- Hükümetin 52 maddelik tasarısında, kurulun bütün önemli yetkileri Adalet Bakanı’na devrediliyor.
- Hakim ve savcılarla ilgili inceleme, soruşturma ve ceza yetkisi de HSYK'dan alınıp tek başına bakana verilecek.
- Yargı, doğrudan yürütmenin denetimine veriliyor
Meclis Başkanlığı'na sunulan yeni kanun teklifine göre, Kurul’un tek patronu Adalet Bakanı, dolayısıyla da Başbakan olacak. Adalet Bakanı’nın istemediği hakim-savcı artık kendisine haritadan yer beğenecek. Çünkü, hakim ve savcılarla ilgili inceleme, soruşturma ve ceza yetkisi de HSYK'dan alınıp tek başına bakana verilecek.
HER ŞEY SİL BAŞTAN
Taraf'ın haberine göre, “Yargıda başkanlık sistemi” denebilecek, yeni dönemde yalnızca HSYK'nın üyeleri değiştirilemeyecek, çünkü onun için anayasa değişikliği gerekecek. Ancak onun dışında HSYK tam anlamıyla darmadağın edilecek, Başkanvekili ile üç ayrı daire başkanını da HSYK Başkanı olan Bakan seçecek, dairelerdeki yeni görevlendirmeleri o yapacak. Yalnız HSYK değil, hakim-savcı adaylarının eğitildiği Adalet Akademisi de hükümetin kontrolüne geçecek. HSYK'nın mevcut genelgeleri çöpe gidecek, yeni genelgelerde tek imza bakanın olacak, bakan yönetmelik bile çıkarabilecek. Bakan istemezse Kurul toplanamayacak, onun istemediği konu görüşülemeyecek, Anayasa Mahkemesi'ne Cumhurbaşkanı’nca üye seçim sistemi de değişecek.
52 MADDEDE GERİ GİDİŞ
Meclis’ten 10 içinde geçmesi beklenen kanun teklifi 52 ayrı maddeden oluşuyor. Bir tek anayasa engeli olduğu için HSYK üyelerinin görevden alınma yetkisini içermeyen ve hakim-savcı teminatını sıfırlayabilecek hükümlerle dolu olan ve AK Parti'nin hızla Meclis’ten geçirmeyi planladığı kanun teklifi, öncelikle HSYK, ardından Adalet Akademisi, son olarak da AYM başta diğer yüksek yargı organlarının kuruluş kanunlarında değişiklikler içeriyor.
AB'NİN TAM TERSİNE
Avrupa Birliği (AB), Adalet Bakanı’nın HSYK üzerinde sembolik dahi olsa yetkilerine karşı çıkarken, yeni düzenleme bunun tam aksi yönde oldu. Başbakan'ın "kırmızı çizgimiz" dediği 2010 referandumu ile getirilen sistemi yerle bir edecek kanun teklifiyle getirilecek sistem özetle şöyle: HSYK Genel Kurulu ve dairelerine ait olan önemli bütün yetkileri büyük oranda HSYK Başkanı sıfatıyla Adalet Bakanına devredilecek. Artık, HSYK Genel Kurulu'nun hangi gün toplanacağına, gündemine hangi konuları alacağına ve gündem değişikliği konularına tek başına Bakan karar verecek. Bakan, Kurul'u istediği tarihte olağanüstü toplantıya çağıracak. Bakanın istemediği hiçbir konu da gündemdışı olarak Kurul'a getirilemeyecek.
EMRET BAKANIM
Halen HSYK'ya bağlı olan ve hakim-savcılarla ilgili tüm iddiaları inceleme-soruşturmakla yetkili Teftiş Kurulu Başkanı’nı, bundan sonra HSYK değil, bakan atayacak. Teftiş Kurulu'nda çalışacak hakimleri de bakan belirleyecek. Teftiş Kurulu artık sadece bakana karşı sorumlu olacak.
