Türkiye'yi adım adım felakete sürükleyen tehlike!

Bugün Gazetesi Yazarı Adem Yavuz Arslan MİT yasasının kabul edilmesiyle birlikte Türkiye'nin neyle karşı karşıya kalacağını kaleme aldı.

Türkiye'yi adım adım felakete sürükleyen tehlike!

"MİT istediğini izleyip, fişleyip, dinleyip takip edebilecek, gözaltına alıp sorgulayabilecek" diyen Adem Yavuz Arslan, "yasa geçtikten sonra KCK, TIR'lar, Gülen'in yasa dışı dinlenmesi, 7 Şubat, Uludere, Rıza Sarraf ve benzeri dava konuları yargı konusu olmaktan çıkacak" ifadelerini kullandı. Yavuz Arslan, 'Bu aşamada şunu sormak şart' diyerek; "Polise 'sınırı aştı' diye soruşturma açıp tutuklama yaptırırken, Meclis'te MİT'e sınırsız ve denetlenemeyen telefon dinleme yetkisi vermek nasıl izah edilebilir?" sorusunu yöneltti.


Herkesin malumu olduğu üzere 2004 Ağustos MGK'sında "Gülen'i bitirme kararı" alınmış, hükümet bu belgenin 2013'te ortaya çıkması üzerine "İmzaladık ama uygulamadık" demişti.

Peki planda ne vardı?

25 Ağustos 2004 tarihli planda 'Gülen grubunun tasfiyesi' için 15 maddelik yol haritası var. Erdoğan ve Gül'ün de imzasını taşıyan metinde 'konunun psikolojik harekât boyutuna' dikkat edilmesi özellikle belirtilmiş.

Özetle; yurtiçi ve yurtdışı okulların takibi emrediliyor.

Gülen Cemaati'ne ait kurumlar için 'Ağır yaptırımlar getiren yasal düzenlemeler yapılmalı' deniyor.

Öğrenci evlerinin kapatılması, bağış yapanların izlenmesi ve 'kara para' denilerek MASAK aracılığıyla takip, yurtdışındaki okullara destek olunmaması MGK kararında yer alan diğer maddeler.

Hükümet 'uygulamadık' dese de ortaya dökülen bilgi ve belgeler beyanların tersini gösterdi.

Eğer Başbakan Erdoğan'ın 8 Nisan tarihli TBMM grup konuşmasına bakarsanız hükümetin 'Cemaatle mücadele eylem planı'nın tam da MGK kararları doğrultusunda olduğunu görürsünüz.

Erdoğan'ın dünyanın 160 ülkesine yayılmış Türk okullarını kapattırmaya çalıştığı artık sır değil.

Bilakis kendisi de gururla anlatıyor.

'Paralel' adı altında 'hoşlarına gitmeyen' 13 binden fazla emniyetçiyi, binlerce hakim savcıyı ve sayısız bürokratı tasfiye ettiler.

Cemaat'e yakın şirketler uyduruk ihbarlarla MASAK incelemesine alınıyor, baskınlar yapılıyor.

Burs ya da 'himmet' adı altında yapılan bağışların da sıkı takip edileceğini bizzat Başbakan canlı yayında söyledi.

17 Aralık sonrası apar topar Meclis'ten geçirilen yasalar ve çıkarılacak olan MİT Yasası'nı da düşünürseniz MGK kararında yer alan 'Ağır yaptırımlar içeren yasal düzenlemeler yapılmalıdır' maddesinin de tamam olduğunu görebilirsiniz.

Ayrıca MİT destekli hükümet ve havuz medyasının MGK kararlarına paralel yayın yapması da dikkat çekici.

Bırakın gizli kapaklı bilgi/belgeleri.

Gazetelere yansıyan haberler bile söz konusu MGK planının uygulandığının delili değil midir?

Hani yok hükmündeydi?
 
Türkiye muhaberat devleti oluyor 
 
Gelelim MİT Yasası'na.

Söz konusu yasa önceki gün itibariyle de TBMM'de görüşülmeye başlandı. Birkaç güne kadar Meclis'ten geçmesi ve sonra da Cumhurbaşkanı'nca imzalanması bekleniyor.

AKP kulislerinde 'ya geri dönerse' endişesi yok.

Hukukçu olmayanların bile kolaylıkla anlayabileceği üzere söz konusu yasa Türkiye'yi tam bir 'muhaberat devletine' çeviriyor.

MİT'e sınırsız yetkiler veriyor ve en önemlisi; var olan yasal dokunulmazlıkları da genişletiyor.

Hükümet yasayı 'MİT'i dünya standartlarında bir kurum yapacak' diyerek herkesin hoşuna gidecek bir ambalajla sundu.

Ancak içerik hiç de öyle değil.

İlk olarak, Gülen Hareketi'ne karşı yapılacak operasyonlar için yasal çerçeve oluşturuluyor.

MİT istediğini izleyip, fişleyip, dinleyip takip edebilecek, gözaltına alıp sorgulayabilecek.

Ne hikmetse hem AKP'liler hem de MİT yönetimi 'yurtdışında güçlenmeyi' dillerine doladı fakat getirilen yasa neredeyse sadece 'yurtiçine' yönelik.

Ayrıca yasanın geçmişe dönük maddeleri de fazlasıyla dikkat çekici.

Şöyle ki; yasa geçtikten sonra KCK, TIR'lar, Gülen'in yasa dışı dinlenmesi, 7 Şubat, Uludere, Rıza Sarraf ve benzeri dava konuları yargı konusu olmaktan çıkacak.

MİT bir bakıma geçmişi temizlemiş olacak. Ayrıca yasa kati bir yayın yasağı da getiriyor. MİT'çi birini 'Oraya gider üç beş füze yollarım' derken ya da suçüstü yakalasanız bile tek satır yazamayacaksınız.

Detaylara boğulmaya gerek yok. MİT, yeni yasayla 'tek patron' olacak. 

Hükümette öyle bir hava var ki, bu eleştirileri sıralayıp soru sorsanız 'hain' ilan ediliyorsunuz. 

Oysa denetimsiz ve sorgulanamaz bir güç mutlaka yozlaşır. 

Öte yandan, bugün 'paralel' adı altında Türkiye tarihinin gördüğü en büyük cadı avı sürüyor.

Adana'da hükümetin direktifleriyle yapılan bir operasyon var.

Düne kadar 'kahraman' görülen polisler ancak idari bir soruşturma konusu olacak iddialardan tutuklandılar.

Gerekçe de 'yasa dışı' dinleme.

Bu arada yalan gazete haberleriyle kapatılmaktan kıl payı kurtulan bir partinin gazete haberleriyle kendine bağlı bürokratlara operasyon yaptırması da hayli ibretlik. 

Bu aşamada şunu sormak şart: Polise 'sınırı aştı' diye soruşturma açıp tutuklama yaptırırken, Meclis'te MİT'e sınırsız ve denetlenemeyen telefon dinleme yetkisi vermek nasıl izah edilebilir?

<< Önceki Haber Türkiye'yi adım adım felakete sürükleyen tehlike! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER