Türkiye'de birçok göl ve sulak alan halen haritalarda yer alsa da tarım alanı açma, bilinçsiz sulama ve kuraklık gibi nedenlerle yok oldu.
Devlet Su İşleri ve Doğal Hayatı Koruma Vakfı'ndan alınan bilgiye göre, kuraklık, aşırı buharlaşma, bilinçsiz tarımsal sulama gibi etkenler yüzünden Türkiye'deki göl ve sulak alanlar büyük tehdit altında bulunuyor.
Son 40 yılda Türkiye'de Van Gölü'nün yaklaşık 3 katı büyüklüğünde, 1 milyon 300 bin hektar sulak alan çeşitli nedenlerle kaybedildi. Geriye kalan 1 milyon 250 bin hektarlık sulak alanda da hızla su kaybı sürüyor.
Bütün uyarılara ve çağrılara karşın Türkiye'de özellikle tarımda yüz binlerce hektarlık alanda bilinçsiz sulama yapılıyor, ancak halen ciddi anlamda önlem alınamıyor.
Kuraklık ve tarımsal sulamanın en fazla etkilenen Türkiye'nin en büyük
tatlı su gölü olan
Beyşehir Gölü, barındırdığı su miktarı açısından Eğirdir Gölü'nün gerisine düştü. Su miktarı açısından en büyük tatlı su gölü Eğirdir Gölü oldu.
Ağustos ayı ölçümlerine göre, 4 milyar metre küp su miktarına sahip Eğirdir Gölü, suyu azalarak 2 milyar metre küpün altına düşen Beyşehir Gölü'nün önünde yer aldı.
Beyşehir Gölü Havzası Belediyeler Birliği ve Beyşehir Belediye Başkanı Nazif Tekinöz, göllerin büyüklüğünün su miktarı ile değil göl alanı ile ölçüldüğünü, ancak miktar açısından bakıldığında Beyşehir Gölü'nün en büyük tatlı su gölü olmadığını söyledi.
Bugün göldeki derinliğin yer yer 1 metreye kadar düştüğüne dikkati çeken Tekinöz, şunları kaydetti:
“5.4 milyar metre küp su kapasitesine sahip gölde su miktarı 1 milyar metre küpe kadar indi. Gölün normalde 651 kilometre kare olan alanı 500 kilometre kareye geriledi. Göl alanı açısından 480 kilometrelik Eğirdir Gölü'nün önündeyiz, ancak yakında bu alanın da altına ineceğiz. Gölün tamamen kurumasından endişe ediyoruz.”
Tekinöz,
göle sadece Türkiye'nin değil tüm dünyanın sahip çıkması gerektiğini vurgulayarak, “Çok ama çok önemli bir sulak alanı daha kaybediyoruz.
Akşehir Gölü, Ereğli'deki Akgöl kurudu. Meke Gölü kuruyor. Sıra Beyşehir Gölü'ne gelmesin” dedi.
GÖL VE SULAK ALANLAR YOK OLUYOR
Beyşehir Gölü'ndeki bu acı durumun yanı sıra yapay yeni göletler ve
barajlar kurulması, yeni tarım alanları açılması, bilinçsiz sulama ve kuraklık yüzünden birçok göl ve sulak alan kurudu, diğerleri de kuruma tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor.
Bugün birçok göl ve sulak alan artık, haritada göründüğü gibi değil. Bazıları yok oldu, bazılarında da
su çekilmesi sürüyor.
Konya Kapalı Havzası'ndaki normal alanı 260 bin hektar olan Tuz Gölü'nün sulak alanı, 40 yılda yüzde 50 küçülerek 130 bin hektara çekildi.
Yaklaşık 15 yıl önce 350 kilometre karenin üzerinde alana sahip Akşehir Gölü tamamen kurudu. Gölü besleyen kaynaklar artık göle ulaşmıyor.
Önceden Akşehir Gölü'nü besleyen, kamış ve sazlıklarıyla ünlü Eber Gölü, benzer sorunlar nedeniyle
kirlilik ve kuraklık tehdidi altında bulunuyor.
Konya'da yıllar önce büyük bir alana sahip Suğla Gölü, sulak alan özelliğini kaybederek su deposuna dönüştürüldü.
Hatay'daki 75 bin metre karelik Amik Gölü'nün suyu, 1968'de açılan dört drenaj kanalı ile Asi Nehri'ne boşaltıldı. Altı yıl süren
ıslah çalışmaları sonucu göl kurutuldu ve tarım yapılmaya başlandı.
Burdur'un Bucak ilçesinde yer alan
Kestel Gölü de 1965 yılında tarım arazisi kazanmak amacıyla kurutuldu ve gölü besleyen Çeltikçi Çayı'nın suyu tarım alanlarında sulama amaçlı olarak kullanılmaya başlandı.
Kahramanmaraş'taki Gavur Gölü, 1950'li yıllardan itibaren sıtma ile mücadele ve tarım alanı elde etmek amacı ile kurutulmaya başlandı ve kurutma çalışmaları 1966'da tamamlandı.
Konya'daki Hotamış Sazlığı,
tahliye ve sulama kanallarıyla alanın su rejimine yapılan müdahaleler sonucu büyük ölçüde kurudu.
Aksaray'daki Eşmekaya Sazlığı'nı baraj gölüne çevirme çalışmaları 1995'te başladı ama çeşitli nedenlerle bitirilemedi. Sulak alan büyük ölçüde zarar gördü, daha sonra alanın tamamı kuruyarak yok oldu