Papa'ya
akşam yemeğinde kuru
incirli
kuzu bonfile ile zeytinyağlı garnitürlerden oluşan mönü sunulurken çok fazla yemek yemediğini söyleyen Papa, en çok Swiss
otel'in speciali olan 'angora keki'ni beğendi. Kahvaltıda da mönünün sade olmasını isteyen Papa,
yerli portakal suyunu
tercih etti. Papa'nın yemekte
deniz ürünleri, mantar ve acı
baharat istememesi üzerine bu ürünler yemekte kullanılmadı.
PAPA'NIN AKŞAM YEMEĞİ: KURU İNCİRLİ KUZU BONFİLE
Geceyi Çankaya'daki
Vatikan Büyükelçiliği'nde geçiren Papa 16. Benedict'in akşam yemeği Swissotel mutfağında hazırlandı.
Papa'nın Ankara'daki son programı olan Vatikan Büyükelçiliği'ndeki
yabancı misyon şefleriyle görüşmesinin ardından kendisine sunulan yemekte Türk mutfağının birbirinden lezzetli yemekleri yer aldı. Swissotel'in mutfağından gelen mönüde
ana yemek olarak Papa'ya
ıspanak garnitürlü kuru incirli bonfile sunuldu. Ana yemek olan bonfilenin yanında Papa'ya zentinyağlı ıspanak, zeytinyağlı
yaprak sarma ve Türk mantılı et yemeği ikram edildi. Papa'ya
tatlı olarak ise Swissotel'in speciali angora keki sunuldu.
KURU İNCİRLİ KUZU BONFİLE'NİN YAPILIŞI
Domates, ıspanak ve biber tavada kızartılıyor. Tabağa alınan kızartmanın üzerine daha önceden kızartılarak hazırlanmış kuzu bonfile ekleniyor. Kuru incir ve
kırmızı biber sosu eklenen yemeğin üzeri ise domates kabuğundan hazırlanan gülle süsleniyor.
PAPA'NIN YEMEĞİ TÜRK MUTFAĞINDAN
Swissotel mutfağında Papa'ya özel yemek hazırlayan baş
aşçı Ercan Soylu, ''Papa'nın Türk yemeklerini
test etmek istediğini düşündük. O yüzden
Osmanlı mutfağını kullandık.'' dedi. Papa'nın mantar ve acı baharatlı yemek istemediğini öğrendiklerini söyleyen ahçı, ''Bize önceden belirtilen mantar, acı baharat ve
balık kullanılmasıydı. Biz de buna göre Osmanlı mutfağından lezzetli bir mönüyü kendisine sunduk.'' şeklinde konuştu.
Papa'nın yemekleri beğenip beğenmediğiyle ilgili olarak tabakların otele boş gelmesini gösteren aşçı Ercan Soylu, ''Papa'nın yemeklerden memnun kaldığını düşünüyoruz.
Yemeklerin geri dönüşünde tabakların boş mu dolu mu olduğuna bir aşçı olarak merak ettiğimiz için bütün misafirlerimizin tabaklarına baktık ve hepsi boştu. Papa, fazla yemek yiyememiş. Papa,
servisteki arkadaşlarıma 'Yemeklerin çok lezzetli olduğunu fakat fazla yemek yiyemediğini' söylemiş." dedi.
YEMEKLER OTELDEN AMA ÇATAL-BIÇAK TAKIMI ELÇİLİKTEN
Papa'nın yemeklerini Vatikan Büyükelçiliği'ne götüren otelin
garsonu
Haluk Erem ise, servis bıçağı ve çatalı olarak
elçilik malzemelerinin kullanıldığını söyledi. Garson Erem, ''Elçiliğin çatal ve
bıçaklarını kullandık. Vatikan arması olan eşyalar kullanıldı. Diğer ekipmanlar otelin kendi malzemeleriydi.'' dedi.
ELÇİLİKTEKİ YEMEKTE PAPA'NIN MASASINI VATİKAN FİĞÜRLERİ SÜSLEDİ
Elçilikte yemek servisi yapan otel garsonu Haluk Erem, masalarda Vatikan'ın sembolü sarı ve beyaz
çiçeklerin bulunduğuna dikkat çekerek, ''Önceden belirtilen bir durum vardı o da masalarda sarı ve beyaz çiçek bulunmasıydı. Bunların Vatikan'ın sembol renkleri olması nedeniyle istendiğini düşünüyorum.'' şeklinde konuştu.
PAPA AKŞAM YEMEĞİNİ 11 KARDİNALLE BİRLİKTE YEDİ
Elçilikdeki akşam yemeğinde bulunan Swissotel Kurum Satış Sorumlusu Tuğçe Özçelik ise Papa ve beraberindeki kardinallerin akşam yemeğinden son derece memnun kaldıklarını söyleyerek, ''Akşam yemeğe 11 kişi geldiler. Yemekte Türk olarak kimse yoktu. Papa,
büyükelçiler ve sekreterleri vardı. Onun dışındaki yakın korumalarıydı. Gayet memnun kaldıklarını düşünüyoruz.'' dedi.
Yemekte özellikle Papa'ya dikkat ettiğini söyleyen Özçelik, ''Papa ve büyükelçi bunu kendileri de dile getirdi. Papa normaldede çok fazla yemek yemediğini belirtti. Tatlıyı çok beğendiğini ifade etti.'' şeklinde konuştu.
Papa'nın beraberinde gelen kardinaller ise Swissotel'de ağırlandı.
SABAH KAHVALTISINDA PAPA ZİYAFET İSTEMEDİ SADE İSTEDİ
Swissotel Kurum Satış Sorumlusu Tuğçe Özçelik, Papa'nın sabah kahvaltısını ziyafet şeklinde değil sade istendiğini söyleyerek, kahvaltıda reçel, bal, portakal suyunun yer aldığını kaydetti.
Papa'nın kahvaltı mönüsünde şunlar yer aldı: Reçel, bal, portakal suyu gibi ürünler istendi. Ancak portakal suyunun Türkiye'de yetişen portakallardan yapılması istendi. Türk kahvesi içilmedi.