Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından düzenlenen ''Ana
yasa Yapımı ve
Anayasal Değişim'' konulu uluslararası sempozyum, Birlik Genel Merkezi'nde başladı.
Sempozyumun ''Anayasaları Değiştirmek'' başlıklı oturumunda konuşan Prof. Dr. Özbudun, anayasaların insan eseri olduğunu belirterek, bu yüzden kusurlarının bulunmasının
doğal olduğunu söyledi.
Yapıldıkları dönemin en mükemmel özelliklerini barındırsa dahi her anayasanın değişime muhtaç olduğunu, değişen siyasi görüş, sosyal hayat ve inançların anayasaları da değişime zorladığını ifade eden Özbudun, anayasaları değiştirme çalışmalarında ''ne zaman, kim tarafından ve nasıl değiştirileceği'' konularının her zaman
tartışma unsuru olduğunu söyledi.
Anayasaları değiştirmek için ''hukuk boşluğu ya da kesintisi doğuran, iç savaş, ihtilal ya da işgal'' olmasının beklenmeyeceğini, bir çok ülkede anayasa değişikliklerinin normal dönemlerde yapıldığını dile getiren Özbudun, İspanya'da hukuk boşluğu yaşanmadan yeni bir anayasa yapıldığını, Türkiye'nin de 1924 Anayasası'nı hukuk boşluğu olmadan 1921 Anayasası yürürlükteyken yapıldığını anlattı.
Bir görüşün, toplumların normal şartlar altında güçlü bir konsensüs oluşturduğu takdirde tümüyle yeni bir anayasa yapabileceği, bir görüşün de tam sükunet dönemlerinde yapılan anayasaların daha iyi sonuçlar doğuracağı yönünde olduğunu belirten Özbudun, anayasaları yapmak için ise özel kurucu meclislere gerek olmadığını, seçilmiş yasama meclisinin anayasa yapabileceğini kaydetti.
Özbudun, Türkiye'nin yeni anayasaya ihtiyacı olduğunun 1982 Anayasası'nın kabulünün hemen ardından dile getirildiğini ve değişik zamanlarda
TÜSİAD,
TOBB ve TBB'nin anayasa taslakları hazırladığını söyledi.
TBMM'nin 139 oyla normal bir yasayı kabul edebildiğini, anayasa değişikliği için ise asgari 330 oya ihtiyaç bulunduğunu ancak bu zamanda referanduma gidildiğini, referanduma gerek kalmadan ise 367 kabul oyunun gerektiğini anlatan Özbudun, şöyle konuştu.
''Mecliste bu çaplı bir konsensüs toplumda da büyük ölçüde uzlaşının var olduğu anlamına gelir. Bir toplumda yüzde 100 mutabakatı sağlamak mümkün değil. Bunu aradığınız takdirde normal bir yasa bile yapamazsınız.
Temel hakların daraltılmasına yönelik referandumlar tam demokratik bir yöntem değildir, referandumlar parlamentolara ek olarak başvurulması halinde demokratik ve meşrudur. Referandumların eksiklikleri de vardır, '
evet' ve 'hayır' cevabı verilen referandumların eksik kalır.''
Anayasaların değiştirilmez hükümler içermesi halinde de meclislerin bunları değiştirmeyi göze alıp alamayacağı konusunda tartışmalar yaşandığını ifade eden Özbudun,
Portekiz'in 1976 tarihli anayasasında sol görüşlü silahlı kuvvetlerin baskısıyla sosyalist düşüncelere yönelik hükümlerin değiştirilemez statüye kavuşturulduğunu ancak daha sonra yapılan 2 anayasa değişikliğiyle bu hükümlerin tümünün Portekiz anayasasından çıkarıldığını anlattı.
Özbudun, ''Yeni anayasalarda değiştirilmez maddeleri korumak çağdaş demokrasilerle bağdaşmaz.
Hakim görüş,
Cumhuriyet ilkesi dışında diğer hükümlerin değiştirileceği yönündedir. Bir çok ülkede değiştirilemez hükümler bağlayıcı olmaktan ziyade, dönemsel ihtiyaçlar nedeniyle anayasalara konulmuştur. TÜSİAD, TOBB ve TBB'nin taslaklarında da değiştirilemez denilen maddelerde değişiklikler yapılmıştır'' dedi.
Sempozyumda sunum yapan
Berlin Frele Üniversitesi'nden Doç. Dr. Sigrid Boysen de Almanya'daki anayasa çalışmaları hakkında bilgi verdi.