İzmir'in Seferihisar İlçesi'nde meydana gelen faciada yaklaşık 90 kişinin bulunduğu mülteci teknesinin batması uluslararası insan kaçaçılığı konusunu bir kere daha gündeme getirdi.
İçişleri Bakanlığı'nın sınır ve sahillerin güvenliğinin sağlanması için AB ile başlattığı ve 2008 yılında hayata geçirmeyi planladığı "Entegre
Sınır Yönetimi Projesi" ile yapılandırılacak sınır muhafızlığı birimiyle yasadışı
terör örgütleri ve
mafyanın, umutlarını sömürdüğü insanların sırtından yılda 7 milyar dolar kar elde etmesi önlenmiş olacak.
Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve
Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığı verilerine göre, yasadışı göçü organize eden
terör örgütleri ve mafya yılda yaklaşık 7 milyar dolar kar elde ediyor. Militanlarını
ülke dışına kaçıran örgütler, 1980'den itibaren aynı rota üzerinden göçmenleri de kaçırmaya başladı. Bu rota aynı zamanda uyuşturucu kaçakçılığı için de kullanılıyor.
Göçmen ya da insan kaçakçılığı, mafyanın uyuşturucu ve
silah kaçakçılığından sonraki en önemli gelir kaynağı olarak gösteriliyor.
ROTAYI DEĞİŞTİRDİLER
Verilere göre, 1995'te 11 bin 362, 1999'da 50 bin, 2000'de 94 bin 514 kaçak göçmen yakalandı. 2001-2004 yılları arasında ise 163 ülkeden 292 bin 637 göçmen sınır dışı edildi. Emniyet, 2000'den sonra özellikle organizatörleri
hedef alan operasyonlar gerçekleştirmeye başladı.
Afrika ülkeleri ve Doğu Asya'dan gelen göçmen yüklü gemiler, bu tarihten sonra rota değiştirerek
Güney Kıbrıs Rum Kesimi,
Yunanistan ve İtalya'ya yönelmeye başladı. Güzergahlar,
İran,
Kafkasya,
Ukrayna ile
Irak,
Suriye ve Lübnan'a kaydı. Emniyet, Jandarma ve
Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın operasyonları sonucu, 1998-2003 yılları arasında 4 bin 384 organizatör yakalanarak yargı önüne çıkarıldı.
Türkiye üzerinden geçen 15 yasadışı göç yolundan 12 tanesinin güvenlik güçleri tarafından kullanılamaz hale getirilmesi ise, AB 2003 İlerleme Raporu'nda "ciddi azalma ve rotalarında sapmalar oldu" şeklinde yansıdı.
Kaçakçılığa sınır muhafızlı çözüm
Göçmen kaçakçılığıyla mücadelede kararlı olan İçişleri Bakanlığı, KOM Dairesi bünyesinde "Göçmen Kaçakçılığı Çalışma Grubu" oluşturdu.
İstanbul Mali Şube Müdürlüğü bünyesinde "Göçmen ve İnsan Kaçakçılığı Büro Amirliği" kuruldu.
Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde "Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti ile Mücadele Timi" oluşturularak sınır bölgelerinden yapılan girişler mercek altına alındı. MİT'te de bu konuda görevli bir birim bulunuyor. Sınır ve sahillerin güvenliğinin sağlanması için AB ile birlikte başlatılan "Entegre Sınır Yönetimi Projesi" için de düğmeye basıldı. 2008 yılından itibaren hayata geçirilecek projeyle öncelikle
bakanlık bünyesinde 'Sınır Emniyet Genel Müdürlüğü' adı altında yeni bir birim oluşturulması planlanıyor. Sınır muhafızları, Emniyet, Jandarma,
Kara Kuvvetleri ve
Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın sınır birliklerinin birleştirilmesiyle kurulacak. Sayıları 50 ile 100 bin arasında değişecek muhafızlar, yarı-askeri niteliğe haiz, bakanlığa, olağanüstü durumlarda ise TSK'ya bağlanacak.
Bir hayalin bedeli 2 ile 15 bin dolar arasında
Yürürlüğe giren yeni TCK'nın 79. maddesiyle insan kaçakçılığı yaptığı tespit edilen kişiler hakkında 3 yıldan 8 yıla kadar
hapis ve 10 bin güne kadar adlî
para cezası uygulanıyor. Daha çok
Afganistan,
Bangladeş, İran,
Filistin,
Pakistan, Irak ve Afrika ülkelerinden
mülteciler 2 ile 15 bin dolar arasında meblağlar ödeyerek yaşamak istedikleri ülkelere kaçak yollarla girmeyi umut ediyor.
Umut tacirlerine ise, "
Avrupa (
karayolu ile) 2,5-5 bin dolar, Avrupa (denizyolu ile) 4-6 bin,
İngiltere 8-10 bin, ABD'ye 15-20 bin, Kanada'ya 10-15 bin ve Avustralya'ya 12-15 bin dolar" gibi meblağlar ödeniyor. Birçok mültecinin ve yasadışı göçmenin uyruğuna tabi olduğu ülkenin ülkemizde diplomatik temsilciliğinin bulunmaması nedeniyle sınır dışı işlemleri,
Maliye Bakanlığı tarafından İçişleri Bakanlığı bütçesinden karşılanıyor.
EVİN GÖKTAŞ - YENİ ŞAFAK