Eksen kayması iddialarının yersiz olduğu tespitinde bulunulan raporda, "ABD ve AB,
Türkiye'nin 'İslamcı bloğa dahil olduğu' ya da 'Batı'ya sırtını döndüğü' gibi klişeleri bir kenara bırakmalı. Bölgesel bir güç olarak Türkiye, zaman zaman ortak hedeflere ulaşmak için kendi taktik ve yöntemlerini izleyecektir; ancak
Brüksel,
Washington ve
Ankara bu zor bölgede beraber çalışarak daha başarılı sonuçlar elde edebilirler." tavsiyesinde bulunuluyor.
ICG, Türkiye'nin son yirmi yılda daha zengin, kendine daha çok güvenen bir
ülke olduğuna ve artık Washington ve Brüksel'e bağlı olmadığına dikkat çekti. Yakın zamanda yaşanan güven
krizlerine rağmen tüm tarafların halen birçok ortak noktalarının olduğunu ve bu ortak noktaların bölgedeki istikrarı artırmak için önemli bir temel oluşturduğunu yazdı.
Raporda, Mavi
Marmara saldırısı ile dibe vuran Türkiye-
İsrail ilişkilerini onarmak için bu trajik olayı incelemek üzere kurulan
Birleşmiş Milletler panelinden faydalanılması gerektiği ifade edildi. İsrail'e ilişkileri normalleştirmeye odaklanması gerektiği ve eğer askerlerinin suç işlediği ortaya çıkarsa, sanıkları yargılaması ve Türkiye'yi tatmin edecek adımlar atmanın yollarını bulması tavsiyesi yapıldı. Ankara'ya da ağır talepler ve katı söylemlerden uzaklaşarak ilişkilerin iyileştirilmesi için kendi üzerine düşeni yerine getirmesi çağrısında bulunuldu. ICG, raporunda Türkiye'nin
Brezilya ile birlikte
İran nükleer krizinin çözümü için gösterdiği diplomatik çabalarının, Ankara'nın İran ile taraf olması anlamına gelmediği tespitine yer verdi. Ankara'nın bu şekilde davranmak için kısmen ABD tarafından cesaretlendirildiği ve Batılı müttefikleri ile aynı amaç için, yani İran'ın nükleer
silah sahibi olmaması için uğraştığını belirtti.
Raporda "Bu iki farklı kriz sonucu, aslında amacı bölgede istikrar ve barışı sağlamak olan Türkiye'nin Ortadoğu'daki faaliyetleri konusunda yanlış anlaşmalar ortaya çıktı. Her ne kadar İran ile olan ilişkisi Batı başkentlerinde kuşku ile karşılansa ve İsrail ile gerginlik 'sıfır sorun' dış politikasına zarar verse de Batılı müttefikleri ile ortak hedefler paylaşan Türkiye, hem Ortadoğu'da hem de diğer ihtilafların çözümlenmesinde önemli bir rol oynamaya devam etmelidir." denildi.