Dinçerler, Mahkeme'nin kendi dönemlerinde verdiği kararlarla ekonomiyi 10 yıl geriye götürdüğünü belirtiyor. Dönemin
bakanlarından H.Celal Güzel de, "
Özal, artık
Anayasa Mahkemesi'ni duyduğunda tüyleri diken diken oluyordu." diyor.
CHP'nin müracaatını görüşmeye hazırlanan
Anayasa Mahkemesi'nin (AYM), anayasa değişikliği paketini iptal etmesi halinde ekonominin
darbe almasından endişe duyuluyor. Bunun örnekleri de yakın siyasi tarihte mevcut. İlk akla gelense Turgut Özal'ın
ANAP hükümetleri döneminde yaşananlar. 45. ve 46. hükümetlerde görev alan bakanlar, o tarihlerde Anayasa Mahkemesi'nin, verdiği olumsuz kararlarla ekonomiyi nasıl etkilediğini anlatıyor. Dönemin devlet bakanlarından
Vehbi Dinçerler, Anayasa Mahkemesi'nin karar verirken
ülke menfaatlerini gözetmediğini söylüyor. Dinçerler, "Rahmetli Turgut Özal'ın müsteşar olarak görev yaptığı dönemde çıkartılan 933 sayılı Teşvik Kanunu'nu iptal eden Anayasa Mahkemesi,
Türkiye ekonomisini 10 yıl geriye götürdü." tespitini yapıyor. SHP'nin iptal başvuruları ile ANAP hükümetinin çalışmalarının sürekli sekteye uğradığını söyleyen dönemin
Maliye ve
Gümrük Bakanı
Ekrem Pakdemirli, "Bugünlerde de aynı senaryonun komedisini izliyoruz." diyor. Pakdemirli, muhalefetin götürdüğü her iptal başvurusunda AYM'nin siyasi karar verdiğini ve hükümetin çalışmalarının engellendiğini savunuyor. O dönemleri hem
Başbakanlık müsteşarı hem de bakan olarak yaşayan
Hasan Celal Güzel ise
merhum Özal'ın, Yüksek Mahkeme'nin kararlarından ne kadar bunaldığını şöyle anlatıyor: "Artık Anayasa Mahkemesi'ni duyduğunda tüyleri diken diken oluyordu."
Vehbi Dinçerler'in, "Türkiye'yi 10 yıl geriye götürdü." dediği Anayasa Mahkemesi kararlarından biri de 'Seçim Yasası'nın iptali. 1987 yılında yapılan bu
düzenleme de o dönemin anamuhalefet partisi SHP tarafından Anayasa Mahkemesi'ne götürülmüştü. Davanın
raportörü de tanıdık bir isim,
Fulya Kantarcıoğlu idi. Şimdilerde eski
Adalet Bakanı Seyfi Oktay'la yaptığı
telefon görüşmeleriyle gündeme oturan ve 'ihsas-ı rey yaptığı' gerekçesiyle istifası istenen Kantarcıoğlu, o dönem de Seçim Yasası'nın kaderinde pay sahibi olmuştu. Vehbi Dinçerler, "Yasanın iptali yönünde hazırlanan rapor ve o yönde verilen kararla Türkiye'nin siyasi hayatı darbe almıştır." görüşünü savunuyor. Nasıl bir darbeye yol açtığını da, "Siyasi partiler için büyük bir sıkıntı doğurdu ve o dönem siyasi kargaşa yaşandı." sözleriyle anlatıyor.
Hasan Celal Güzel de, "
Fulya Kantarcıoğlu, o dönemde hazırladığı raporlarla siyasi ve ideolojik kararlara
hizmet etmiştir." eleştirisini getiriyor. Güzel, Anayasa Mahkemesi'nin artık
halktan yana karar vermesi gerektiğini belirtiyor.
Ekrem Pakdemirli de Türkiye'nin serbest piyasaya yeni geçiş yaptığı dönemlerde AYM'nin oynadığı olumsuz role dikkat çekiyor. Bu geçiş döneminde Mahkeme'nin aleyhte kararlarla ülke ekonomisini geriye götürdüğü tezini işliyor. "Bugün biraz daha
komik bir senaryoyla karşı karşıyayız." diyen eski Bakan, gerekçesini, "Anayasa Mahkemesi'nin yasalaşmamış ve kanunlaşmamış bir paket hakkında karar verecek olması gülünç." ifadesiyle ortaya koyuyor. Pakdemirli'nin değerlendirmesi şöyle: "Referandumda belki halk 'hayır' diyecek, eğer halk '
evet' derse o zaman incelemeyi şekil yönünden yapabilir."