Türk demokrasisi ve basın özgürlüğüne büyük darbe vuran aralarında gazetecilerin de bulunduğu 31 kişi ‘silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek, üyesi olmak, sahtecilik ve iftira suçlarından gözaltına alınmasına her kesimden tepki geliyor. Hukuksuz operasyona Ülkücü kesimden de sert tepki geldi.

Zaman'da yer alan habere göre, uzun yıllar MHP'nin kurucu lideri merhum Alparslan Türkeş'in doktoru olan MHP'de çeşitli görevler yürüten emekli binbaşı Selim Kaptanoğlu, Zaman ve Samanyolu'na yapılan operasyona " Öncelikle çok geçmiş olsun diliyorum sizlere. Bu insanlarda insaf, vidan diye bir şey kalmamış. Yaptıkları bu hukuksuz operasyonlara birer bahane. 12 Eylül'de geçti bu da geçecek. Maalesef ülkemiz bir krallığa, Ortadoğu diktatörlüğüne dönüştü. Kim muhalifse ona bahane üretilerek saldırılıyor. MGK'da ülkücüler de terörist ilan edildi. Bunlar bu hükümetin tam bir keyfi uygulaması." ifadelerini kullandı.

'Ceberrutlaşanlar ölüm anında etrafa saldırılar'

12 Eylül darbesinin ardından idamla yargılanan MHP ve ülkücü kuruluşlar davası sanığı, Alparslan Türkeş'in MYK üyeliği görevini yapan Hakverdi Satılmış, "Cenabı Allah adaletiyle hükmeder. Bizi yargılayanlar, 30 sene sonra bizim karşımızda aciz duruma düştü. İşte Allah'ın adaleti eninde sonunda tecelli ediyor. Niye? Çünkü ihlasla imanla inandığımız için. Ceberrutlaşanlar ölüm anında etrafa saldırırlar. Bunlar da şuanda etrafa saldırıyor. Yıllarca cezaevinde işkence gördük, oradan sağ çıkabileceğimi düşünmüyordum. Biz Kenan Evren'in bir gün yargılanabileceğini hayal bile edemiyorduk. Ama tiyatro bir yargılamada olsa sanık olarak karşımızda gördük. En önemlisi toplumun vicdanında da sonsuza kadar mahkum oldular. Biz hapishaneyi Medresei Yusufiye'ye çevirmiştik. En az 100 defa hatmettim ben Kur'an-ı. Kenan Evren tiyatro yargılamalarda " Bu anayasayı ben yaptım, beni yargılayamazsınız " dedi. Kurtuldu. Yargılamalar tiyatro olduğu için işkenceci polisler adalet karşısına çıkarılamadı. Gerçek bir yargılama olsaydı, bu polislerin hepsi yargılanırdı. Bu operasyonları yürütenler, yapanlar da göreceksiniz çok kısa zamanda adaletin karşısına çıkarılacaklar. Bundan şüphem yok." şeklinde konuştu.

'12 Eylül'de medyanın namusunu bir kadın, Nazlı Ilıcak kurtarmıştı'

Hakverdi Satılmış, 12 Eylül döneminde de gazetecilerin Kenan Evren'in kölesi olduğunu, ancak sadece Nazlı Ilıcak'ın ülkücülere sahip çıkabildiğini anlattı: "12 Eylül döneminde medya güç kimdeyse onun kölesiydi. Yalnız bir kadın hariç. Bizi bir tek Nazlı Ilıcak hanımefendi savunmuştu. O da cezaevine girdi bu yüzden. Nazlı Ilıcak 12 Eylül'de medyanın namusunu kurtarmıştı. Ama Evren, düşünce o gazeteciler bu kez eleştirmeye başladı. 12 Eylül'de Ekrem Dumanlı'da ülkücülükten cezaevinde yatmıştı."

'AKP Hükümeti, operasyonlarda göz göre göre kişisel kinini koymuştur'

Satılmış, faşizmin artık tüm unsurlarıyla ülkeye yerleştiğine dikkat çekerek şu şekilde konuştu: " Faşizmin sivili, resmi elbiselisi olmaz. Neticede bu bir baskı rejimi. AKP hükümeti göz göre göre kişisel kinini koymuştur. Türkiye'yi Baas sistemine dönüştürmüşler, Parti devletine dönüşmüş. Yeni Türkiye yazdırıyorlar tabelalara. Türkiye'de Cumhuriyet yıkılıp yeni bir rejim kurulmuş. Ülkenin güneydoğusu bölünüyor. Bunlar duyulmasın diye yapıyorlar bunları. İmralı'daki bir it devletle dalga geçiyor, tehdit ediyor. Sakarya Fırat dizisi de PKK'nın isteğiyle kaldırılmıştı."