SİYASİLERDEN SES KAYITLARINA ORTAK TEPKİ
Yargıtay 8.
Ceza Dairesi Üyesi
Hamdi Yaver
Aktan'a ait olduğu ortaya çıkan ses kaydında referandumda 'hayır' çıkması için Abdullah Öcalan'dan faydalanılması gerektiği anlatılıyordu.
CHP'nin de BDP'nin 'elinden tutmasının' şart olduğu aktarılan ses kaydı,
Hamdi Yaver Aktan tarafından da doğrulandı. Ancak Aktan, kayıtların 'montajlanma' olduğunu savundu. Turgut
Kazan da önceki gün BDP lideri Selahattin Demirtaş'la görüştüğünü kabul etti. Söz konusu ses kaydı siyasilerin de tepkisine sebep oldu. Siyasilerin görüşleri şöyle:
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: Yargıtay üyelerinden birisi, birkaç tanesiyle konuşuyor.
Türkiye için
hesap kitap yapıyorlar. Biri referandumda 'hayır' çıkması için, 'Öcalan'ı kullanmamız lazım.' diyor. 'Ancak onlar da hayır oyu verirse, hayır oyu çıkabilir.' diyor. Bir başkası bunu tasdik ediyor. Öcalan'la, Öcalan'ın avukatları veya BDP ile görüşecek Yargıtay üyelerini kendi içlerinde görevlendiriyorlar. Bu ayıp değil midir, bu yanlış değil midir? Bu ilk de değildir. Maalesef, Yargıtay üyeleri hepimizin kanını donduracak, tüylerimizi diken diken edecek şeyleri konuşuyorlar."
Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Sağlık-İş Başkanı Mustafa Başoğlu'nun, ziyaretinin ardından gazetecilerin gündemle ilgili sorularını da cevapladı. Kurtulmuş, Yargıtay üyelerine ait olduğu iddia edilen gündemdeki
ses kayıtlarıyla ilişkin de "Doğruysa çok vahim bir durum, doğruysa büyük bir suçtur." ifadesini kullandı. Kurtulmuş, kendilerinin referandumda '
evet' diyeceğini ama ana
yasa değişikliği paketini yeterli bulmadıklarını dile getirdi.
CHP Grup Başkan Vekili Muharrem İnce: "Bir Yargıtay üyesinin böyle bir konuşma yapmış olduğuna inanmak istemiyorum. Ancak olay doğruysa gereken derhal yapılmalı. En büyük dileğim böyle bir konuşmanın hiç yapılmamış olması. Böyle bir konuşma yapıldıysa durum çok vahimdir. Bu konunun bir an önce tam olarak aydınlığa kavuşturulması gerekir."
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay: "Ses kayıtları dehşet verici. Adalet üst organlarının bu kadar siyasallaşması, şirazeden çıkacak kadar tartışmaların tarafı olması, kendi makamlarını korumak için Türkiye'nin önünü karartma çabası içine girmelerini dehşetle, üzüntüyle izliyorum. Yargı, garip biçimde birbirini seçen mekanizma tarafından ele geçirilmiş. Belli bir grup. Sen, ben, bizim oğlan düzeni var. Benim
HSYK üyesi
arkadaşlar kadar meslekte kıdemim var. Kimlerin, nasıl arkadaş hatırı, hemşehricilikle üst organlara seçildiğine defaatle
tanık oldum. Bu direniş imtiyaz sahiplerinin son direnişleri. Sinsi bir direniş her tarafta görünüyor. Ancak halkın önünde hiçbir kuvvet duramaz. Halkoylaması birçok kilidi açacaktır. "
DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi: "
Ses kaydında yer alan sözler yanlış ve çirkin. Bir
yüksek yargı organı mensubuna yakışmadı. Yargıtay'ın konuyla ilgili gerekli çalışmaları yapmasını istiyorum. İnsanların bulundukları makamın sorumluluğunu ve ağırlığını bilmesi gerekir. Bir yüksek yargı mensubu, ne söyleyeceğinden çok ne söylemeyeceğini bilmelidir. Bu sözler çok yanlış ve çirkindir. İlgili kişinin en azından çıkıp kamuoyundan bir özür dilemesi gerekir. Yargıtay da
soruşturma açıp işin aslını ortaya çıkarmalıdır."
CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman: "Medyaya yansıyan konuşmalar doğru ise fevkalade üzücüdür. Ve gereği yapılmalıdır; yanlış yapanlar, cezalarını çekmelidir. Ortaya atılan iddiaları hukuk açıklığa kavuşturmalıdır. Bu konuşmalar yapılmış mıdır, bahsedilen kişilere ait midir, değil midir, kayıtlar üzerinde montaj yapılmış mıdır? Ben, bu durumun yargısal süreç içerisinde açıklığa kavuşturulması, suç unsuru varsa bunun cezalandırılmasını isterim. Ben ülkemin hukuk devleti olduğunu görmek isterim."
Uluç: Ses kayıtlarıyla ilgim yok
Yargıtay 8.
Hukuk Dairesi Başkanı
Yusuf Uluç, ses kayıtlarında geçen Yargıtay üyeleri Hamdi Yaver Aktan ve Fatih Arıkan ile hiçbir zaman bir araya gelmediğini, asla böyle bir sohbetin de yanında yapılmadığını savundu. Uluç, yaptığı yazılı açıklamada, internete düşen ses kayıtlarıyla 'en ufak bir ilgisinin bulunmadığını' iddia etti. Uluç, şu ifadeleri kullandı: "Benim dışımda yapılan ve montajlanan yazının bu bölümlerini asla kabul etmiyorum. Bunu vicdanlara
havale ediyorum. Dinlemenin yasa dışı yapılmış olması da ayrı bir olaydır. Hiçbir zaman
adalet cübbesini giyerek hukuku kirletme ve derin bağlantılar içinde
toplum mühendisliğine soyunmadım. Hiç şüphesiz buna hakkım da yoktur. Kendi payıma bunu açıklık sayarım. Bunun
servis edilmesinin nedeni, şu veya bu şekilde bu sohbetten yararlanmak ve 4
Mart 2010 tarihinde yapılan Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığı seçiminin sonucunu karalamaktır."
Adalet Bakanı Sadullah Ergin: Yüksek yargıdaki sorunlar adalete güveni sarsıyor
Adalet Bakanı
Sadullah Ergin, yargıdaki sorunların 'adalete güveni sarstığı' uyarısında bulundu. Bakan Ergin, bazı
davalarda tutukluluk sürelerinin uzamasının kendilerini de rahatsız ettiğini belirtirken, HSYK görüşmelerinin objektif kriterler konusunda tıkandığını vurguladı.
Sadullah Ergin, Hakimevi'nde düzenlediği basın toplantısında 2010-2014 yıllarına ilişkin '
Adalet Bakanlığı Stratejik Planı'nı açıkladı. Stratejik plana ilişkin açıklamalarının ardından Bakan Ergin, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ortam dinlemelerinin engellenmesi yönünde stratejik planda bir çalışma olup olmadığının sorulması üzerine, bu konuyla ilgili çalışmalar yapıldığını, belli bir noktaya gelindiğini ve
Parlamento açıldıktan sonra bu konuda birtakım adımlar atılacağını kaydetti. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda da etik ilkeler dışında bir
yaptırım öngörülüp öngörülmediğinin sorulması üzerine, tarafsızlığı ihlal edici yaptırımların Hakimler ve Savcılar Yasası içinde düzenlendiğini, yasal eksikliğin olmadığını ancak uygulamadan kaynaklanan eksiklikleri giderme konusunda gayretlerin devam ettiğini söyledi. Ergin, "Yargı bağımsızlığı denince hemen akla yürütme ve yasama organının
yargıya müdahale etmemesi geliyor. Yargı bağımsızlığını tehdit eden unsur sadece yürütme ve yasama mıdır? Sivil toplum örgütlerinin,
baskı araçlarının, medyanın dış etki olarak yargıya etki etme şansları yok mu? Bugüne kadar dile getirilmeyen, söylenmekten çekinilen yargı bağımsızlığını etkileyen iç etkiler konuşulmuş mudur? Bunlar da yargı bağımsızlığını etkileyen unsurlardır. Onlar da yargının kendi iç dinamiğinden kaynaklanan etkilerdir, bunun içinde
Kurul'u ve yüksek mahkemeleri sayabilirsiniz. Bir hakimin adil ve tarafsız olması yetmez, aynı zamanda adil ve tarafsız gözükmesi de lazım. Bu algıyı oluşturması lazım.'' şeklinde konuştu.
