Fronteks birliklerinin de koruyamadığı
Yunanistan-
Türkiye sınırına
tel örgü çekilecek
Fakirliğin, yoksulluğun ve istikrarsızlığın olduğu Orta ve Uzakdoğu
ülkelerinden
Avrupa Birliği ülkelerine geçmek için her yıl binlerce kaçak göçmen yollara düşüyor.
Göçmenlerin en fazla
tercih ettiği güzergah ise Türkiye. Yasa dışı yollardan ülkeye giriş yapan
kaçaklar İstanbul'a geldikten sonra yolculuklarının kalan kısmını tamamlamak için
Edirne'ye geliyor. İnsan kaçakçıları tarafından getirilen kaçaklar
göçmenler Karaağaç üzerinden
Yunanistan'a geçirilmeye çalışıyor. Her yıl kara ve
demiryolu ile gelen binlerce kaçak Edirne merkezde polis, birinci derece kara askeri
yasak bölgede ise hudut birlikleri tarafından yakalanıyor.
Ancak alınan tüm önlemlere rağmen Yunanistan'a kaçak geçişi yapılabiliyor. Yıllar içerisinde kaçak göçmenlerin geçişini önlemeye çalışan Yunanistan en sonunda
Avrupa Birliği sınır güvenliğinden sorumlu Frontex'ten
yardım istedi. Bunun üzerine Frontex birlikleri, Türkiye-Yunanistan sınırında görev almaya başladı. Yaklaşık iki aydan bu yana iki ülke sınırını korumaya çalışan Frontex birlikleri de kaçak geçişini önleyemedi. Sorunu temelli çözmek isteyen Yunan hükümeti Türkiye-Yunanistan sınırının 12 kilometrelik Karaağaç bölgesine tel örgü çekme kararı aldı.
Konu ile ilgili açıklama yapan Edirne Valisi Gökhan Sözer, Türkiye'nin Yunanistan'la yaklaşık 200 kilometrelik bir sınırının bulunduğunu belirterek, bu sınırın 13 kilometresini Karaağaç-
Bosna köyü bölümünün oluşturduğunu söyledi.
Meriç Nehri'nin geri kalan sınırı oluşturduğunu vurgulayan Sözer, "Başta
Somali,
Burma ve
Filistin olmak üzere yaklaşık 40
Afrika ve
Asya ülkesinden Avrupa Birliği ülkelerine göç etmek üzere kaçak göçmenler Türkiye'ye, buradan da Yunanistan'a geçmeye gayret ediyorlar. Bu Edirne ilini çok yakından ilgilendiren önemli bir sorundur. Kendi ülkelerindeki huzursuzluk ve benzeri nedenlerle AB ülkelerine gitmek isteyen insanlar
legal veya illegal yollarla ülkemize giriyor. Ve bu 200 kilometreyi aşkın Yunanistan-Türkiye sınırında Edirne üzerinden geçmeye çalışıyor. Yunanistan bir Schangen ülkesi. Dolayısıyla bu ülkeye geçtikleri zaman AB ülkelerinde barınma imkanı bulacak ve bu fırsatı kullanmak istiyorlar. Tabii bu geçme arzusu çoğu zaman insanlık dramına neden oluyor." dedi.
Edirne'de alınan önlemler sayesinde 2010 yılında 11 bin kaçak göçmenin yakalandığını ifade eden Sözer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu kaçak göçmenlerin çok azı ülkeleri tespit edilerek ve ülkelerinin kabul etmeleriyle deport edilebilmiştir. Kalanlar ise yine ülkemizde ülkeyi terk etmek üzere serbest bırakılmışlardır. Ancak ısrarla bu insanlar sürekli Yunanistan'a veya AB ülkelerine geçmeye çalışıyorlar. Bizim asıl mücadelemiz kaçak göçmenlerin organizasyonlarıyla ve organizatörleriyle. Bunlar çoğu zaman uluslar arası bağlantıları olan organize suç ekipleri. Ve kaçak göçmenleri Yunanistan'a AB ülkelerine kaçırmayı amaç edinmiş suç birlikleridir. Bunlarla mücadeleyi amaç edindik. Temmuz ayında daha önce göçmen kaçakçılığının kendisi suç iken, teşebbüs suç değildi. Bunun da göçmen kaçakçılığında suç haline gelmesiyle artık teşebbüs halindeki organizasyonlarda yer alanları da adli makamlara çıkartıyoruz ve bunların bir kısmı tutuklanıyor. Çıkanların tümü ile ilgili adli işlem yapılıyor."
Ülke olarak organize göçmen kaçakçılığı suç ve suçlularıyla mücadele etttiklerini anlatan Edirne Valisi, tüm kapama, önleme ve genel güvenlik
tedbirleriyle göçmen kaçakçılığının önüne geçmeye çalıştıklarını ifade etti. Sözer, "Jandarma, polis, hudut birlikte kaçak göçmenlere karşı ciddi anlamda mücadele ediyor. Tabii biz sınırımızı çok ciddi olarak ve sınır gerisinde
emniyet ve
jandarmanın çok ciddi tedbirleriyle göçmen kaçakçılarına karşı mücadele ederken Yunanistan tarafından hududu bu anlamda bekleyen ve koruyan bir
düzenleme veya organizasyon yok. Kendi hudutlarında kaçakların geçişini engelleyemediği için AB'nin hudut düzenlemesi ve güvenliğini sağlayan Frontex birliklerinden yardım istedi. Ve bu birlik 2
Kasım 2010 tarihi itibariyle Karaağaç bölgesi başta olmak üzere iki ülke sınırında tedbir aldı. Ama yine de hudut hattında Yunanistan'ın kaçak göçmen geçişlerini engellediğini söylemeyiz. Daha ziyade ülke içlerinde göçmen kaçakçılarına rastladıkları zaman bunları bize iletiyorlar. Ama asıl olan hudutta tedbir almaktır. Biz zaten hudutlarımızı sınır birlikleri tarafından koruyoruz ve oralar zaten askeri
yasak bölgedir. Oraya giriş-çıkış yasaktır. Her zaman fiziki önlemler bu kaçakçılığın önüne geçemiyor." diye konuştu.
Yunanistan'ın kendi sınırlarını korumak için ne tür önlem alacağına karışamayacaklarını ve elbette bilgi vermek zorunda olmadıklarını kaydeden Sözer, "Fiziki engel, geçişlerin engellenmesi için önemli bir rahatlık sağlar. Başka yolla zaten Yunanistan kendi sınırını koruyamıyor. Bu geçişleri engelleyemediği için zannediyorum fiziki engel düşünüyorlar. Gerçekleştirirlerse kendi sınırıdır." açıklamasını yaptı.
Karaağaç Mahallesi Muhtarı Ağah Korkan ise dünyada sınırların yavaş yavaş ortadan kalktığı bir dönemde tel örgü ile sınır korumayı doğru bulmadığını söyledi.
Kaçak göçmenlerin geçiş güzergahlarından birisinin de kendi mahallesi olduğunu dile getiren Korkan, güvenlik göçlerinin aldığı önlemler sayesinde geçişlerde azalma olduğunu anlattı.
Karaağaçlı bir
çiftçi Tanju Kabanlı da kaçak göçmelerin geçişine çok kez
tanık olduklarını belirterek, gece sınırı geçmeye çalışan kaçakların ürünlerine zarar verdiğini vurguladı. Kabanlı, Yunanistan'ın sınır çekeceği tel örgünün kaçakların geçişini engelleyeceğini sanmadığını kaydetti.