Çetin,
bombaları temin ettiği gerekçesiyle gözlem altına alınan
Oktay Y.'nin
Hrant Dink davalarında da müdahil olduğunun görüldüğünü belirtti.
Gazeteci-
Yazar Ali Bayramoğlu ise
Şemdinli Olayları,
Danıştay Saldırısı,
Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombalar, Malatya'da işlenen
cinayetler ve Hrant
Dink cinayetinin birbirleriyle bağlantılı olduğunu, bu olaylardaki kişilerin
örgütlenme içinde bulunduklarını öne sürdü.
İstanbul 14. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde 2 Temmuz 2007 tarihinde görülmeye başlanacak "Hrant
Dink Davası"ndan önce Dink ailesinin avukatı
Fethiye Çetin bir bilgilendirme toplantısı yaptı. Toplantıya Gazeteci-Yazar Ali Bayramoğlu da katıldı.
Beyoğlu Mis Sokak'ta bulunan avukatlık bürosunda davaya ilişkin basın mensuplarına bilgi veren Çetin,
Ümraniye'de bir gecekonduda bulunan el bombalarıyla ilgisi bulunan kişilerin Hrant Dink cinayetiyle de bağlantısının olabileceğini söyledi. Çetin, "Ümraniye'de çok sayıda bombayla yakalanan Oktay
Yıldırım, Hrant Dink davalarında da müdahil oldu." dedi.
Davayla ilgili olarak 12'si
tutuklu, 6'sı tutuksuz toplam 18 kişinin yargılanacağını kaydeden Çetin, cinayetle ilgili gözlem altına alınan 66 kişiden 48'i için kovuşturmaya gerek olmadığı kararının alındığını ifade etti. Soruşturma savcılığının,
soruşturma kapsamında
Trabzon'da ve
Samsun'da bazı Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı
personel ve Jandarma personelinin "Görevi
ihmal", "Görevi kötüye kullanma", "Suç
delillerini yok etme", "Gizleme", "Değiştirme", "Suçluyu kayırma" suçları yönünde delil ve emarelerin bulunduğunu kabul ettiğini anlatan Çetin," Bu
kamu görevlileri hakkında soruşturmayı, bağlantılı suç ilkesi gereğince bu
dosya kapsamında yürütmek yerine Trabzon ve Samsun Cumhuriyet Savcılıkları'na göndermiştir."diye konuştu.
Çetin, iddianamede şu başlıklara yer verildiğini söyledi: "Trabzon Santa
Maria Katolik Kilisesi Rahibi'nin kasten yaralanması, Trabzon Havaalanı'na asılsız
bomba ihbarı, Trabzon Mc Donalds'a
patlayıcı madde atılması ve Hrant Dink'in öldürülmesi" Çetin ayrıca iddianamede, "şüpheliler tararfından doluşturulan örgütün
terör örgütü oldulğu savunulmuş ve tartışıllmıştır." şeklinde konuştu.
Hazırlık soruşturması ve iddianamede eksiklikler ve hatalar bulunduğunu ileri süren Çetin, bunları da şu başlıklarla sıraladı: "Soruşturmanın gizli yürütülmesi, müdahil tarafın katkısını engellediği için pek çok yönü eksik kaldı. Failler yakalandı ancak örgüt yakalananlardan ibaret değildir. Hazırlık soruşturması, cinayetin planlandığı yerle sınırlı kaldı. İşlendiği yerdeki bağlantılar araştırılmadı. Cinayetin öncesi araştırılmadı.Terör örgütünün tümü ortaya çıkarılamadı. Cinayet öncesi ve cinayet sonrasında istihbarat Daire Başykanlıklarının ihmali göz ardı edildi."
Cinayetle ilgili birçok delilin de kaybolduğunu iddia eden Çetin, cinayet mahalline yakın
banka ve iş yerlerindeki kameraların görüntülerinin kaybolduğunu ileri sürdü. Ayrıca cinayet mahalline yakın bir yerde bulunan bir inşaata giren çıkanları cinayet alanında da görüldüğüün belirten Çetin, bu kişilerin de inşaatla ilgisi bulunanların soruşturma kapsamında incelenmesini istedi.
Öte yandan toplantıya katılan Gazeteci Yazar Ali Bayramoğlu, Hrant Dink cinayetinden sonra Türkiye'de çatışmanın sürekli hale geldiğini savundu. Şemdinli olaylarıyla başlayan sürecin ve bu süreç içerisinde yaşanan Danıştay Saldırısı'nın, Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombalar, Malatya'da işlenen
cinayetler ve Hrant Dink Cinayeti bağlantılarının bulunduğunu ileri süren Bayramoğlu, "Bu olaylardaki insanların bir bütün olarak karşımıza çıktığını görüyoruz. Bu olaylarda adı geçenlerin birbirleriyle bağlantılı oldukları ortaya çıkıyor. Sivil Toplum Örgütleri var. Bu para militer örgütler içerisinde
emekli askerler ve paşalar var. Siyasi bir çatışma ortamı oluşturmak için örgütlendikleri görülüyor." dedi.
cihan