Milliyet Gazetesi muhabiri Namık Durukan, İmralı zabıtlarından öte zabıtların nasıl sızdırıldığı tartışmalarının öne çıktığını söyleyerek, "Ben bugüne kadar İmralı tutanakları ile ilgili hiç konuşmadım. Herkes konuştu, ben sustum" dedi. Yaklaşık 30 yıldan beri gazetecilik yaptığını, bu sürenin büyük bir bölümünde de mesleğini Güneydoğu'da gerçekleştirdiğini anlatan Durukan, "Bu süre içinde bir çok sıkıntı yaşadık. Yanı başımızda gazeteci arkadaşlarımız öldü, bir çoğuna da şahit olduk" diye konuştu.
"NE ÇAYCIDAN NE FOTOKOPİCİDEN ALDIM "
Durukan, "İmralı tutanakları hakkında herkes konuştu. Kimisi 'çaycıdan', kimisi 'fotokopiciden aldı' dedi. Biliyorsunuz, gazeteciler belge olduğu zaman çaycıdan da, fotokopiciden de alabilir. Ancak şunu net söyleyebilirim ki, ben ne çaycıdan, ne fotokopiciden aldım. Bunların hepsini geyik muhabbetleri olarak değerlendiriyorum. Haberi bir tarafa bıraktılar, nereden sızdırıldığı, süreci sabote edici bir şekilde değerlendirdiler. Ben bu şiddet ortamının 30 yıllık bölümünü gazeteci olarak geçirdim, çocukluğumuz da böyle bir dönemde geçti. Dolayısıyla barış ortamını bozan, sabote eden bir muhabir olarak anıldım. Buradan şunu belirtmeliyim ki, bizzat bu şiddetin içinde yaşayan, bundan birinci derecede rahatsızlık duyan insanlardan biriyim. Her şeyden önce biz gazetecilik yapıyoruz, gazetecilikten başka da bir amacımız yoktur. Ben şuna inanıyorum, her şeyden önce şeffaf bir dönem yaşanıyorsa, İmralı tutanakları da dahil toplumum her kesiminin bu konuda bilgilendirilmesi gerekiyor. Ben de görevimi yaptığıma inanıyorum. Hiç bir zaman çaycıdan, fotokopiciden aldı şeklindeki iddiaları da üzerime almıyorum. Böyle de bir şey yok" diye konuştu.