Şirket yetkilileri ve özel güvenlik görevlileri, kendilerini dövdükleri gerekçesiyle şikayetçi oldukları aralarında kadınların da bulunduğu köylülerin, "şüpheli" olarak ifadesi alındı. Bu arada, köy muhtarı Mustafa Akın ise, temel atma törenine katıldığı yönündeki söylemlere, "Temel, var olan termik santralin atıl arazisine atıldı. Kendi arazilerine yapılacağından kimsenin haberi yoktu" dedi. Ayrıca, iş makinalarının söktüğü ağaçların üzerindeki zeytinlerin toplanamadan kurumaya başlaması ise, olayın bir başka hüzünlü tarafı oldu.
Kolin Grubu, geçen perşembe saat 20.00 sıralarında, santralin yapılacağı Yırca Mahallesi'ndeki zeytinliklerin bulunduğu bölgeye, ağaç kesimi yapmak üzere iki otobüs dolusu özel güvenlik görevlisi ve iş makinelerini gönderip, ağaç katliamı yaptı. Bölgede zeytinlerin kesilmemesi için 16 gündür nöbet tutan köylülerin direnişine rağmen, arazideki 6 bin zeytin ağacı iş makinelerince üzerlerindeki ürünüyle birlikte söküldü. Bu sırada özel güvenlik görevlileri, biber gazı da kullandıkları arbede sırasında, mahalle sakinlerinden Mehmet Öksüz, Kamile Çiftçi, Kerem Özkılınç ile Yırca'da zeytinliği bulunan avukat Hasan Namak'ı kelepçelemiş, özel güvenlik görevlilerinin kullandığı ileri sürülen gaz fişeğinin kapsülünün isabet etmesi sonucu köylülerden Emin Özkılınç, başından yaralanmıştı. 6 bin zeytin ağacının kesilmesinden 12 saat sonra Danıştay 6'ncı Dairesi'nin aslında çok daha önce verdiği "yürütmeyi durdurma" kararı ortaya çıktı. Bunun üzerine de, araziye çevreleyen tel örgütler köylüler tarafından söküldü. Yeni zeytin fidanları dikildi. Danıştay'ın, kararının ardından 50'si özel güvenlik görevlik görevlisi, geri kalanı inşaat işçisi olmak üzere Kolin şirketi yaklaşık 100 kişinin işine son verdi.
KÖYLÜ KADINLAR, GÜVENLİKCİLERİ DÖVMÜŞ
Bugün sabah saatlerinde Yırcalılar'ı, şoke eden bir gelişme daha yaşadı. Geçen Cuma yaşanan arbede sırasında, şirket yetkilileri ve özel güvenlik görevlileri, yaralanan, yerlerde sürüklenen köylülerin, kendilerini dövdükleri gerekçesiyle şikayetçi oldukları ortaya çıktı. Şikayet üzerini harekete geçen jandarma ekipleri de, prosüdür gereği, kadınların da bulunduğu köylülerin "şüpheli" olarak ifadesi almaya başladı. Şüphelilerden birisi ise, 46 yaşındaki Münevver Özkılınç oldu. Kendisinin zeytinlerini savunmaya çalıştığını söyleyen Münevver Özkılınç, "Bir bana bakın bir de o güvenlik görevlilerine, ben kimi dövebilecek güçteyim? Birisi gelip bana söylesin bakayım. Bu bir anneye yapılan ayıptır" dedi. Aynı gün başından yaralanıp hastaneye kaldırılan Emin Özkılınç da yine şüpheliler arasında yer aldı. Özkılınç, "Başından yaralanan ben, hastaneye gidip tedavi olan ben. Onları döven de ben. Bu işte bir yanlışlık yok mu?" dedi. Köylülerin Avukatı Deniz Bayram ise, "Aslında o gün orada neler yaşandığını tüm Türkiye'de herkes biliyor. Ama dayak yiyen meğer köylüler değil, yerlerde sürüklenen köylüler değil onlarmış. Köylüler şimdi ifade vermek zorunda kalıyor" dedi.
MUHTAR İDDİALARA YANIT VERDİ
Bu arada, hem şirket yetkilisinin katıldığı bir televizyon programındaki açıklamalarına, hem de başbakan yardımcısı Bülent Arınç'ın açıklamalarına Yırca Muhtarı Mustafa Akın'dan cevap geldi. Köylülerin yaşananlardan habersiz olduğunu söyleyen Akın, "Temel atılan yer, var olan termik santralin atıl olarak duran arazisinin bulunduğu yer. Köylüler santralin orada yapılacağını biliyordu. Yoksa kendi arazilerine gireceğinden haberdar değildi. Sonra zeytinliklerinin de gideceği ortaya çıkınca köylüler mücadele başlattı. Soma faciası yaşanınca, itirazları pek duyulmadı ama hep karşı çıktılar. Köylüler için bu söylenenler yalan" dedi. Termik santralin yanında zeytincilik yapmalarıyla ilgili itirazlara ise Mustafa Akın, "Aynı konuyu şirket yetkilisi de söylüyor. 'Termik santralin, yanında zeytin yetişir mi?' diye. Ya bu termik santral 1978 yılında yapıldı. Ama burada yüz yıllık zeytin ağaçları var. Ondan sonra da dikilip yetişen ağaçlar var. Ziraat mühendislerinin de bu konuda açıklamaları var. Termik santral tozuna, dumanına en çok dayanan ürün zeytin. Bizim köyde de zeytinden başka geçim kaynağı olan yok. Ayrıca termik santralin yanındaki bu araziden başka da köylünün ürün yetiştireceği arazi yok" dedi.
O HASAT YAPILAMADI, ZEYTİNLER DALINDA KURUDU
Geçen Cuma, onlarca iş makinasının köklerinden söktüğü zeytin ağaçları da kaderine terkedildi. Hasatları yapılamayan ağaçların üzerindeki zeytinler de, toplanamadan dallarında kurumaya başladı. Bu durum, sökülen zeytin ağaçlarının arasında dolaşan köylü kadınları da hüzünlendirdi. Gözyaşı döken kadınlar, bir evlat dünyaya getirecekmiş gibi zeytinleri yeniden yetiştireceklerini dile getirdi.
(DHA)