE BİR DEPREM DAHA OLABİLİR''-
Bölgede yaşanan artçı sarsıntıların normal olduğunu ve deprem sonrası böyle artçı sarsıntılar beklendiğini anlatan Tüysüz, şunları kaydetti:
''Bu depremin arkasından böyle artçı sarsıntılar beklenebilir. Hatta 5'e kadar çıkma olasılığı var. 5 büyüklüğüne kadar ulaşabilir, bu 5 büyüklüğündeki deprem kısa bir süre içerisinde de olabilir bir kaç ay içerisinde de olabilir. Bunun özellikle hasarlı binalara daha çok hasar vereceğini bilmek lazım.''
Tüysüz, deprem bölgesinde hasar gören yapıların acilen ve yeterli bir şekilde incelenmesi gerektiğine dikkati çekerek, incelemelerin ardından hasarlı yapıların elenerek bu yapılara girilmesinin önlenmesi gerektiğini, aksi taktirde oluşabilecek diğer artçı sarsıntıların hasar gören bu yapılara daha çok zarar verebileceğini söyledi.
AA