İlk kez düzenlen '
beyin fırtınası'na
yurt dışında görevli
büyükelçiler, daimi temsilciler ve merkezde görevli 150'den fazla büyükelçi katlıyor. 4 gün sürecek "Türk Dış Politikası, Yönelimler ve Öncelikler" başlıklı konferansın geleneksel hale getirilmesi planlanıyor.
Dışişleri Bakanı Ali
Babacan açılış konuşmasında
Türkiye'nin son dönemde yürüttüğü çok boyutlu aktif
politikaya dikkat çekti. Babacan, diplomasinin temel görevlerinden birinin Türkiye'yi gelecekte uluslararası alanda meydana gelmesi muhtemel gelişmelere karşı bilinçli kılmak ve hazırlamak olduğunu ifade ederek konferansın bu amaç doğrultusunda gerçekleştiğine işaret etti. Babacan konferansın amacının "serbest
tartışma ortamında görüş alışverişinde bulunmak ve çeşitli konularda merkez ile dış teşkilatlar arasında eş güdümü daha etkili ve verimli kılmak" olduğunu kaydetti.
Konferans büyükelçilerin Bakan Babacan başkanlığında
Anıtkabir'i ziyaretiyle başladı. Babacan Anıtkabir özel defterine ulu önder Atatürk'ün "Yurtta barış, dünyada barış' yaklaşımının Türk dış politikasının temelini oluşturduğunu yazdı.
Ali Babacan, Türkiye'nin gerek bölgesinde gerekse uluslararası alanda barış ve istikrarın hâkim olması için yoğun çaba sarf ettiğini vurguladı. Bakan Babacan
Bilkent Oteli'ndeki açılış konuşmasında ise Türkiye'nin AB tam üyeliğine verdiği önemi tekrarladı. AB'ye tam üyelik hedefinin devlet politikası olduğunu vurgulayan Babacan, "Bu süreçte Türkiye üzerine düşeni yapacak ve reformlarını sürdürecektir. Hükümetimizin bu konudaki kararlılığında en ufak bir değişiklik yoktur." dedi.
Başmüzakereci Babacan, AB'den ahde
vefa beklediklerini belirtirken Türkiye'ye karşı ayrımcılık yapılmaması ve AB üyesi ülkelerden gelen mesajların tutarlı ve
teşvik edici nitelikte olması istedi.
TÜRKİYE ARTIK ÇÖZÜM MERKEZİ
Dışişleri Bakanı Babacan Türkiye'nin çevresindeki gelişmeleri izlemek ve tepki vermekle yetinmediğini sorunların çözümüne yönelik somut yapıcı adımlar attığına dikkat çekti. Babacan şöyle konuştu: "İzlediği etkin politikalar sayesinde Türkiye son yıllarda bölgede uyuşmazlığın çözümüne yönelik diplomatik faaliyetler bakımından bir merkez olmaya başlamıştır." Bakan Babacan bu çalışmalara Lübnan'daki siyasi krizin aşılması
Filistin-
İsrail görüşmeleri,
Pakistan-
Afganistan diyaloğunun geliştirilmesi ve
Suriye ile İsrail arasında aracılı görüşmelerin başlamasını örnek gösterdi.
Bakan Babacan Türkiye'nin BM
Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçildiği takdirde izlenecek hareket tarzını da şöyle sıraladı: BM reform sürecine
destek verilecek, yoksulluğun azaltılması yönünde çalışılacak, uluslararası siyasi krizleri çıkmadan önlemeye çalışılacak, bunun mümkün olamadığı durumlarda uyuşmazlıkların güce başvurmaksızın barışçı yollardan çözümü için canla başla mücadele edilecek. Irkçılık ve ayrımcılığın önlenerek farklı din ve toplumlar arasında
diyalog teşvik edilecek.
DIŞİŞLERİ ARI GİBİ ÇALIŞIYOR
İsrail-Suriye arasında dolaylı barış görüşmelerini başlatarak dünyanın dikkatini çeken Türkiye, çok boyutlu dış politikasını geliştirmenin yollarını arıyor. Günümüzde uluslararası ilişkilerin seyrettiği dinamik şartlarda
Ankara, statik ve tek parametreli bir politika yürütmeyi mümkün görmüyor. Türk dış politikası için çok boyutlu ve çok kulvarlı bir yapının en uygun seçenek olduğu belirtiliyor. Diplomatik kaynaklar Türkiye'nin ilgi alanına giren dosyaların ve dolayısıyla çalışmaların her geçen gün arttığını vurguluyor. Bakanlık daha önce buna benzer bölgesel toplantılar yapıyordu. Ancak dün başlayan konferans ilk kez gerçekleşiyor. Dünyanın önde gelen küresel aktörleri ABD ve
Rusya benzer toplantıları yıllık düzenli olarak yapıyor.
Servet Yanatma-Ankara/ZAMAN