Bu görüntü bütün vicdanları rahatsız etti. Yurdun dört bir yanında
halk demokratik tepkisini basın açıklamalarıyla ortaya koydu. Ancak kimi şehirlerde halkın bu tepkisini kullanmak isteyenler sahneye çıkmakta gecikmedi.
Türk'ün Samsun'da burnu kırılmıştı. Ancak bu kareler onun kalbini kırdı. Çünkü provokatif saldırının hedefi olan tecrübeli siyasetçi, oynanacak oyunu baştan sezmiş ve "ne olur bu oyuna gelmeyin" diye uyarmıştı.
Ona rağmen bu çirkinlikleri sahneleyenlerin hem Türk'ün çağrısını, hem de Türk'e yapılan saldırıyı umursamadıkları ortadaydı. Onu ve ona atılan yumruğu sadece "kullanmak" için önemseyen karanlık odaklar bazı şehirlerde oyunun
tehlike dozunu daha da arttırdı.
Türk'e yapılanları
protesto etmek isteyenlerle, onlara tepki gösterenler karşı karşıya geldi. Şiddetten beslenenler yine onların sinir uçlarıyla oynayarak ellerine sopalar tutuşturdu, farkında olmadıkları bir oyunun figüranları yaptı.
Sokağın gerilimini tırmandırmaya çalışanlar bu oyunu daha önce de milyon kere oynadı.
Türkiye asıl meselelerinden uzaklaştı, daha fazla
demokrasi için aldığı yolda adımlarını yavaşlattı. Bu yüzden ekranlarda bu görüntüleri izlerken, birilerinin ellerini ovuşturduğunu tahmin etmek zor değil. Ancak Türkiye'nin artık ezberlediği bu tuzağa bir daha düşmemesi gerekiyor.