Adalet Bakanı Ergin, HSYK'daki
kararname görüşmelerinin neden tıkandığının sorulması üzerine, "HSYK görüşmeleri objektif kriterler konusunda tıkanıyor. Bizim kararname taslağı kriterlere uygun hazırlanan taslaktır. Görüşmelerin sonuna doğru bu kriterlerle uyuşmayan talepler gelince bu kriterler hatırlatıldı. Bundan kaynaklı birtakım uyuşmazlık görüntüsü ortaya çıkmıştır.'' dedi. Ergin, Bakanlığın Kurul üyelerinin yeni taleplerini değerlendirmek için çalışmalar yaptığını bildirdi.
Davaların ve tutukluluk sürelerinin uzamasının bazı dava sanıklarının mağduriyetlerine yol açtığının hatırlatılması üzerine şöyle konuştu: "Davaların ve tutukluluk sürelerinin uzaması 'geciken adalet, adalet değildir' özdeyişini uyandırıyor. Davaların uzaması bizi rahatsız eder, bütün bunları aşabilmek için çalışmalar yapılıyor. Yüksek yargıda son dönemde zamanaşımından düşürülmüş dosyalara bakınız... Silivri'deki dosyaların uzaması bizi rahatsız eder. Zamanaşımından düşürülen
faili meçhul cinayetlere ilişkin davaların bu şekle gelmesi de bizi rahatsız eder."
Şehit aileleri: Bu vatana ihanettir, derhal istifa etsinler
Yargıtay üyelerine ait ses kayıtları
şehit ailelerini de derinden yaraladı. Referandumda 'hayır' çıkması için
teröristbaşı Abdullah Öcalan'dan faydalanılması gerektiğinin dile getirildiği ses kayıtlarına tepki gösteren
şehit yakınları, adı geçen Yargıtay üyelerinin istifasını istedi.
İzmir Şehit Aileleri İnsan Hakları ve
Yardımlaşma Derneği Başkanı
Yavuz Alphan, ses kaydının içeriden, kandan beslenen kesimlerin varlığını anlattığını söylüyor. Alphan, "Bu ses kayıtları vatana ihanetle eşdeğerdir. Hemen istifa etsinler. Üç beş tane çocuk daha ölünce mutlu mu oluyorlar? Senin maaşını biz ödeyeceğiz, sonra
PKK ile birlikte olacaksın. Hem de yargı mensupları. Yargı nasıl böyle bir işin içine girebilir, anlayamıyorum. Biz kime güveneceğiz? Tuz kokmuş!" diye konuştu.
Şehit Aileleri Derneği
Konya Şube Başkanı Cafer Çelik ise rütbesi, mevkii, makamı ne olursa olsun terör örgütüne yakın insanları kınadıklarını söyledi. Şehit yakınlarının artık dayanacak gücünün kalmadığına değinen Çelik, "Bölücü başıyla irtibat kurup memleketi çıkmaza sokan birileri varmış. Bu nasıl yapılabilir, anlamak mümkün değil. Bu insanları lanetliyoruz." dedi.
Kırıkkale Vatan İçin Can Verenler Derneği Başkanı Mümtaz Torunlu ise hakimlerin, savcıların, yargıçların
teröristbaşıyla görüşmesinin vatana ihanet olduğunu söyledi. Torunlu, vatana ihanet suçu işleyen bu insanların Yüce Divan'da yargılanmasını istedi.