Ülkede yargının tıkanma noktasına geldiğine dikkat çeken Türk, muhalefetin 'yandaş yargıç' nitelendirmesine de sert çıktı: "Kimse hiçbir hâkimlerimizi töhmet altında bırakamaz. Adalet devletin temeli. Bunu da hâkimlerimiz ve savcılarımız sağlıyor. Onlara güvenmek zorundayız." Eski bakan Hikmet Sami Türk, TBMM Genel Kurulu'ndan geçen ve Yargıtay ile Danıştay'ın daire ve üye sayısını artırmaya yönelik düzenlemeyle ilgili Cihan Haber Ajansı'na açıklamalarda bulundu. Türk, yapılan düzenlemeyi önemli bulduğunu ancak bu konuda hala yapılması gereken çok işin olduğunu ifade etti. Türk, özellikle Yargıtay'da gelinen noktada reformun elzem olduğunu kaydetti. "REFORM ŞARTTI DAHA ATILMASI GEREKEN ADIMLAR VAR" Eski bakan Türk, Yargıtay ve Danıştay'da daire ve üye sayılarının artırılmasının yerinde bir karar olduğunu ancak bunun bölge mahkemeleri ile desteklenmediği sürece eksik kalacağını söyledi. Türk şunları, söyledi: "Yüksek yargıdaki daire sayıları artırıldı. Ama bu tek başına yeterli bir çözüm değildir. 2005 yılında kanun çıkartıldı. 2007'de uygulamaya geçmeyi düşündük. 9 bölgede kurulması düşünülen istinaf mahkemeleri bir an önce faaliyete geçmesi gerekiyor. 5 yıla kadarki davaları karara bağlayacak temyiz yolu olmayacak. Diğer davalar ise temyiz yolu ile Yargıtay'a gelecek. Bu önemli ölçüde dosyaların sayısını azaltacak. Kendi bakanlığı zamanında başlayan bir projedir. Türkiye artık o noktaya geldi. İmkanlar buna müsait değildi. Bu da yapıldığı takdirde Yargıtay'ın daire sayısının artırılmasını bir anlamı olduğunu söyledi. Bir anlam taşıyabilir. O zaman asıl reform olur. Yargıtay'da 'gerek yok' diyenlere; 'Türkiye büyüyen bir ülkedir. Ona göre davalar da artıyor. Belki şu anda gereğinden fazla artırılmış' diyenler olabilir. Aslında yıllardan beri birikmiş olan dosyaları sonuçlandırması bakımından buna gerek vardı. Ama '7 daire mi 5 daire mi?' olsun bu tartışılabilir. Ama reform şart oluyor." KİMSE HÂKİMLERİMİZİ TÖHMET ALTINDA BIRAKMAMALI Türk, yargıdaki bu reformla birlikte muhalefetin atanacak hâkimlerle ilgili ortaya attığı 'yargı siyasallaşıyor' iddialarına ise katılmadığını bildirdi. Türk, "Muhalefette, 'HSYK, Adalet bakanlarının bir anlamda kontrolü altına girdi' diye bir endişe var. Bu da adalet hizmetleri siyasallaşabilir endişesi var. Kimse bu hâkim ve savcılarımızı töhmet altında bırakamaz. Ben bırakmak istemem. Ama buna dikkat etmek lazım. Bazı kaygılar olabilir. Bu da doğaldır. Bu hâkimlerimizin sadece adalet ölçüleri içinde kalacağından eminim." ifadelerini kullandı. Türk, şunları kaydetti: "Sonuç itibariyle kaygılar bir tarafa hiçbir hâkimimize baştan böyle yandaş hâkim olarak götürülmesini töhmet altında bırakılmasını istemem. Uygulamayı görmemiz gerekir. Bugünkü hâkimler ve daire sayısı ile bunun altından kalmamız mümkün değil. Geciken adalet, adalet değil. Makul sürede bitirilmesi gerekiyor. Ben hiçbir hâkimimizi töhmet altında bırakmak istemem. Farklı görüşlerden insanlar olabilir. Herkesin bir görüşü vardır. Şu anda görevde olan hâkimlerin de bir görüşü vardır ama kürsüye çıktığı zaman o görüşlerini bir tarafa bırakıp hukuk neyi gerektiriyorsa, o yönde karar verirler. Adalet devletin temelidir. Bunu da hâkimlerimiz ve savcılarımız sağlıyor. Onlara güvenmek zorundayız. Ama yanlış karar verirlerse de eleştiririz."