Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı Vildan
Karabulut, görevden alınan
Ayşe Sucu başkanlığında yeni bir oluşum içinde olacaklarını söyledi.
Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı Vildan Karabulut yaptığı açıklamada, Yönetim Kurulu Başkanı Ayşe Sucu'nun 25 Aralık'ta görevinden alındığını hatırlattı. Sucu'nun
Kadın Faaliyetleri
Merkezi'nin temellerini attığını ve 12 bin üyesi ile
Türkiye'nin en güçlü kadın kuruluşu haline getirdiğini söyleyen Karabulut, "Bu kurum, Türkiye
Diyanet Vakfı tarafından Ayşe Sucu Hanımefendi'ye hazır olarak verilmemiş, tam tersine bizzat Ayşe Sucu hanımefendi, bir projeyle vakfa gelmiş, teklifi üzerine
vakıf; hiçbir üyesi hiçbir yapılanması olmayan bu yeni çalışmayı başlatmasını kendisinden istemiştir." dedi. Her yapılan işin onu gerçekleştiren kişiyle hayat bulduğunu kaydeden Karabulut, "Bu başarının ilmek ilmek işlenerek her gün daha çok kadınımıza, daha çok insanımıza, daha çok
aileye ulaşmasının tek başına mimarı Sayın Ayşe Sucu'dur. Onun liderlik vasfıdır." diye konuştu.
Sucu'nun her kuruma, cemaate, her siyasi partiye aynı mesafade durarak adeta
siyaset üstü bir duruş sergilediğini kaydeden Karabulut, şöyle devam etti:
"Çağdaş kadının da
dindar olabileceğini göstermiştir. Biz onunla, insanın dış görünüşü ile değil, kafasıyla yüreği ile
hizmet götürebileceğini öğrendik. Burası dini, doğru anlamayı ve anlatmayı, demokratik ve cumhuriyetçi bir anlayışla kültürel geleneğimize sahip çıkmayı, kısaca çağdaş ve İslami bir aile yapısı oluşturmayı amaç edinmiştir."
"BU MERKEZ HERKESE AÇIK"
Kadın Faaliyetleri Merkezi'nin,
Türkiye Diyanet Vakfı'na bağlı bir merkez olarak çalışsa da artık bir
sivil toplum kuruluşu yapısında olduğunu söyleyen Karabulut, "Hatta kazandığı çağdaş kimlikle, kadın-erkek,
genç-
yaşlı, eğitimli-eğitimsiz, toplumun her kesimine hatta farklı din mensuplarına, farklı inanışlara sahip olanlara; dini, kültürel, sosyal değerler kazandırmayı, var olan değerlerimize sahip çıkarak güçlendirmeyi kendisine
hedef almıştır." dedi.
Ateistlerle bir yakınlaşma olduğu yönünde çıkan haberleri de hatırlatan Karabulut, "Tabii ki bu merkez herkese açık. Keşke her kesimden, her dinden, her anlayıştan insan bu merkezde bu bilgilere ulaşabilseydi." ifadesini kullandı.
Sucu'nun bu kadar farklı yapıdaki izleyici kitlesine hitap etmeyi gerçekleştirerek bir zoru başardığını söyleyen Karabulut, "Yalnızca bu bile İslami kucaklayışın en güzel örneğidir." şeklinde konuştu.
Merkezin herhangi bir sivil toplum kuruluşu değil, öncelikle bir kadın kuruluşu olduğunu dile getiren Karabulut, kadın sorunlarını ele alan birçok kurum ve kuruluş bulunduğuna işaret etti. Karabulut, "Ancak biz, inanan, dindar ve çağdaş kadının toplumsal fonksiyonlarını, aktif yaşantısını devam ettirirken, dini yaşayabilmesine, dini, hayatın içine taşıyabilmesine yardımcı olmayı kendimize misyon olarak aldık." dedi.
Kadının, anne, eş ve eğitmen olarak sosyal hayatın pek çok yerinde görev aldığını belirten Karabulut, "Çağdaş ve dindar kadının, sosyal yaşamdan kopmadan, dindar ve sosyal olma arzusunu ve toplumdaki yerini bir kez daha sorgulamaya kalktığımızda, Türkiye Diyanet Teşkilatı'nın bu konuyu ele almak gibi bir yükümlülüğü olduğuna inanıyoruz. İşte bu merkez, bu çok özel görevi yerine getirme sorumluluğunu taşıyordu." diye konuştu.
Merkezin, dini ve kültürel değerlere sahip nitelikli ve donanımlı bir
gençlik kazandırılması konusuna da çok önem verdiğini aktaran Karabulut, "Din,
felsefe, tarih, edebiyat,
Osmanlıca, tefsire giriş,
Arapça,
İngilizce, musiki, resim, hat ve tezhip gibi insanın eksikliklerini tamamlamasına, kendini tanımasına yardımcı olmak, ona bir farklılık bilinci kazandırmak maksadıyla, merkezimizde çeşitli dersler ve seminerler düzenlenmekte. Bu seminerlerin hemen hepsi alanında adeta duayen olmuş isimler tarafından verilmekte. Örneğin, Prof. Dr. Saim Yeprem, Prof. Dr. Kenan Gürsoy,
Hilmi Yavuz, Prof. Dr. Ahmet İnam, Prof. Dr.
Şaban Ali Düzgün, Prof. Dr.
Aliye Mavili
Aktaş, Prof. Dr. Hakan Poyraz isimlerini zikrettiğim değerli hocalarımız, hem verdikleri seminerlerle hem de danışma kurulumuz olarak her zaman bize
destek vermişlerdir. Kendilerine teşekkür ediyoruz." dedi.
"AYŞE SUCU'NUN HİZMETLERİNİN TEŞEKKÜRÜ BU OLMAMALIYDI"
'Yapılan çeşitli çalışmaların hemen hepsinde yaşanan kalabalık ve izdihamın toplumdaki bir açlığı, bir ihtiyacın karşılandığının göstergesi' olduğunu belirten Karabulut, şöyle devam etti:
"Ancak bu çalışmalar, hedefler Sayın Başkan'ımızın görevden alınması ile birlikte sona ermiştir. Görevden alınma gerekçesi yeniden yapılanma olarak gösterilmiştir. Sayın Ayşe Sucu'nun başarısız ve liyakatsız olmadığını biliyoruz. Yapmış olduğu çalışmalar ve hizmetler dikkate alınarak, ya bu yeni yapılanmaya onunla devam edilmesini ya da taltifen ve takdiren yeni bir göreve atanmış olmasını arzu ederdik. Sayın Ayşe Sucu'nun hizmetlerinin teşekkürü bu olmamalıydı."