Türk okullarının faaliyette bulundukları yirmi beş yıllık süre içinde Türkiye’nin dünyaya armağan ettiği tek markayı oluşturduğu ve Türkiye’nin uluslararası camiadaki imajına en müsbet katkıyı yaptığının altını çizen Faruk Taban,  okullarla ilgili mesnetsiz iddialarına dair "Bu tutumun Türkiye’deki iktidar partisi siyasi mülahazalarından değil de bir yanlış bilgilendirilmeden kaynaklandığına inanmak istiyoruz. Sayın Davutoğlu’nun ve iktidar partisi liderlerinin kendi siyasi mülahazalarını Türkiye’nin çıkarları ve Türkiye ile 160 ülke arasındaki dostluk köprülerinin önüne koymayacağı hüsnü zannını taşımaya kendimizi zorluyoruz. Bu çerçevede Sayın Davutoğlu’nu elinde olduğunu iddia ettiği bilgileri paylaşmaya ve şayet bir suç unsuru varsa hukuki süreci başlatmaya, aksi halde, Gerek Türk halkından gerekse gurbetteki Türk insanlarından ve bu okulların hizmet verdiği ülkelerin insanlarından özür dilemeye davet ediyoruz." şeklinde ifadeler kullandı.

"Sn. Türk Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun ABD'deki Türk Amerikalılar tarafından kurulan da dahil olmak üzere tüm dünyada Türk eğitimciler tarafından kurulan özel okullar hakkındaki karalayıcı yorumlarını üzüntüyle öğrendik. Sayın Davutoğlu, Dışişleri bakanlığı tarafından bütün dünyadaki Türk büyükelçilerine verilen bir talimatı teyid sadedinde bu okullarla alakalı mesnetsiz iddialarda bulundu.

 

Türkiye’yi sevenlerin inanmakta ve anlamakta zorlandığı bu talimatı müdafaa sadedinde delil göstermeden bu okullarla irtibatlı sivil toplum liderlerinin Türkiye’yi itibarsızlaştırma çabası içinde olduğu iddiasını dile getirdi. 

Türk kökenli Amerikalıların her sahadaki girişimlerini destekleyen bir sivil toplum kuruluşu olarak Sayın Davutoğlu’nun bu talihsiz söylemi karşısında hayret ve üzüntümüzü paylaşmak istiyoruz.

 

Amerika’da Türk eğitimciler tarafından kurulan özel okullar ve dünyada yaklaşık 160 ülkede kurulan benzer okullar Türkiye ile bu ülkeler arasında dostluk köprüleri kurulmasına vesile oldular. Bu okullar gerek bulundukları ülkelerin devlet başkanları ve yetkilileri gerekse Türkiye Cumhuriyetinin idarecileri tarafından takdir gördüler. 1990’larin başından itibaren Türkiye Cumhuriyetinin başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı makamlarını ihraz etmiş bütün zatlar bir iki istisnası dışında bu okulların ülkeler arası kültür köprüleri kurmalarını tebrik etti.

 

Faaliyette bulundukları yirmi beş yıllık süre içinde bu okullar Türkiye’nin dünyaya armağan ettiği tek markayı oluşturarak Türkiye’nin uluslararası camiadaki imajına en müsbet katkıyı yaptılar. Geçtiğimiz Şubat ayında Türkiye’yi ziyaret eden iki devlet başkanı tarafından kendi ülkelerine hizmetleri ve ülkeleriyle Türkiye arasındaki dostluğa katkıları nedeniyle takdir edildiler.

 

Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde geçici üye adayı olduğu bir dönemde Türkiye’nin dünyadaki itibarına katkılarından ötürü teşekkür ve takdir edilmesi beklenen bu okullar hakkında Sayın Davutoğlu tarafından karalayıcı ifadeler kullanılmasını anlamak mümkün değildir.

 

Diplomatik nezakete ve sorumlu devlet adamlarına yakışmayan bu karalayıcı ve genelleyici söylemin hür ticari teşebbüs hakkına tecavüz ve başka ülkelerin içişlerine karışma boyutları ise hukuğun mevzuudur.

 

Bu tutumun Türkiye’deki iktidar partisi siyasi mülahazalarından değil de bir yanlış bilgilendirilmeden kaynaklandığına inanmak istiyoruz. Sayın Davutoğlu’nun ve iktidar partisi liderlerinin kendi siyasi mülahazalarını Türkiye’nin çıkarları ve Türkiye ile 160 ülke arasındaki dostluk köprülerinin önüne koymayacağı hüsnü zannını taşımaya kendimizi zorluyoruz. Bu çerçevede Sayın Davutoğlu’nu elinde olduğunu iddia ettiği bilgileri paylaşmaya ve şayet bir suç unsuru varsa hukuki süreci başlatmaya, aksi halde, Gerek Türk halkından gerekse gurbetteki Türk insanlarından ve bu okulların hizmet verdiği ülkelerin insanlarından özür dilemeye davet ediyoruz."