Bakan, Kurul’un seçimle gelen üyelerinin görevleriyle ilgili suçları hakkındaki soruşturma ve kovuşturma izni işlemlerinde de yetkili kişi olacak. HSYK'nın bugüne kadar çıkardığı tüm genelgeler çöpe atılacak. Artık genelge yayımlama yetkisi de Adalet Bakanı'nca kullanılacak. HSYK'da dairelerin oluşumu, daire başkanlarının seçimi ile görev ve yetkileri alanında da artık HSYK Genel Kurulu değil Adalet Bakanı yetkili kılınıyor. 1,2 ve 3. Daire’nin üye sayıları ve mevcut görev-yetki alanları tümden değiştiriliyor. Bakan, üyelerin hangi dairede asıl ve tamamlayıcı üye olarak görev yapacağını belirleyecek. Yeni dönemde HSYK daire başkanları da her dairenin kendi üyeleri içinden Başkan tarafından teklif edilecek iki üye arasından, Genel Kurulca seçilecek. Böylece bakanın istemediği hiç kimse daire başkanı olamayacak.
Hem yargıç, hem bakan
AK Parti teklifinin en çarpıcı yanlarından biri, halen HSYK Genel Kurulu ve dairelerinin yetkisinde bulunan hakimsavcılarla ilgili inceleme-soruşturma yetkisinin de tek elde HSYK Başkanı sıfatıyla Adalet Bakanı'nda toplanması olacak. Bunun için öncelikle HSYK Başkanı olan Bakan'ın "Disiplin işlemleriyle ilgili Genel Kurul toplantılarına katılma" yasağı kaldırılacak. Hakkında ihbar veya şikayet bulunan hakim ve savcılara inceleme yaptırma, ardından soruşturma açtırma yetkisi halen HSYK kurullarının yetkisinde iken, artık Bakan bu konuda yetkili olacak.
İSTEDİĞİNİ YAKACAK
Bakan, ihbar veya şikayeti doğrudan ya da inceleme yaptırdıktan sonra soruşturma açılmasına yer olmadığına ya da soruşturma açılmasına tek başına karar verebilecek. Soruşturma açılmasına karar veren Bakan, üyeler arasından üç kişilik bir soruşturma kurulu görevlendirecek. Soruşturma kurulu, elde ettiği bilgi ve delilleri gösteren ve disiplin cezası verilmesine gerek olup olmadığı yönünde bir rapor hazırlayarak.
Referandum öncesinden de geriye
AK Parti'nin yeni tasarladığı HSYK düzeni, 2010 Referandumu’ndan önceki düzenin de yer yer gerisine düştü. 1980 darbesiyle oluşturulan HSYK, Adalet Bakanı’nın başkanlığında bakanlık müsteşarının da yer aldığı, üç asil üyesi Yargıtay'dan, iki asil üyesi ise Danıştay'dan gelen yedi kişilik bir yapıya sahipti. Yani kürsü hakimlerisavcıları Kurul’da temsil edilmiyordu. Bakan HSYK'nın başkanıydı. HSYK'nın bağımsız sekretaryası, bütçesi yoktu. Daha önemlisi Teftiş Kurulu doğrudan Adalet Bakanlığı'na bağlıydı, atama-yer değiştirme kararnameleri de bakanlıkça hazırlanıyordu. Bakanlık kanadı disiplin cezalarında büyük ölçüde etkiliydi.
Bakan ve müsteşarın kurul kararlarını tek başına belirleme gücü zayıflayınca 2010 referandumuyla kurulun yapısı sil baştan değiştirilmişti.
Yeni sistemin esasını kurula hakimsavcıların da doğrudan 10 kadar üye seçmesi oluştururken, Teftiş Kurulu HSYK'ya bağlanmış, kurul bağımsız bir sekretarya ve bütçeye kavuşurken, Bakanlık Müsteşarının daire başkanı olması bile yasaklanmıştı. Bakan ve müsteşarın kuruldaki görevleri sembolik düzeye yaklaşmıştı. Örneğin Bakan’ın soruşturma ve disiplin cezalarında tek başına etkili olma imkanı yoktu. Adalet Bakanı'nın Genel Kurul'da da disipline ilişkin dosyaların görüşülmesi sırasında o toplantıya katılması yasaklanmıştı. Gündem yapma yetkisi de daha önce bakanda iken, bu yetki başkan vekiline bırakılmıştı. Her dairenin gündemini o dairenin başkanı yaparken, üyelerin buna katılımı da mümkün hale getirilmişti.
Ancak AK Parti, yeni teklifinde, HSYK üyelerinin bir bölümünün hakimsavcılar tarafından seçilmesi sistemini anayasa değişikliği gerektirdiği için değiştiremedi. Ancak, teklifteki diğer hükümler ile referandum öncesi sistemi bile aratır düzenlemeleri gündemine aldı. Adalet Bakanı'na referandum öncesi bile tanınmayan yetkiler bunların en başında geliyor.