Güneydoğu'da olsam oyumu kime verirdim!
Önce bir hakkı teslim edelim.
Başbakan Erdoğan’ın DTP ajitasyonlarına rağmen Güneydoğu’ya yaptığı geziler yerinde olmuştur.
Tayyip bey büyük bir kararlılık sergileyerek ve hatta siyasi risk alarak yapılan tehditlere papuç bırakmayacağını fiili olarak ortaya koymuş v
e devletin varlığını kanıtlamıştır.
Hoşlansak da hoşlanmasak da şu gerçeği kabul etmemiz gerekiyor.
Güneydoğu’da DTP’nin alternatifi AKP’dir.
AKP olmazsa Güneydoğu halkı artık neredeyse tamamen kaybedilmiştir. Maazallah BM nezdinde Güneydoğu’nun kopması için bir
referandum yapılsa AKP tek subap durumundadır.
Tamam, AKP’nin
bölge kartı din ve feodal bağlardır ve bu da tasvip edilemez. Lakin bazı tehditler bağlamında AKP’yi
tercih devlet ya da
ülke çıkarı için ehveni şer, yani kötünün iyisi olarak görülebilir.
Buradan hareketle DTP mi AKP mi diye bir soru sorulursa AKP diyenlere kızmamak gerekiyor.
Bu bakış ya da değerlendirme madalyonun kolay okunan ve göze çarpan tarafıdır.
Gelelim öbür tarafına?
Tasviple karşıladığımız Başbakan’ın son Güneydoğu seferlerinin gerçekte siyasi
hesap için mi yoksa devletin kararlılığı için mi yapıldığı sorusu askıdadır?
Öyle, çünkü görüntü DTP ile yaşanan rekabeti çağrıştırmaktadır.
Dahası, Başbakan’ın DTP rekabeti öncesinde
PKK ve terörü ile ilgili kararlı bir tavrı ya da fotoğrafı 6 yıldır hiç mi hiç gözlenmemişti.
Dolayısıyla Erdoğan’ın son tutumunu konjonktürel diye yorumlamak mümkündür. Tayyip bey pekâlâ bölgede DTP’li olmayan oyları almak için böyle bir strateji geliştirmiş olabilir.
Bize göre Erdoğan’ın bu konuda inandırıcı olması için yapması gereken şudur:
Tayyip bey haklı olarak PKK’ya diklenirken benzer bir tavrı aynı misyondaki
Barzani ile
Talabani için de sergilemelidir.
Türkiye’nin bekası için PKK ne kadar tehditse Barzani ve Talabani peşmergeleri de aynı ölçüdedir.
Daha da ileri gideyim, dış dinamikler, yani ABD’sinden AB’ye emperyalizm bugün PKK’dan ziyade Barzani’ye daha sıcaktır ve dahası bağımsız devlet kurmaya da Barzani daha yakındır. Dolayısıyla bölücülüğe tavır takınılacaksa Barzani de DTP kadar hedefe oturtulmalıdır.
Yok bu yapılmayıp
seçimi kazanmak adına PKK’ya karşı olan oyları toplamak için bir tiyatro sergilenme yoluna gidilirse bu, ülkenin zararına olacaktır.
Açıklıkla söylemeliyim ki AKP’nin bugünkü tavrından çok kuşkuluyum, zira bu partinin Barzani’ye karşı zerre bir tavrı ve tutumu yok.
Tersine Barzani alenen kollanmakta, ona Türk halkına verilenin yarı fiyatına elektrik satılmakta ve
Kürdistan bizatihi AKP hükümetinin yardımlarıyla adeta bağımsızlığa hazırlanmaktadır.
Bölücülük ve
Kürt mes’elesinde dalları bırakıp köklere bakmak gerekiyor ki bu yapıldığında kök olarak görülecek olan öncelikle Barzani’dir.
Aslına bakarsanız DTP ya da PKK’nın son çırpınışları ve terörü de Barzani’yle pazarlık adına, yani kurulacak Kürdistan’da söz sahibi olmak içindir. AKP 6 yıldır sustuğu PKK’ya sesini yükseltirken aynı tutumunu Barzani’ye karşı da yükseltmeli ve fiili tavırlar almalıdır. Bu yapılmazsa oynanan oyun olduğu tezi ağırlık kazanacaktır.
Evet Barzani’ye tavır konmadan ve bu konu açıklığa kavuşmadan ben kişisel olarak oyumu DTP’ye asla vermeyeceğim gibi AKP’ye de vermem... Peki kime mi veririm?Bu iki partinin dışında etnik yapı ve din üzerinden
siyaset yapmayan en güçlü olan herhangi bir partiye!
SABAHATTİN ÖNKİBAR-YENİ ÇAĞ