Okmeydanı Cemevi'nde 22 Mayıs 2014 tarihinde katıldığı bir cenaze töreni sırasında polisin silahından çıkan kurşunla hayatını kaybeden Uğur Kurt'un ölümüne ilişkin soruşturma geçtiğimiz günlerde tamamlandı.
Savcılık, olayda kasıt olmadığını belirterek polis memuru S.K. hakkında TCK'nın 85. maddesi Taksirle öldürme "Taksirle bir insanın ölümüne neden olmak" suçundan 3 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. Onay için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen iddianame kabul edilirse yargılama Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapılacak.
Uğur Kurt'un eşi Narin Kurt; "Eşimin katilinin de hakettiği cezayı alacağını umut ediyorum. Adaletin benim elimden tutmasını istiyorum. Çocuğum babasız kaldı, lütfen adalet elini vicdanına koysun ve bana elini uzatsın tek istediğim bu"
Avukat Turgut Kazan; "Bir polisin hele terörle mücadele ettiği söylenen bir polisin o atış açısıyla orada bir insanın ölümüne yol açacağını bilememiş olması düşünülemez. Dolayısıyla bunu 'taksirle öldürme' diye kapatma kimsenin haddi değildir. Bunun için üzerimize düşen görevi yapmaya çalışacağız"
Uğur Kurt'un ailesi ve avukatları düzenledikleri basın toplantısında iddianamenin "Taksirle öldürme" suçundan hazırlanmasına tepki gösterdi. Avukat Turgut Kazan, "Bir polisin hele terörle mücadele ettiği söylenen bir polisin o atış açısıyla orada bir insanın ölümüne yol açacağını bilememiş olması düşünülemez. Dolayısıyla bunu 'taksirle öldürme' diye kapatma kimsenin haddi değildir. Bunun için üzerimize düşen görevi yapmaya çalışacağız" dedi.
İstanbul Barosu'nda olaya ait görüntüler eşliğinde gerçekleştirilen basın toplantısına Uğur Kurt'un eşi Narine, 2 yaşındaki oğlu Kemal, annesi Gülnaz ve babası Kemal Kurt ile avukatlar Turgut Kazan ve Aslı Kazan katıldı.
"SAVCI DUYMUYOR"
Görüntülerde sıkma uyarılarına rağmen şüpheli polis memuru S.K.'ın ailahını ateşlediğini belirten avukat Turgut Kazan, "Sıkma' sesini duyuyorsunuz ama savcı duymuyor" dedi. Avukat Aslı Kazan da, Şüpheli S.K.'nın babasının da çalıştığı Kağıthane İlçe Emniyet Müdürlüğü'e ait zırhlı araca ait görüntülerin olaydan hemen önce karardığını belirtti.
"SIKMA' UYARISINA RAĞMEN SIKIYOR"
Hazırlanıp onay için başsavcılığa sunulan iddianameyi henüz kendilerinin görmediğini ifade eden avukat Turgut Kazan, "Herhalde 'taksirle öldürme' olduğu konusunda bir kamuoyu yaratılmaya çalışılıyor. Şüpheli polis memurunun taksirle öldürme suçundan cezalandırılması isteniyor. Bu insan vicdanının kabul edebileceği birşey değil. Olaydan önce saat 11.38'de polis amirlerinin tam 5 defa 'Sıkma' uyarısına rağmen sıkıyor. Bir kişi molotof kokteyli atarak yan sokağa kaçıyor. Molotofu atan kaçıyor ama şüpheli polis saat 11.38'de ateşe başlıyor. Ateşe başladığı an bir tehlike yok, atan kaçmış. Böylece o ateş sonucu Uğur Kurt yaşamını yitiriyor. Eğer amaç tehlikeyi bertaraf etmekse gaz bombasını kullanabilirsiniz, arabadan tabancayı alıp ateş ediyorsunuz. Savcılıkta bunu önce meşru müdafa, orantılı şiddet sayıyorsunuz" diye konuştu.
"ADALETİN BENİM ELİMDEN TUTMASINI İSTİYORUM"
Uğur Kurt'un eşi Narin Kurt da, "Bu ülkede kanun olduğuna inanıyorum eşimin katilinin de hakettiği cezayı alacağını umut ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti adaletine güveniyorum. Benim 2 yaşında bir çocuğum var ve o babasını bir daha hiç göremeyecek. Buna bir insan sebep oldu polis memuru da olsa. Ben çocuğuma babasının nerde olduğunu anlatamayacağım. Sayın savcıya sesleniyorum. Birazcık vicdanıyla hareket etsin. Sonuçta ortada bir cinayet var. Kitapta ne ceza yazıyorsa o polis memurunun o cezayı almasını istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti adaletinden istediğim tek şey bana elini vermesi. Adaletin benim elimden tutmasını istiyorum. Çocuğum babasız kaldı lütfen adalet elini vicdanına koysun ve bana elini uzatsın tek istediğim bu" ifadelerini kullandı.
Uğur Kurt'un annesi Gülnaz Kurt da gözyaşlarını tutamadı.
DHA