AB'nin genişlemeden sorumlu üyesi
Stefan Füle,
İran konusu yüzünden "
Türkiye'nin dış
politikada ekseni kaydı" tartışmalarına ilişkin olarak, "Türkiye'nin adımları AB perspektifiyle çelişmiyor" dedi. Füle, anayasa değişikliğinin önemini de vurguladı.
Anayasa paketinin içeriğini, AB'ye uyum açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
Doğru yolda gidiyor. Bu inisiyatifi, AB için gerekli olan reformların devamı için oldukça önemli olarak görüyorum.
CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne gitmesi, anayasal değişikliklerin engellere takılabileceği endişesi yaratmıyor mu?
Bu paketin sadece içeriği değil, aynı zamanda nasıl tartışılıp onaylandığı da önemli. Öncelikle Türkiye kurumlarının bu paketi nasıl onaylayacağı konusunda bir uzlaşma yaratma gerekiyor.
TÜRKİYE ÇOK ÖNEMLİ BİR ÜLKE
Türkiye'nin İran ile ilgili tutumu, ülkenin eksen kayması yaşadığı tartışmalarına yol açtı. ABD Savunma Bakanı Robert Gates de bu konudaki sorumluluğu AB'ye yükledi.
Türkiye çok önemli bir ülke. Ülkenin bölgedeki önemi de tabii ki tam üyelik süreci dışında, Türkiye ile çalışma isteğini daha da artırıyor. Bu
dış politika konularında da geçerli. Ben Türkiye'nin adımlarının ve AB'ye karşı yaklaşımının, üyelik süreci ile çelişkili olduğunu düşünmüyorum. Aynı zamanda komşularla sıfır sorun politikasının da somut sonuçlar getireceği beklentisindeyiz.
Türkiye'nin İran'a yönelik politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
İran'a karşı
yaptırım kararı, bu ülkenin uluslararası sorumluluklarını yerine getirmemesinden kaynaklanıyor. Tahran'ın nükleer programını tartışmaya açacak, Ankara'nın üzerinde uzlaşacağı bir
anlaşma memnuniyetle karşılanırdı. Tabii ki biz Viyana'daki Atom
Enerji Ajansı'nın önüne getirilen, Tahran'ın nükleer reaktörüne ilişkin varılan uzlaşmadan haberdarız. Ama bu uzlaşma, sorunu çözmeye yeterli gelmiyor. Bununla birlikte, geçtiğimiz yıl ekim ayında masaya konulan uzlaşmadan farklı öğeler içeriyor. En önemlisi, bu uzlaşmada, Tahran'ın nükleer programına ilişkin müzakereleri başlatma taahhüdü yer almıyor.