Anlat anlat severim masalı
Önceki
akşam, eski MİT Kontrgerilla Daire Başkanı
Mehmet Eymür, hem
Star TV Ana Haberleri'nde hem de Arena programında idi. Bir zamanların
efsane MİT 'cisi yeraltı dünyasını en iyi bilen kişidir. Kim nasıl zengin olmuş, kim nerede-nasıl ölmüş, kim nasıl sıyrılmış, korunmuş kitabını yazacak tek kişi...
Bütün Mafya babalarını (bence) en iyi tanıyan kişidir.
Susurluk ve
Ergenekon ile ilgili düşüncelerini üstü kapalı geçti,
Deniz Feneri olayı ile şüphelerini dile getirdi. Pek çok eski devlet memurunun ismi geçti. Pardon
Başbakan bile bir iki cümlede anıldı. Hep Uğur Dündar'dan şu soruyu sormasını bekledim.
'Sayın Mehmet Eymür siz son yıllarda hangi patronun en üst düzeyde yöneticisi olarak çalışıyorsunuz? Veya kimin otelinde patron temsilcisi olarak bulunuyorsunuz?'
Ama gelmedi böyle bir soru. Niye acaba? Dündar, Deniz Feneri ve Başbakan hakkında ilginç bir cümle kaparım hesabı yaparken kelimeleri o kadar güzel seçiyor ve laf almaya çalışıyordu ki...
Belki de bu arada Eymür'ün bir zamanlar Casino'lar Kralı olan Sudi Özkan'ın en önemli kişisi olduğunu soramadı. Eymür, Türel'in
Türkiye deki otellerini yönetiyor. O günlerde iki büyük Casino grubu vardı. Birinin patronu Ömer
Topal, diğerinin ise Sudi Özkan idiÖ Topal öldürüldü, Özkan ise tam zamanında
yurt dışına kaçtı. Yıllardır yurt dışında yaşıyor. Ne hikmetse
Tuncay Özkan'ın hep bir numaralı hedefi olmştu..
Aylarca yazdı- çizdi. Sonra bir gün ekranda ne göreyim...
Tuncay Özkan ile Sudi Özkan çok şık bir limanda karşı karşıya konuşuyorlar. Abi-kardeş gibi. Etliye sütlüye dokunmayan bir röportajdan sonra Özkanlar'ın aralarından su sızmadı. Ya Sudi Özkan'ı iyi tanıyıp, yazdıklarını hak etmediğini anladı, ya da gereksiz tartışmaya son vermeyi daha uygun buldu. Ama günlerce ekranlardan 'Bilet paramı kendim aldım, davetli gitmedim' diye
anons ederek.
Emekli paşaların holdinglerde, bankalarda
yönetim kurlu üyesi olmasını ve iş bitirmesini çok eleştirdik. Peki bir
emekli MİT müdürünün, Casino patronunun müdürü olmasına ne diyorsunuz? Yorumu size bırakıyorum. Ve hemen bir başka gazeteci Güler Kömürcü'ye dönüyorum. Neden eksik veya yanlış konuşuyor? Güler'in bu saatten sonra kimseden korkacağını sanmıyorum.
32. Gün programında Mehmet Ali Birand'ın sorularını yanıtlarken konu bir ara Akşam'ın Genel Yayın Müdürü
Serdar Turgut'a geldi.. Güler, 'Bir
arkadaşımızın eşi de cezaevinde idi. Ama çalıştığı
Hürriyet Gazetesi bu konu ile ilgili en
küçük baskı yapmadı' dedi. (Turgut daha sonra 'Onun eşi solcu idi. Sen ise pis faşistsin' demiş). Ertesi gün aranıp durdum. Bir arkadaş çıkar da bu
teknik yanlışı düzeltir diye...
O gazeteci halen NTV grubunda genel müdür yardımcısı olan Neyyire Özkan'dır. Eşi gerçekten efsane solcudur. Kimi için olumlu, kimi için çok kötü efsane... Bin yıl
hapis ile yargılanarak
rekor kırmıştı. Hakkında o kadar çok iddia vardır ki, neden kitap olmadı bunlar şaşarım. Ve Neyyire Özkan, Güler'in dediği gibi yıllarca cezaevindeki eşine
temiz çamaşır götürdü.
Çocuğunu büyüttü ve gazetecilikte en üst noktaya sadece ve sadece çalışarak geldi. Ama ona bu fırsatı tanıyan Hürriyet değil,
Sabah Gazetesi'nin patronu
Dinç Bilgin'dir. Neyyire Özkan Hürriyet'e geçtiği zaman eşi zaten
vefat etmişti. Daha önemlisi gazetelerin ilaveleri hakkında en birinci otorite olmuştu.
Özür dilerim yerim bitti. Yoksa iş yerlerinde masada oturarak çalışan...
Motosiklet ve kask kullanmayan, sesi tenor değil karga gibi olan ama... evine ekmek parası götürmek için çalışan kızlara 'dediklerimi yapmazsan seni işten atarım' diyen manyakları anlatırdım. Birini
Ankara polis yakalayıp, hücreye gönderdi ne değişti. Modern iş yerlerinde bile onlardan o kadar çok var ki...
AYKUT IŞIKLAR-BUGÜN