Darbe teşebbüsünde bulunan herkesin yargılanması gerektiğini ve
darbecilere karşı
ülkelerin korunma yöntemleri geliştirmesinin zorunluluk olduğunu savunan Norveçli gazeteci-yazar, "
Ordunun şeffaf,
hesap verebilir olması gerekir. Kapalı sisteme sahip bir ordu, o ülke için büyük bir problem oluşturur ve
Türkiye'de şimdi yaşandığı gibi darbe teşebbüsleri her zaman olmaya devam eder" dedi.
Bir ülkede bağımsız askeri mahkemelerin bulunmasının antidemokratik bir
uygulama olduğunu ve bir hukuk devletine yakışmadığının da altını çizen
Otto Johansen, genelkurmay başkanı da dahil herkesin hukuk karşısında eşit olması gerektiğini ve kimsenin 'ayrıcalıklı haklara' sahip olamayacağına dikkat çekti. Norveç'te askeri mahkemelerin sadece savaş zamanlarında kurulduğunu da sözlerine ekleyen ünlü gazeteci-yazar, "
Savaş zamanları dışında genelkurmay başkanı da bir suç işlediğinde normal bir vatandaş gibi hakim karşısına çıkarılabilmeli. Eğer böyle olmazsa Sovyetler Birliği'nden farkınız kalmaz." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin farklı darbe teşebbüslerinin yargılanmasının da içinde yer aldığı Ergenokan davasını sonuçlandırdığında ve
darbeci zihniyetten kurtulduğunda çok daha güçlü bir devlet olacağına dikkat çeken Johansen, "Çünkü Türkiye bölgedeki diğer ülkeler gibi değil. Yönü batıya dönük ve
modern bir ülke. Büyümesi daha hızlı olacaktır." dedi. Norveçli gazeteci ayrıca nüfusunun büyük bir kısmı
Müslüman olup da Türkiye gibi demokrat ve çağdaş bir yapıya sahip başka bir ülkenin olmadığına dikkat çekerek, "Eğer herhangi bir ordu müdahalesi olmazsa Türkiye'nin önümüzdeki 10 yıl içinde Avrupa'nın en güçlü ülkelerinin başında ve dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olacağını düşünüyorum." İfadelerini kullandı. Johansen sözlerini şöyle sürdürdü: "Mesela Almanya'daki Türkler artık çok eğitimli ve gerek devlet yönetiminde gerekse özel teşebbüste çok yüksek yerlere gelmeye başladılar. Almanya'daki Türklerin şu andaki durumuna bakarak Türkiye'nin Avrupa'da gelecek yıllarda ne kadar güçlü bir hale geleceği tahmin edilebilir."
Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) 'parti kapatmayı zorlaştıran' anayasa değişikliğine ret oyu vermesini ise 'paradoks' olarak tanımlayan Johansen, "BDP'nin neden böyle yaptığını anlamakta zorlanıyorum. Bu, partinin kendi içinde çeliştiğinin bir göstergesidir." yorumunu yaptı.
AK Parti'nin hiçbir zaman Türkiye'yi "İslamlaştıracağına" inanmadığını ve
iktidar partisini kesinlikle "İslamcı" olarak tanımlamadığını kaydeden Johansen,
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının inançlı olmasının AK Parti'nin İslamcı bir parti olduğu anlamına gelmeyeceğini belirtti. Johansen, "Eğer gerçekten öyle olsaydı ve gerçekten bunu ispatlayan ciddi göstergeler olsaydı kendini laikliğin teminatı olarak gören ordu bu duruma müdahale ederdi." ifadelerini kullandı. Johansen, "Bu müdahaleyi Batı'nın
demokrasi ve
laiklik anlayışı içerisinde anlamak ve kabul etmek çok zor." diye ekledi.
"BOYUMUZDAN BÜYÜK İŞLERE KALKIŞIYORUZ"
Norveçli duayen gazeteci
Jahn Otto Johansen,
terör örgütü
PKK'nın üst düzey yöneticilerinin Norveç'e gönderileceği yönündeki haberleri değerlendirdi. Şimdiye kadar mülteci
politikalarında devlet olarak çok hatalar yaptıklarını ve bu kişilere ilerisini hesap etmeden
oturum verdiklerini iddia eden Johansen, "PKK ile irtibatı olan birçok kişinin iltica başvurusu kabul edildi. Bu kesinlikle büyük bir yanlıştı, delilikti ve bizim için potansiyel bir
tehlike arz ediyor. Bu kişiler evlendi, çoluk çocuk sahibi oldu ve çoğaldı. Şimdi hiç kimse dokunamıyor bunlara. Kesinlikle mülteci olarak kabul edilmemelilerdi ve ülkelerine geri gönderilmeliydiler." dedi.
Norveç'in boyundan büyük uluslararası meselelerin içinde yer aldığını ve bunun ülkelerine büyük zarar verdiğini düşünen Johansen, "Biz Norveçliler kendimizi çok akıllı sanıyor ve her konuya atlıyoruz. Kendimin, çocuklarımın, arkadaşlarımın, torunlarımın
Kürt meselesi gibi problemli bir konu ile uğraşmasını istemiyorum." şeklinde konuştu. Terör ile bağlantılı kişilere 'rahatça' oturum vererek dolaylı bir şekilde terörizmi Norveç'e getirmiş olduklarını da sözlerine ekleyen Otto Johansen, "Diğer bir örnek
Sri Lanka. Ne işimiz vardı bizim onların problemine müdahale etmekle. Muhalif grupların elebaşlarını Norveç'e getirip oturum verdik, şimdi Sri Lanka devleti bize düşman kesildi. Ne gerek vardı?" dedi. Johansen, hükümetin son zamanlarda bu konuda daha realist ve akıllıca bir politika yürüttüğünü ve PKK ile irtibatı olan kişileri ülkesine geri göndermeye başladığı şeklinde duyumlar aldığını kaydetti.
(CİHAN)